Yarın itibariyle yeni bir eğitim öğretim yılı başlıyor. Her şeyden önce bu öğretim yılının vatanımıza, milletimize, öğrencilerimize hayırlı olmasını diler, birikimli / donanımlı, zihni berrak, ahlakı düzgün, karakteri sağlam ve yürekli nesillerin yetişmesine vesile olmasını temenni eder, eğitim çalışanlarına zorlu görevlerinde Rabbimden kolaylıklar ihsan etmesini niyaz ederim.


Eğitim çalışanlarının işi gerçekten çok zor. Bunu eğitimi uzaktan takip edenler bilmezler, tabiri caizse uzaktan davulun sesi pek bi hoş gelir onlara. Lakin kazın ayağı hiç de öyle değildir.


"Eğitimde Çözüm Bekleyen Sorunlar” başlıklı yazımda öğretmenin itibarının son zamanlarda erozyona uğradığından, zaman zaman şiddete maruz bırakıldığından bahisle "Bimer ve Alo 147" uygulamaları bilgi edinme ve hak arama yolu olmakla birlikte, çoğu zaman öğretmenleri ve okul yöneticilerini olur olmaz ithamlarla suçlama ve baskı aracı olarak kullanılıyor, öğretmenlere yönelik darp ve sözlü / fiili şiddet olaylarının yaşanıyor ” olmasının üzerinde bilhassa durmuş, bekleyen yakın tehlikeye işaret etmek istemiştim. 


Nasıl oldu da eğitim sistemimiz, öğretmenin önünden bile geçmeyi saygısızlık addeden, saygılı ve seviyeli bir gençlik yetiştirme noktasından öğretmeni neredeyse dikkate almayan, itibarına değer ve önem vermeyen böyle bir noktaya doğru savruldu?


Bu hafta haber sitelerine düşen bir haber, bir eğitimci olarak beni derinden yaraladı, derin düşüncelere, eğitimciler ve eğitim sistemimiz adına büyük endişelere sevk etti.
"Öğretmeni Beğenmeyen Veliler Çocuklarını Sınıfa Sokmayıp Protesto Ettiler!" başlıklı haber aynen şöyle:

"........İlkokulunda öğrenci velileri ilginç bir protesto yöntemine başvurdu. Öğrenci velileri emekliliğinin dolduğunu ileri sürdükleri sınıf öğretmeninin verimli olamayacağını iddia ederek, öğretmeni protesto etti.Uyum haftası olmasına rağmen 37 öğrenciyi sınıfa bırakmayan öğrenci velileri öğretmenlerinin değişmesi için Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe verdi.

Öğrenci velileri okul dışında beklerken, sınıf öğretmeni ise boş sınıfta bekledi. Velilerin dilekçesini alan Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri konuyla ilgileneceklerini ifade ettiler. Yaşanan bu olaylar sonrasında emektar öğretmenin bir hayli üzgün olduğu gözlendi, çevredeki vatandaşlar yıllarını eğitime vermiş bir öğretmene yapılan bu davranışı saygısızlık olarak değerlendirerek olaya tepki gösterdiler."


Öğretmenin düşürüldüğü hale bakar mısınız? Daha bir derse bile girmeden öğrenci velilerinin ön yargıları nedeniyle "başarısız" ilan ederek protesto edip derse dahi sokmadıkları garibim öğretmenin yaşadığı travmayı varın siz düşünün. Göz yaşartıcı, iç burkucu bir durum değil mi bu Allah aşkına! 
Bu ve benzeri durumları sık sık yaşamak durumunda olan öğretmenlerin itibarı ne olacak peki? Hani öğretmenler bizim başımızın tacı idi. Ne oldu da bu hale geldi / getirildi?


Son yıllarda eğitimde "öğrenci merkezli bir eğitim modeli” hayali ile haddinden fazla taviz verilmesi, kuşkusuz gelinen bu durumun iyi niyet taşları ile örülmüş acı hali oldu ne yazık ki. 
Hele hele azımsanmayacak sayıda öğrenci velisinin öğretmenden çok "öğretmen" rolüne bürünmesine, eğitimcilere akıl vermek suretiyle müdahaleci tavırlar takınmasına bir "dur" demenin vakti çoktan geldi kanaatimce.


Eğitimde yanlış giden bu durumun mağduru öğretmenler olmamalı, öğretmene sözlü / fiili şiddet ve itibar kaybına neden olan bu tür yaklaşımlar iş çığırından çıkmadan durdurulmalı, bir an evvel bunun yolları aranmalıdır.

Zira eğitimi hangi teknoloji ile desteklerseniz destekleyin, eğitim binalarını ne kadar modern yapılarla donatırsanız donatın "öğretmen"siz bir eğitim sistemi düşünülemez.


Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren ve eğitim çalışanlarının temsilcisi konumunda olan sendikalardan da beklenen, “öğretmene şiddet” ve "öğretmenin itibarsızlaştırılması" özelinde ertelenemeyecek bu konulara daha duyarlı olmaları, daha fazla kafa yormaları, bakanlık nezdinde konuyu yakından takip etmeleri, yoğun mesai harcamalarıdır.
Son söz olarak;
Lütfen eğitim sisteminin ayarları ile oynanmasına izin vermeyiniz, "bana bir harf öğretenin kölesi olurum" anlayışı gereği öğretmenin ağırlığını ve itibarını koruyunuz.

Selam ve dua ile...