Sanılanın aksine öğretmen olmak için fakülte bitirmek yeterli değil. Tecrübe ile sabit. Fakülte sadece insana öğretmen olmak için gerekli asgari diplomayı sağlıyor.
Buradan o fakültelerde ter döken meslektaşlarımızın öğretmen yetiştirmedikleri anlamı çıkarılmasın. Onlar olmasa bizler nasıl diploma alabileceğiz ? Aşağıdaki satırlarımda bunu daha fazla açıklayacağım. Ancak ironik olarak öğretmenliğe geri dönmek zorunda kalan bir meslektaşınız olarak senelerini okul yönetmekle geçiren okul müdürü arkadaşlarımın birçoğunun öğretmenliğe dönmediğini DEPO diye tabir edilen havuz durumunda olduklarını belirteyim.
Ben onca senenin ardından Öğretmenlik âli mesleğine dönene kadar , bir öğretmen olarak neden daha erken dönmedim diyorum. Çünkü öğretmenliği öğrencileri özlediğimi sınıfın tadını almaya başladığımda anladım. Yine bir meslektaşımızın dediğinin aksine – ki bizler müdür olarak etten kıymaya döndük; bundan sonra bir daha birleştirilerek et olmayız, olsak olsak köfte oluruz demişti- hiç de öyle et , köfte olmadığını anladım.
Yukarda değindiğim gibi öğretmen olmak bir sınıf içi sanatkârı demek aslında. Ondan fazla çocuğun ( sınıf açmak için on öğrenci olmak zorunda) farklı ailenin, farklı anlayışın, farklı organizmanın aynı sınıf içinde, aynı idealler çerçevesinde yetiştirilmesi işidir, öğretmen olmak.
Kız, erkek , farklı cinsiyetteki, kimi zaman farklı etnik kimlikteki, farklı coğrafyalardan bir araya gelmiş birçok öğrenciyi aynı potada eritip yurttaş kimliği kazandırmaktır Öğretmen olmak.
Yaşadığın, büyüdüğün coğrafayanın dışında , gurbette tüm amirlerin doğru işi yapmasını beklediği ve doğru işi, daima doğruyu yapan insandır öğretmen.
Her velinin istediğinin öğrencisinin öne çıkarılmak olduğu muhakkak; buna rağmen her öğrenciye eşit durabilmek onlara adaletle yaklaşabilmektir öğretmen olmak.
Öğrenciler her türlü sorularına sabırla tek tek cevap vermek, anlamayan öğrencilerine anlatmak anlatmak anlatmaktır öğretmen olmak.
Farklı ülkelerdeki meslektaşlarının aldığı bize göre astronomik öğretmen ücretine bakıp bizde aynı işi yapıyoruz ama bizim aldığımız bu kadar demesine rağmen aynı özveriyle işini yapmaya devam etmektir öğretmen olmak.
Bir kısım insanların garanti meslek olarak gördüğü “hiçbir yere giremez isem öğretmen olurum demesine rağmen öğretmen olduktan sonra asla pişman olmamak, “yine dünyaya gelsem yine öğretmen olurdum” demektir öğretmen olmak.
Fakülteden aldığı bilgilerin pratik hayatta işine yaramamasına rağmen birkaç sene içinde çakı gibi öğretmen olmaktır öğretmenlik.,.
Evden onca sıkıntıyla çıktıktan sonra onların hiçbirini düşünmeden sınıftan çıkana kadar her şeyiyle öğretmenliğe yapışmaktır öğretmen olmak.
Her mesleğin nöbetinin karşılığının olduğunu bilmesine, ama kendi nöbetinin hiçbir zaman karşılığını almamasına rağmen yağmur çamur demeden nöbetini fedakarca tutmaktır öğretmen olmak.
Öğretmenler odasında her zaman şen şakrak eğlenmektir çocukça, şarkılar, türküler söylemektir, sonra zil çalınca yine öğretmence dönmektir sınıfa, öğretmen olmaktır, öğretmen olmak…
Öğretmenliğin değerinin verildiği, öğretmenin tüm halk nazarında eski itibarının iade edildiği , günler temennisi ile .
Şükür öğretmenim.
Kalın sağlıcakla….
