2017-2018 Eğitim ve öğretim yılının birinci dönemi bitmek üzeredir.Velileri ve öğrencileri bir karne heyacanı sardı desem çokta inanmayın.Çünkü e-okul sayesinde meraklar ortadan kalkıyor. Öğrenciler için aslında karne vermeye gerek yoktur.Bu karne verilme hikayesi ile okullarda devamsızlıklar artmaya başladı.Öğrenciler sanki notlar için okula geliyorlarmış gibi bir sonuçla karşı karşıyayız.Bu bazı eğitimcilerinde işine geliyor ve öğrenciler evde sokakta aileler iki arada bir derede kalmış durumdadır.Mesajlar atılıyor, yoklama yapılacak,dersler yapılacak diye ancak öğretmen sınıfta ders yapmayınca, film izletmeye başlayınca gelen öğrencilerde gelmek istemiyor. Kendini inkar eden bir sonuca dönüşüyor maalesef.Kolayı zor eylemeden, zoru kolay eyleyemeyiz. Suçlamak çok kolay, çözüm bulmalıyız.

Eğitim ve öğretim hayata hazırlamıyorsa olmasın daha iyi.Zorunlu eğitim sınıfta kalmayı zorlaştırdı.Bu satırları yazan kişi öğrencilerin sınıfta bırakılmasından mutlu olmayacak birisidir. Ancak kolay geçen öğrenci tembelliği öğreniyor ve hayatta her zaman öyle istiyor.Öğrenciler sorumluluğu, ders çalışmayı bilmiyorlarsa, hayatı nasıl öğrenecek? Zorun derecelerini yaşatmadan, ona bir takım güçlükleri göstermeden geleceğe hazırlamak imkansızdır.Düz yolda yürümeye alışanlar rampalarda takla atıyorlar.Engelsiz yaşamayı alışkanlık haline getirenler, zoru görünce psikolojileri bozuluyor, bunalıma giriyorlar. Ya vaz geçme davranışı ya da ezikliği  kişiliğin bir parçası haline getiriyorlar.Son yıllarda intiharın artış nedenlerinden birisi  belkide en önemlisi  suya girmeden yüzme öğretilen çocuklardır.Hayatı içinde olarak yaşamak yerine yalılardan,katlardan,ayağı toprağa değmeden,hiç bir sorunla karşılaşmasına izin verilmeyen bir çocuğun en küçük problemle karşılaştığında ne yapacağını bilememesi tabi sonuçtur.

Atı alan Üsküdar’ı geçiyor.Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye demeden önce tekrar düşünelim.Özellikle ilköğretimde sınıf geçmeye ayar vermenin zamanı geldi, geçiyor.Bu günlerde bakarsanız 100’lük not sistemi ile İlkokul 4 üncü sınıf ile ortaokul ve imam-hatip ortaokullarının bütün sınıflarında puan ortalaması Türkçe dersinden  55.00, diğer derslerin her birinden 45.00 puandan aşağı olmamak şartı ile tüm derslerin dönem ağırlıklı puan ortalaması 70.00-84.99 olanlar "Teşekkür" EK-6, 85.00 puan ve yukarı olanlar "Takdir" EK-7 belgesi ile ödüllendirilir.Okullarda öğrencilerin %90’ı takdir veya teşekkür alıyor.Alsınlar daha iyi değil mi der gibisiniz? Evet sonuç güzel ancak sürece baktığımızda öğrenciler bir üst öğrenime hakkıyla hazırlanamıyor.Bu acı gerçek ya sınavlarda  ya da lise birinci sınıfta kendini belli ediyor.10. Sınıfa geçenlerde %20-30 bir azalma oluyor.Liselerde yapılan ortak sınavlarda beklenilen birlikteliği karşılamıyor.Sınav esnasında olanların adalet ve eşitliği bozduğunu biliyoruz.İlköğretimde durumun yönetmelik boyutunu incelediğimizde bir gerçekle karşılaşıyoruz.Nerdeyse açık açık öğrencileri sınıfta bırakmayın demişler.İşte Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği öğrenci başarısının değerlendirilmesini takdirlerinize bırakıyorum.

Öğrenci başarısının değerlendirilmesi

MADDE 31 – (1) İlkokullarda öğrencilere sınıf tekrarı yaptırılmaması esastır.

Ancak; istenilen yeterlik düzeyine ulaşamamış ilkokul öğrencilerine, velinin yazılı talebi üzerine, okul müdürü ve ilgili sınıf öğretmeninin kararıyla ilkokul öğrenimi süresinde bir defaya mahsus olmak üzere sınıf tekrarı yaptırılabilir. Okula hiç devam etmeyen öğrenciler ve ilkokul haftalık zorunlu ders saati sayısı kadar değerlendirilmesi yapılamayan/puanı girilmeyen öğrenciler ile bu Yönetmeliğin 27 nci maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen mazeretler dışında okula en az bir dönem devam etmeyen öğrencilere sınıf tekrarı yaptırılır.

(2) Ortaokul ve imam-hatip ortaokullarında;

a) Öğrenci kendi yaş grubu içinde yetiştirilir ve bir bütün olarak değerlendirilir. Bu eğitim kademesi, öğrencilerin derslerdeki başarısızlığına bakılarak elenecekleri bir dönem değil, öğretim programlarında öngörülen derslerin ve sosyal etkinlik çalışmalarının ortak katkısıyla ilgi ve yeteneği ölçüsünde yetiştirilecekleri bir dönem olarak değerlendirilir.

b) Eğitim ve öğretim yılında özürsüz 20 gün devamsızlık yapanlar ile bir üst sınıfı başarmada güçlüklerle karşılaşabilecek öğrencilerin sınıf geçmesi veya sınıf tekrarına, ikinci dönemin son haftasında şube öğretmenler kurulunda karar verilir. Alınan gerekçeli karar, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-5 Ders Yılı Sonu Şube Öğretmenler Kurulu Öğrenci Kişisel Değerlendirme Tutanağına yazılarak e-Okul sisteminin ilgili bölümüne işlenir. Tutanağın bir örneği ders yılı sonu şube öğretmenler kurulu karar dosyasında saklanır. Ayrıca veli de bilgilendirilir. Bu kararda, oyların eşitliği hâlinde başkanın kullandığı oy yönünde çoğunluk sağlanmış sayılır.

c) Kurul kararıyla sınıf geçen öğrencilerin puanları değiştirilmez. Okul kayıtlarına, "Şube Öğretmenler Kurulu Kararıyla Geçti" veya "Sınıf Tekrarına Karar Verildi" ibaresi yazılır. Bu durum öğrencinin karnesinde de belirtilir.

(3) Kaynaştırma ve özel eğitim sınıflarında eğitimlerine devam eden öğrencilere başarısızlıklarından dolayı sınıf tekrarı yaptırılmaz. Ancak;

a) Velinin yazılı talebi ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı Geliştirme Biriminin kararı doğrultusunda, ilkokulda kaynaştırma öğrencilerine bir defaya mahsus olmak üzere sınıf tekrarı yaptırılabilir.

b) Bu öğrencilerin okula devam durumları; ilkokul öğrencileri için bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi, ortaokul ve imam-hatip ortaokulu öğrencileri için ise ikinci fıkrasının (b) bendi hükümlerine göre değerlendirilir.

Her türlü şartta geçen öğrenci neden ders çalışşın, neden öğrensin? Velilerde geçici, kısa süreli mutluluğu, gelecekteki gerçek mutsuzluğa tercih ediyorlar.Sonra suçlu aramaya başlıyorlar.İlkokuldaki sözde başarılı öğrenciler ortaokulda notları düşük geldiğinde sorumluluğu öğretmene yüklemek istiyorlar.Çözüm isteyenlere önerimiz.Özellikle ortaokullarda sınıfta bırakmanın yolu açılmalıdır.Hem daha nitelikli öğrenciler yetişir hemde disiplin sorunları biraz çözüme kavuşur.Ne dersiniz?([email protected])