Peygambersiz (!) Müslümanlık – Diyanete Teşekkür

Öğrencilik yıllarımdan hatırlarım. Kuran bize yeter başka birşeye ihtiyacımız yok diyen kardeşlerimizi. Başta masum gibi görünen bu sözlerin aslında çok tehlikeli ve insanı islamdan uzaklaştırmak için bizzat içimize sokulmuş dinamitler olduğunu düşünmüşümdür.

Buradan isim vermesem de Peygamber SAV için o sadece görevini yapmıştır. Biz ona müteşekkir de değiliz kabilinden lakırdılar edenleri biliyorsunuz. 12 Şubat Cuma günü Diyanet, Cuma hutbelerinde irad etmek üzere bir hutbe hazırlamış. Oldukça doyurucu, her seviyeden Müslümanın anlayabileceği düzeyde hazırlanmış bir hutbe idi. Hutbeden alıntılar yapmak istiyorum.

“Peygamber Efendimiz (s.a.s), Allah’ın aramızdan seçtiği, müjdeleyici ve uyarıcı olarak görevlendirdiği, kitabı ile şereflendirdiği son peygamberdir. O, Rabbimizden aldığı vahyi kusursuz bir şekilde bize ulaştırmış, anlatmış, açıklamış ve yaşamıştır. Bu yüzden ona iman eden, Allah’a iman etmiş; onu inkâr eden de Allah’ı inkâr etmiş olur.

Peygamberimiz, bütün insanlığa gönderilmiş bir rahmet vesilesi ve hidayet rehberidir. O, bizlere varoluşumuzun gayesini haber vermiştir. Allah’a kul olmanın, O’nun rızasını ve cennetini kazanmanın yollarını öğretmiştir. Peygamber Efendimiz, özüyle ve sözüyle, her haliyle bizler için ahlak, iffet, şefkat, merhamet ve adalete dair muhteşem bir örnek olarak yaşamıştır. O, ashabına ve “kardeşlerim” dediği bizlere sadakati, dürüstlüğü, vefayı, fedakârlığı öğütlemiştir. Efendimiz, bizim iki cihanda serverimizdir”

 

“Hayat kitabımız olan Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin diliyle bizlere ulaşmıştır. Onun örnekliğinde hayat bulmuş, okunmuş, anlaşılmış ve uygulanmıştır. Kur’an’ı yaşanan bir kitaba dönüştüren Peygamberimizdir. Vahyin ağırlığını ilk karşılayan, ilâhî kuralları ilk açıklayan, insanlara Allah’ın muradını duyuran Peygamber Efendimizdir. Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de bizlere namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât vermeyi, hac yapmayı emretmiştir. Ancak namazın vakitlerini, rekât sayılarını ve nasıl kılınacağını bize Efendimiz öğretmiştir. Orucun ne şekilde ve nasıl tutulacağını, zekâtın hangi mallardan ve ne kadar verileceğini, haccın menasikini bizlere hep Peygamberimiz göstermiştir. Kısacası ibadet hayatımız, onun örnekliğinde şekillenmiştir.”

 

““Bize Kur’an yeter” anlayışıyla peygamberimizi, onun siretini ve sünnetini dikkate almadan Müslümanca yaşamaya çalışmak mümkün değildir. Bu duruş, Kur’an’ın bizzat kendisine aykırıdır. Çünkü Yüce Rabbimiz, Kerim Kitabımızda bize, kendisiyle birlikte Resulüne inanmayı[4] ve tabi olmayı[5] emreder. Peygamberimizin helal kıldığını helal, haram kıldığını haram saymamızı ister.[6] Dolayısıyla Peygamberimize inanmayan, onun siretini ve sünnetini benimsemeyen bir anlayış, İslam anlayışı olamaz. Peygambere iman etmeden, Kur’an ile sünnetin arasına mesafe koyularak ebedi kurtuluşa ulaşılamaz. Resul-i Ekrem’in şerefli sözleri olmadan Kur’an anlaşılamaz ve yaşanamaz. Bizi bu konuda ikaz eden yine bizzat Efendimizdir. O şöyle buyurur: “Sakın sizden birinizi, emrettiğim veya yasakladığım bir konu kendisine iletildiğinde, köşesine yaslanmış olarak cahilce, ‘Biz Allah’ın Kitabı’nda ne bulursak ona uyarız; hadis tanımayız!’ derken bulmayayım!”

Özellikle son parağrafta yazılmış olan hadisi Nebiyi takdirlerinize sunmak istiyorum. Dediğim gibi peygambersiz Müslümanlık peşinde olanlar için iyi ve sağlam bir reddiye olmuş.

Peygamberimizin hadsisleriyle ilgili bir çalışmaya sizleri götürmek istiyorum. Birileri peygambersiz Müslümanlık peşinde koşarken bir ksım değerli Müslümanlar da peygamberimizin hadislerini okutmak ve yaygınlaştırmak için çaba sarfetmekteler.

 

Türkiye’de, yapılacak en zor kitlesel etkinlik nedir, deseniz; düşünmeden kitap okumak derdim.

Çünkü TÜİK verilerine göre, günde 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internet kullanılırken kitap okumaya günde 1 dakika zaman ayrılan bir ülkede yaşıyoruz.

İşte bu şartlarda, 300 bin insana kitap okutmak, bundan da sınav yapmak; büyük bir vizyon ve de büyük bir yürek istiyor.

Ufka Yolculuk kitap okuma (ödüllü) yarışmasının bu yıl dördüncüsü düzenleniyor. Yarışmaya geçtiğimiz yıl, 264 bin kişi katıldı.

Bu yıl hedef, 300 bin kişi.

Şu ana kadar bu etkinliğe katılan kişi sayısı, 7’den 70’e tam 550 bin kişi. Katılanlar ve düzenleyenlerin hepsi gönüllü.

Bu yıl okunacak kitap, çok önemli bir temel kaynak: Hadis

Kitap, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar tarafından yapılmış özel bir hadis seçkisi.

Okumaya, öğrenmeye, araştırmaya yönelik, sadece kendi imkanlarıyla, bu büyük kültür etkinliğine gönüllü emek veren herkesi yürekten tebrik ediyorum.

Ve elbette oturup saatlerce aptal tv dizilerini seyretmek, internette zaman öldürmek yerine, esaslı bir kitap okumayı tercih eden katılımcıları da yürekten alkışlıyorum.

Ufkayolculuk.com mutlaka kaydolun.

Kalın sağlıcakla…