Milli Eğitim Bakanlığı'nın İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan bir değişiklikle 12'nci maddesi 08 Ekim 2013 tarihli Resmi Gazete ile resmen yürürlükten kaldırılmıştır. Bu tarihten itibaren ilkokullarda Andımız uygulaması hukuken kaldırılmış, fakat yazılı materyal olarak okulların dersliklerinde, kitaplarda ve bazı zihinlerdeki varlığına devam etmektedir. Gelecek öğretim yılında basılacak kitaplarda da yönetmeliğin gereğinin yerine getirilmesi kamuoyunda beklenmektedir.

                Milyonlarca öğrencinin isteyerek ya da istemeyerek her öğretim yılında 180 kere okumak zorunda kaldığı törenlerin değişmez metni and nerden çıktı, biliyor musunuz? 1932 yılında bakanlık görevine gelen Reşit Galip'in Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına söylettiği andımız bazı değişikliklerle günümüze kadar devam etti. Kaldırılması zaman zaman gündeme geldiğinde teklifi getirenlerin vatan hainliğine kadar ağır derecede eleştirildiğine şahit olduk. 12 Eylül anlayışını yansıtan anayasa da yer alan değiştirilemez hatta değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeler gibi milli eğitimde kimsenin değiştiremediği andımız bakanlar kurulu kararıyla 8 Ekimde kaldırıldı. Ardından başlayan siyasi tartışmalarda bir lider andımızı parti grubunda okumaya çalıştı, fakat doğru okuyamadı. Bir sendika tepki olarak öğrenci andı’nı poster yapıp üyelerine dağıttı. Bütün bunlara milletimizin duruşu net olduğu için prim verilmedi.

                Hepimiz okulların and uygulamalarıyla karşılaştık. Ders başlamadan önce yapılan rahat hazır ol komutlu ve katı disiplin kokan uygulamalar günümüzde iyice sırıtmaya başladı. Yüzlerce öğrenci sabahın erken saatinde içtima yapmaya zorlanıyor. Çocuklar konuşunca büyükler kızıyor, bu uygulama sürüp gidiyor. Bura da milletimizin milli mutabakat metni olan İstiklal Marşı’mızı kastetmiyoruz. Onun ruhuna uygun okunması konusunda kimsenin bir diyeceği yok. Ancak saygı duruşu konusunun da gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Ayakta bir dakikalık duruşun saygı olarak ifadesini doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Ben varken sessiz ol , çıt çıkarma sonra gerisine karışmam gibi bir şey. Saygı kişilerin iradelerine bırakılması gereken bir duygudur. Bunu zorla yaptırmak insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır. Batılıların törenlerinde uyguladığı ve bizimde taklit ettiğimiz bu ritüellerden milletçe bıkmış durumdayız.

               Allah’ın hür olarak yarattığı insanoğluna bir takım ideolojilere biat etmek anlamına gelecek uygulamaların tamamının gündelik hayattan temizlenmesi gerekir. İnsanı kula kulluğa çağıran ve içinde dini referanslarda geçen her şeye karşı aklımızı ve vicdanımızı harekete geçirelim. Kimse bizi kutsallarımızla aldatmasın. Bu millet ülkesini, devletini, bayrağını, inancını istismar ettirmez. Bu konuda yanlış yapanların gerçek yüzlerini er geç görüyoruz. Geçmişimizden bizlere bırakılan şanlı tarihimiz içinde, büyük ecdadımız yaptıklarıyla bu günümüze ve yarınımıza ışık tutmuştur. Bu ülkenin kültürü, mayası sağlamdır. Kimsenin abdestinden şüphesi olmasın. Geleceğimiz dediğimiz yavrularımızın en güzel biçimde yetişmeleri ve devredeceğimiz yerlerini almaları öncesinde ülkenin barış ve huzuruna dinamit koyabilecek, fitneye sebep olacak tüm olumsuz uygulamaların okullardan kaldırılması çok önem arz etmektedir. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerin yetişmesi dileğimizdir.

                Mekke’nin fethinin yıldönümünün kutlandığı şu günlerde nasıl ki Mekke de fetih sonrası putlar bir bir kaldırıldıysa öğrencilerin hayatını zehir eden tüm uygulamalar da milli eğitim uygulamalarından bir an önce kaldırılmalıdır. İdeolojik uygulamalardan insanı merkeze alan yeni uygulamalara geçilmelidir. Bir cümleyi bilmek ve tekrar etmek kişide değişim oluşturmuyorsa o cümlenin ezber edilmesi anlamsızdır. Bu “çimlere basmayın” yazısından çimleri korumayı beklemek olur ki, çok komiktir. Okullarda resmen kaldırılan andın cismen de kaldırılması dileğiyle.([email protected])