Milli eğitimde önce okul koruma dernekleri vardı. Okul için milli eğitim vakıflarının makbuzlarıyla öğrenci velilerinden bağış toplardı.Sonra bu derneklerin yerine okul-aile birlikleri kuruldu.2005 yılında çıkarılan okul-aile birliği yönetmeliği 2012 yılında güncellenerek varlığını devam ettiriyor.Geçen zaman içinde çocuklarımız için şartlı nakit transferi ve ücretsiz ders kitapları olmak üzere ilkokul öğrencileri için dağıtılan hazır sütleri de katarsak sosyal devlet ilkesi özellikle hayat bulmuştur.Fakat sistem okullara özellikle ilkokul/ortaokullara ödenek vermeyen bir yapıda okul müdürlerini, müdür yardımcılarını velilerle karşı karşıya getirerek kendine kurbanlar oluşturdu.Hatta milli eğitim bakanlığının 2011 yılında  çıkardığı bir genelgeye uymamak suçundan binlerce okul müdürü ceza almaya maruz kaldı.

Okullardaki müfredat değişikliği, sistem değişikliği derken uygulayıcılar konumundaki müdür ve müdür yardımcıları birde para ile imtihana tabi tutuluyordu. Bir yandan denetimlerde yerel (mahalli) imkanlarla sorunların çözülmesi isteniyor diğer taraftan idareciler  sorunların üstesinden gelmek için velilerden kayıt, diploma ve diğer isimler adı altında paralar isteniyordu.Şikayete maruz kalanlar sistemin gazabına uğruyor diğerleri bu kör dövüşüne devam ediyorlardı.Okulunun temel sorunlarını çözmek müdürlerin en büyük uğraşı alanı oluyor, eğitim ve öğretim için ise pek zaman kalmıyordu.Yetkililer türübüne oynamayı marifet sayıyor,sorunların çözümüne uğraşmak yerine sorumluları beceriksizlikle suçluyorlardı.İşte okullardaki liderlerin içinde bulunduğu hazin durum budur.

Son yapılan okul-aile birliği yönetmeliğinde idarecileri ve öğretmenleri para konusunda geri çeken bir yapı oluşturulmak istendi.Yönetim ve denetim kurulundan okulun müdürü, müdür yardımcısı ve öğretmenleri çıkarıldı. Onların yerlerine de veliler birlik görevlisi olacak. Merkezde büyük okullarda bu değişiklik fazla bir sorun oluşturmazken küçük yerlerde aile birliğinin sorumluluğunu taşıyabilecek veli bulmakta sorunlar yaşanacak.Birde yönetim kurulu defterlerinin noter tasdikli olacağı yazmıyor mu?Akla ziyan bir uygulamadır.Aile birliği hesaplarında para bulamayan okullar bunu nerden yapacaklar,doğrusu tartışılır.Bu defteri daha önce okul mührü ile tasdik ettirirken şimdilerde okullara güvenilmiyor mu?Sormak istiyorum.

Bir tarafta yıllardır eskiyen binalar ,öte yandan gelişen teknoloji  hizmetli ve temizlik sorunları içinde dinamik bir yer olan okulun toplumun nerdeyse tamamını ilgilendiren pozisyonu gereği olup biten her şeyden hissesini almaktadır.Dünya küreselleşen yapısıyla baş döndüren hızla değişmekte bu ise duygularımızı,düşüncelerimizi etkisi altına almaktadır.Bütün gözler üzerimizde akbabalar tepemizdedir.

Okul-aile birliği yönetmeliğin kuruluş maddesinde şöyle deniyor.“Okul ile aile arasında bütünleşmeyi gerçekleştirmek, veli ile okul arasında iletişimi ve iş birliğini sağlamak, eğitim ve öğretimi geliştirici faaliyetleri desteklemek, okulun ve maddi imkânlardan yoksun öğrencilerin eğitim ve öğretimle ilgili zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere okullar bünyesinde tüzel kişiliği haiz olmayan birlikler kurulur. Birlik, kurulduğu okulun adını alır.” İşin özü iki taraflı dayanışma ve çocuklarımızın olabildiğince güzel yetişmelerinin sağlanması. Peki aradaki para mevzu ilişkilerin sağlığını bozmayacak mı?Elbette okul ile veliler çoğu zaman karşı karşıya geliyorlar.Bu durumda eğitimciler gerek itibar kaybına gerekse çalışma şevkinin kırılması gerçeğini yaşıyorlar.Bir şeyin geliş gayesi var olan bir soruna çözüm olmaktır.Değilse ne gereği var?Çözüm mü sorun mu üretiyor?Şimdi tekrar soruyorum Okul-aile birlikleri ne işe yarıyor?

[email protected]