“Dua ediyorum sürekli; asker, polis, çocuk ve masum ölmesin diye.”

02 Aralık 2015 tarihli TRT belgeselindeki konuşmasında böyle söylüyor Ayşegül Öğretmen.

“Yoksa aklım almıyor:

PKK trafoları patlatıyor, belediye su vermiyor. ‘Devlet katliam yapıyor’ deniyor. Durup dururken mi başladı, sokağa çıkma yasağı sanki.” diye de ekliyor aynı konuşmasında.

Ve pkk terörünün melanetlerini göz önüne seren şu sözleri söylüyor:

“İlçeyi bas, her yeri mayınla, cami hoparlöründen şarkı dinlet... Hiç mi Allah’tan korkulmaz?”

Bir de

İçlerinin acımayacağını bile bile soruyor millet ve din düşmanı teröristlere:

“İçiniz acımaz mı yakıp yıkıp barikat kurarken? O bomba sesinden yüreği titreyen yavrular da sizin. Ben üzülüyorum Beritan’ıma, Bahoz’uma, Rojin’ime. Siz nasıl üzülmez de bunları yaşatırsınız?”

Üzülmezler, acımazlar öğretmenim.

Çünkü onların umurunda değil sabi sübyan…

Çünkü onlar bu milletin evladı değil, asala bozması mel’unlar!

Ayşegül Öğretmen kim, diyecek olursanız:

10 Kasım günü pkk’lı hainlerin ve işbirlikçilerinin (Hedef gösteren fetö) ihanet dolu planı ile odasına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaralanan ve ardından hastanede şehit olan Muhammet Fatih Safitürk’ün eşi.

Şimdi de ben soruyorum, insanlık düşmanı cümle terör örgütlerine:

Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’e nasıl kıydınız?

Yaşlının, garibanın, mazlumun, fakir fukaranın önünde el pençe; sizin gibi maşalara karşı dimdik durduğu için mi hedefe koydunuz onu?

Millete devletin bütün imkânlarıyla hizmet sunarken; sizin gibi kan içicilere hezimetler yaşattığı için mi kin kustunuz ona?

Yıllardır kötü göstermek için çabaladığınız devletin, aslında iyi olduğunu ortaya koyduğu için mi ihanette zirve yaptınız?

Söyleyin bakalım başka sebebi var mı?

Mesela imam hatipli olduğu için mi kıydınız ona?

Yoksa “hafız” olduğu için mi eşini gözü yaşlı, çocuğunu öksüz bıraktınız?

Yüreğinizden hiç bir sızı akmadı mı ulan, küçücük çocuğu babasının tabutu üstünde, gözü yaşlı anasının kucağında görürken?

Düşmanlığın bile bir şerefi var, sizde hiç mi bir şeref ölçüsü yok?

Siz (bütün terör örgütleri) istiyorsunuz ki, Milet hep sefalet içinde, eğitimsiz, hastanesiz, işsiz kalsın; milletin çocukları sizin ağlarınıza düşsün de çarkınız dönsün, değil mi?

Onun için mayınlar döşüyorsunuz şehirlere, evlere, yollara…

Onun için hendekler kazıyorsunuz cami önlerine, mahalle aralarına…

Onun için yakıyorsunuz yol yapan, baraj yapan, okul-hastane yapan araçları…

Ve

Onun için kıyıyorsunuz milleti sizden korumaya çalışan, millete hizmet sunmayı görev bilen devlet görevlilerine…

Hakkınızdaki hüküm yakındır inşallah.

Çünkü

“Şüphesiz Allah inananları savunur. Çünkü Allah hâin ve nankörlerin hiçbirini sevmez.” (Ayet-i Kerime 22:38)

 “Eğer sana hıyanet etmek isterlerse iyi bilsinler ki, bundan önce Allah'a hainlik ettiklerinden dolayı Allah onların ezilmelerine imkân verdi. Allah her şeyi hakkıyla bilen hüküm ve hikmet sahibidir. (Ayet-i Kerime 8:71)”