Sağlık çalışanlarına yönelik, Hakaret ve şiddet eylemlerinin tutuklama sebebi sayılacağı düzenleme, başta eğitim çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde yapılandırılarak çıkarılmalıdır. Özellikle okullarda eğitim çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin hiç bir güvenliği bulunmamakta. 19. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulunda ele alınan konulardan birisi de, Okul Güvenliğiydi. Velilerden toplanan ücretlerle güvenlik görevlisi temin eden okullarımızı saymaz isek, nöbetçi öğretmenlere yüklenen 'güvenlik görevliliği' yükümlülüğü ile MEB, sorumluluğu üzerinden atamaz. MEB'e göre, okullarda nöbetçi öğretmenlerin güvenlikle ilgili bütün konularda sorumlu olması gerekiyor. Nöbetçi öğretmen, okula giren kişinin elinde ne var, elindeki torbanın/poşetin içinde ne var, çıkarken yine o torba/poşet onda mı diye kontrol edebilir mi? Bakanlığın asında öğretmenin hiç bir yükümlülüğünün ve sorumluluğunun olamayacağı bir işi öğretmene yüklemesi anlaşılır gibi değil. Nöbetçi öğretmenin görevi okula saldıran, taciz eden bir kişiyle kavga etmek olabilir mi? Çocukların da eğitim çalışanlarının da güvenliği kamunun sorumluluğundadır. Devlet, çocuklarımızın da, kamu çalışanlarının da ana vasisidir. Okullarda güvenlik elemanı, devletin kadrolu elemanı olmalıdır. Okulun güvenlik önlemini alacak, bu konuda uzman ve yeterli olan kişiyi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kadrolu olarak ataması gerekir. Nöbetçi öğretmene, uzman ve yetrliğe sahip bir güvenlik görevlisinin yapabileceği işlerin sorumluluğunu yüklemekle, okulların güvenlik sorunu çözülmez.