Herkesin kabul ettiği bir gerçeğimiz var: MEB'in en problemli alanı Teftiş. Bizi hiç yanıltmıyorlar, hiç şaşırtmıyorlar. Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Ortalığı boş bulmuşlar değneksiz geziyorlar.

Malum müdür değerlendirmeleri... Konjonktürü okuyamadıkları gibi bir de durumdan kendilerine vazife çıkarıyorlar. Buradan kimseye ekmek çıkmaz, kimse de kahraman olamaz.

İl MEM diyor ki eğer bir ilçe müdürü, yapılan değerlendirme sonucu 75 ve üzeri alamayan bir okul müdürüyle değerlendirme öncesi ve sonrasında toplam altı ay çalıştıysa, mahkeme kararına istinaden yapılan ikinci değerlendirmede de puanlama yapar. İlçe müdürleri ilin bu sözlü talimatına uyarak sonraki değerlendirmelerde okul müdürlerine puanlama yaptılar.

Değerlendirmeyi geçemeyen okul müdürlerinden bazıları durumu tekrar yargıya götürdüler. Yargı da MEB Teftişten ön inceleme yapılmasını istiyor. Durumdan vazife çıkaran müfettişler, ilçe müdürüne sen misin ilin talimatını uygulayan diyor ve ilçe müdürünün yargılanması yönünde rapor düzenliyorlar. Efendim neymiş, ortada yazılı talimat yokmuş. Olsa bile ilçe müdürü talimata uymamalıymış.

Şimdi bu malum müfettişlere soruyorum: Siz neyin peşindesiniz? Güya haklı bulduğunuz kişi, bir başka okulda şu an müdür zaten. Yoksa kendinizce bir günah keçisi buldunuz da, vurun abalıya mı diyorsunuz? Yoksa bazılarını gariban mı belirlediniz?

Herkes işini düzgün yapsın, durumdan vazife çıkarmaya çalışmasın. MEB de bu müfettişlere sahip çıksın. Sağa sola toslayana mukayyet olsun.

Acaba doyorum, bütün işi gücü bırakıp müfettişlerle uğraşmamız mı isteniyor?

Not: Art niyetli olmayan müfettişlerin hiçbiri yazının muhatabı değildir.