Ey, hain.

Ey, kendini bulunduğu makama getirenlere karşı başkalarının iğvasına kapılıp ihanet edebilen amil.

Ey, firavunluğa özenen nankör.

Ey, Mübarek döneminin pis artıkları, fülullar.

Ey, demokrat maskeli uluslar arası politika sahtekarları.

Ey, dini kisvesine bakmadan “acaba bize de bir fırsat çıkar mı” modundaki kemik yalayıcıları.

Ey, halktan çaldığı paraları güya demokrasi için harcıyormuş gibi göstererek sokaklardaki ipsiz-sapsız zibidileri meşru yönetimi devirmek için organize eden işadamı kılıklı hırsızlar.

Ey, şerefli bir asker gibi ülkesinin güvenlik teminatı olacağı yere bir hainin emrine uyarak halkına karşı silah gösteren şerefsizler.

Ey. Namaz kılan insanlara kurşun sıkacak kadar köpekleşen vicdansız asker.

Ey, ülkesinde bunlar olurken bir köşede bigâne kalan Mısırlı.

Şunu bilin ki her hafta size en az 100 kurban vermeye hazırız.

Oturun bir hesap edin bakalım.

Rabiatüladeviyye Meydanındaki milyonlar size kaç hafta yeter.

Ya Nahda Meydanındakiler.

İskenderiye’de Mansure’de Ariş’te ve diğer şehirdekiler.

Tüm Mısır’daki Müslümanları söyleyin kaç haftada, ayda ya da yılda öldürebilirsiniz?

Öle öle, ayakta kalmayı başarabilecek bir milletle ne zamana kadar uğraşabileceksiniz?

Onlar sizin yaşamayı sevdiğinizden daha fazla şahadeti seviyorlar.

Yazık size içinde yaşadığınız halde tanıyamamışsınız Müslümanları.

Şehitlerin kanları sel olup sizi boğacağı vakit pişmanlığınız beş para etmeyecektir, aklınızı başınıza alınız.

Secde halindeyken kurşun sıktığınız insanların yakınlarının yüzüne nasıl bakacaksınız?

Siz öldüreceksiniz, biz göğsümüzü açacağız katil kurşunlarınıza.

Çünkü haklıyız.

Çünkü sokaktan kırarak dökerek değil, bilakis sizin koyduğunuz kurallara tabi olarak geldik iktidara.

Çünkü insanlığı ve insan haklarını savunuyoruz.

Çünkü yoksul Mısır halkının fakirliğine, 32 aile tarafından yağmalanan nimetleri hakça bölüşerek çare olabileceğini düşünüyoruz.

Çünkü Mısır’ın yer altı ve yer üstü kaynaklarının öncelikle halkın malı olduğunu savunduk, bunları yabancıların istismarından koruyup halka iade etmeyi istiyorduk, hainliğiniz bize bu fırsatı vermedi, tekrar mühür bize nasip olursa bunun hesabını öncelikle soracağız.

Gazze, gözbebeğimiz, HAMAS gururumuzdur, zulme maruz kalan Müslümanlara yardımcı olmak üzerimize farzdır.

Filistin halkını Siyonistlerin insafına terk etmek hainliğin en katmerlisidir.

Ve sizi Petro dolarlarıyla destekleyen Suudiler ve körfez çadır devletleri bu anlamda hain yönetimlerdir.

İsrail’den daha fazla Filistinli kanı döken Ürdün Kırallığı ise İngiliz ajanlığının hakkını vermeye çalışıyor.

Yüz bini Müslümanı katleden Esed, niçin Sisi’nin darbesine bu kadar sevindi?

Tunus’taki çapulcu sürüleri de sizden ışık aldılar ve sokaktalar.

Allah Gannuşi üstadımıza yardım etsin inşallah.

Ve biz, Türkiye, Mısır halkının yanındayız.

Sonuna kadar sizi destekleyeceğiz, dualarımızla…

***

Dün akşam iftarda Aydos Erkek Öğrenci yurdundaydık.

Bilim ve İnsan Vakfı Başkanı, Turhan Kıratlı Bey, ev sahibiydi.

Mekânın güzelliği karşısında adeta büyülendik, öğrenci yurdu değil adeta beş yıldızlı otel.

Davet sahibimiz eski bir parlamenter ve sahip olduğu birikimi başkanı olduğu vakıf aracılığıyla hizmete adamış bir büyüğümüz.

Öncü Eğitimcileri (http://www.oncuegitimciler.org.tr/) iftara davet etmişler.

Biz Öncü Eğitimciler’in davetine icabet ettik.

Dr. İbrahim Hakan Karataş bize eşlik etti, başta Bilim ve İnsan Vakfı Genel Sekreteri Adil Akgül olmak üzere yeni dostlar edindik.

İnşallah bu buluşma da güzel neticeleri tevlid edecektir.