Dün, bu ülkede çok acıklı bir olay yaşandı.

Bana göre bunun adı “sınav terörü”dür.

İsterdim ki MEB ve YÖK üyeleri, dün okul çıkışlarında beklesinler ve görsünler…

Bir milletin genç potansiyeli “sınav” adıyla nasıl bir bilimsel teröre kurban ediliyor (Bu arada YÖK ve MEB yetkilileri bu yüzden mi nedir bilinmez, bana sınav görevi vermiyorlar)

2,5 saatlik sınav cenderesinden harap olmuş gençlere baktıkça içim kıyıldı.

İstisnasız kapıdan çıkan her gencin boynu büküktü.

Onları merakla bekleyen ebeveynlerin kucak açması bile çoğunun yüzünü güldüremedi.

Bu zulümden kim ne kazanıyor, anlamıyorum.

Sanki bilgisayarın falanca okula yerleştirdiği bir genç nefer, istediği okulu kazanmış mı oluyor?

İşte karşınızda duran, yazısını okuduğunuz kişi böyle bir kurban…

Sayın yetkili ve devletlü büyüklerim…

Himmet edin bu ülkenin gençlerine…

Açın kapıları, isteyen istediği yere kaydını yaptırsın.

Bu şansı sınavla gasp etmenin anlamı ne?

Okuyan/okuyabilen okusun, mezun olsun.

Okuyamayan da ben istedim ama o bölümün bana göre olmadığını anladım, okuyamadım/mezun olamadım, desin.

Giriş sınavlarıyla okulların önüne setler çekmektense daha adaletli olduğuna inandığım bu sisteme geçilmesinin kime ne zararı var.

Yoksa dershaneler konusundaki niyetimiz gerçek değil mi?

Eğitim üzerindeki sınav stresi ve terörü sadece ve sadece dershanelere ve değişime kapalı bürokratik zihniyete hizmet ediyor, bilesiniz.