Olumlu düşünmek, başarının ön şartıdır. Olumlu düşünmek başarıya giden yolda, engelleri fırsata çevirmek ve zorluklarla baş edebilme cesaretinin kendinde var olduğunu fark etmektir. Bir işi yapabileceğine olan inançtır. Engelleri değil, fırsat ve avantajları düşünmektir. Olumsuzu değil, olumluyu esas almaktır. Zarardan öte, faydayı göz önüne almaktır. Ümitsizliğe değil, ümide sarılmaktır.

 

Başarı, kendine doğru yürüyene koşarak kapılarını açar. Başarıya doğru yürümek için ise, bireyin başarabileceğine inanması gerekir. Olumlu yaklaşım gerekir. İnsan “Ben yapabilirim” dedi mi, zaten yolun çoğunu kat etmiş olur. “Ben yapamam” gibi olumsuz düşüncelerin önüne set çekmek başarıya giden yolda önemli bir etkendir.

Her anne-baba çocuğuna olumsuzluklardan arınarak, olumlu davranışlar ve düşünceler kazandırmaya çalışmalıdır.

 

Özellikle çocuğuna bir iş, bir görev verirken çocuğunu cesaretlendirmelidir. Yapamayacağı bir iş, bir görevi çocuğuna yükleyen anne-babalar aslında çocuğun cesaretini kırmakta ve çocuğun o görevi başaracağına olan olumlu düşüncesini olumsuza dönüşmesine sebep olmaktadır. Özellikle dikkat edilmesi gereken önemli bir prensip ise, aile ortamında karamsarlığa sebep olacak duygu ve düşünceleri paylaşmamaya özen göstermektir. Çocuklar aile ortamında iyi birer gözlemcidirler.

Sözden öte, davranışa odaklanırlar. Anne-baba söz ve davranışlarının örtüşmesine dikkat etmelidir.

 

Olumlu Düşünce Mutluluğun ve Başarının Kaynağıdır

 

Huzursuz ve mutsuz bir ortamda kimseden başarı beklenemez.

Hayat bazen acı bazen de mutluluk getirir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsûllerden bir noksanlık ile imtihân edeceğiz. (Ey Resûlüm!) O hâlde sabredenleri (Cennetle) müjdele!” der (Bakara Suresi 155). Evet, dört mevsimin dördü de içinde ayrı ayrı güzellikler barındırır. Mesela mevsimlerin en sıkıntılı olanı kış mevsimi olarak düşünülür. Oysa karın yağdırılmadığı dağlarda suyun depolanması zordur.

Kar olmadığı yerlerde çeşitli mikroplar zuhur eder ve çeşitli hastalıklar baş gösterir. Bu zorlu mevsim aslında Allah’ın (cc) “Kuddüs” ismine mazhar olan temizlik dönemidir. Hemen arkasında da bahar ve yaz mevsimini barındırır.

 

İşte insanoğlu da başına herhangi bir musibet, bir sıkıntı, bir zorluk geldiği zaman sabretmesini bilmelidir. Sabreder ve gerekli çabayı sarf ederse her zorluğun üstesinden gelebilir. Olumsuz düşünceye kapılır da ümitsizliğe kapılırsa, işte o zaman sıkıntısı büyür ve huzuru, mutluluğu kaçar. Allah (cc) “Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz” der (Bakara Suresi 286). Bir sıkıntı başımıza geldiyse, onunla başa çıkabileceğimiz anlamına gelir.

 

ADNAN KALKAN

Eğitimci Yazar

Aile ve Eğitim Danışmanı