Olimpiyat Arızi Gündemdi

Gündem hızlı bir şekilde 2020 olimpiyatlarına kilitlendi.

Birden bire İstanbul’umuzun olimpiyatlara ev sahipliği yapabileceği ihtimali belirdi.

Gelişme herkesi ümitlendirmekle kalmadı, olursa çok iyi olur noktasına taşıdı.

Sokaktaki vatandaştan piramidin tepesine kadar her vatandaşta bir heyecan fırtınası estirdi.

İçte ve dışta sıkışık gündem yaşayan hükümetimiz de kotarılacak bir ev sahipliğinin moralleri düzeltmeye yarayacağını düşünüyordu.

Her daim halkla ters düşmeyi adet haline getiren bazı ulusalcı nev zuhurları saymasak bütün olarak milletimiz sevinçli haberi bekliyorduk.

Şehrimizin valisi de hemşerilerinin mutluluğunu paylaşmak için Sultanahmet Meydanı’ndaydı.

Ama olmadı, olmamasının bir sürü nedeni var.

Tadat etmek için bu satırlar kâfi gelmez.

Açık söylemek gerekirse olimpiyatlarda ev sahipliği yapmak “arizi” bir durumdu, geldi, bünyeye hızla girdi ve geldiği gibi gitti.

Şimdi esas gündeme dönme zamanı.

İçte ve dışta gündemimizi oluşturan asıl mevzulara bakarsak; içerde henüz “gezi” gailesini tamamen bertaraf ettiğimiz söylenemez.

Her an, her yerden patlak verebilecek bir beklentinin oluşmuş olması normal insanları endişeye sürüklüyor.

Millet çocuklarını üniversitelere tereddütlü gönderiyor, göndermeyenler de var.

Ekonomi kendisini kaos ortamına göre şimdiden hazırlamış vaziyette.

İki ay önceki kredi faizi oranlarıyla bu günkü oranlar arasında korkunç uçurum var, sebep sadedinde verilen cevap “kriz beklentisi”

Yukarıda ev sahibi olmamamızın birçok nedeni var demiştim ama en mühim sebebi gezi çapulcularının oluşturduğu istikrar yok havası ile Sayın Erdoğan’ın kişiliği üzerinde oluşturmaya çalıştıkları diktatör yaftasıdır.

Eğer 2020 olimpiyatlarına ev sahipliğini kazanabilseydik, Türkiye istikrarlı ve demokratik bir ülkedir diye batılı ülkeler tarafından tescil edilmiş olacaktı.

Olmadı, istemezükçüler kına yaksınlar!

Dışarıda da iki önemli gündemimizin biri Suriye diğeri de Mısır’dır.

Suriye meselesi tam “yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik” denilecek bir konumda.

BM Genel Sekreteri’nin engelleme çalışmaları başarıya ulaşmazsa bu hafta bir müdahale olabilir.

Birçok olumsuz ihtimali bünyesinde barındıran bu müdahale her şeye rağmen yapılmalıdır.

Mısır konusunda daha darbenin ilk günlerinde ifade ettiğimiz endişeler birer birer vaki oluyor.

Son olarak Mısır Ordusu’nun İsrail uçaklarının yardımıyla Sina yarımadasına düzenlediği operasyonda onlarca kişi katledildi.

Bu operasyon da İhvan’ı silaha sarılmaya zorlayacak programın bir parçası.

İçişleri bakanına düzmece bir suikast düzenlediler yetmedi, düzmece dedik zira o esnada bakan arabasında yoktu.

Bakalım benzer daha neler göreceğiz.

Evet, olimpiyatlar arızi bir gündemdi, geldi-geçti, takılmayalım.

Asıl gündemimiz içte istikra dışta ise Suriye ve Mısır’da Hakkın yerini bulmasıdır.