Kara deliğe fırlatılır misali bir taş atıldı kör bir kuyuya. Kurban edildi İnsanlık, kibirsel günahlar, inkar ve batıl sapkınlık uğruna. Yoldan çıkanların yoldan çıkardığı insanlar, sapkınlığın saptırıcılığı ile azgın inkarcılara dönüştü. Satılmış ruhlarıyla yaşayan ölülerin kentlerine döndü dünya. Sokakları inkar, köyleri nifak ve kasabaları putperest tapınaklarla dolu şirk şehirleri kuruldu, küfür yayıldı yeryüzüne.

Yaratılandan ötürü kibrine esir düşüp Yaratan’a isyan eden iblis, yaratılana düşman oldu ve başladı ebedi kavga. İnsana düşmanlığı uğruna, insanlığı yoldan çıkarmak için başlayan savaş bulaştı şirke ve ulaştı putlara.

Kendisine zaman verilen  şeytan, azdı ve daha çok insanı kandırdı. Yaşayan ölüler vardı dünyada, ruhları satılmış ve kalpleri kararmış.
Hakikati bilenlerden o isyana düşen inkar ehli, kendi kurtuluş ümidi uğruna şirke sürüklediği kandırılmışların nefislerini azdırdı.

Yeryüzü tarlasına ebedin tohumlarını atmaya gelmiş başaklar iken, inkar tarlasında boy vermiş gargat ağacının dallarından kurumuş yapraklar misali toprağa düşen hayatlar var. Hüsran ve nankörlükle kamçılanan inkarcı kararmış kalplerin kör gözleriyle, karası geceyi yutan karanlıkta yürüyenler var, adım adım sonsuzluğa yürüdüğünü sanırken acı sonlarına ilerleyen.

Yeni nesil şirk toplumu var günümüzde. Onlar ki evvela şeytana uyup Allah’ı inkar ettiler, ardından elleriyle putlar yapıp onlara taptılar. İblis peşinden gidenlerin torunları onlar, şimdi yollarını şeytandan da ayırdılar. Dinler icat edip en sonunda kendilerini tanrı ilan ettiler. İlahi sisteme hepten karşıdır onlar. Onlar; bir zamanlar şeytana uyup şirke bulaşanlar, şimdi kendi dünyalarını kurma ve yaratma gücüne ulaşma hayaliyle kendi şeytanlarını da var etme kurgusundalar.
Şeytana uyup peşinden giderek kötülüğe bulaşanlar şimdi kendilerine  uyup kurmak istedikleri düzene hizmet edecek şeytanlar ve yalanlarını yayacak rahipler buldular. Onlar, yaratmaya kalkıp kendilerine yeni bir dünya ve yeni bir din kurmak isteyenler; ilimsiz bilimle, yere, göğe, uzaya, tabiata ve doğaya hakimiyet kurmaya kalktılar. Onlar, dünyayı kıyametle yok edip, kendi dünyalarını yaratmak isterler. 

Hakimiyet hırsıyla kurmak istedikleri batıl karanlıklar ülkesi adına dünyayı karanlıklara sürükleyenler, kötülükle kurdukları bağı kötülerle de kurup dünyaya karanlık güçleri davet etmek için kapılar açma derdinde. Şehirlerin altını üstüne getirenler aradıklarını bulamadılar ve bulamayacaklar da.

İslam ordularınca yıkılmış batıl tapınakların üzerine yeniden inşa edilmeye çalışılan görünmez şirk piramit ve tapınaklarından, dünyaya yayılmak için iblisle sihir ve büyü ile bağ kurmaya çalışanlar dünyanın değil ancak kendi sonlarını getirdiklerini görmüyorlar. Kendilerini üstün ırk olarak görenlerin torunları şimdi yaratma gücüne sahip olarak tanrısallaşma iddiasında bulunanlardır. 

Tüm savaşların ardında saklı olanlar, gizli projeleri uğruna dünyayı bir kan ve katliam laboratuarına çevirdiler. Çıkardıkları savaşlarla  yeryüzünde düşmanları olan ve intikam almak istedikleri tüm milletleri katlettiler.

Din savaşları maskesi altında dinsizliğe hizmet eden iblisi tapınak şövalyeleri dünyayı bir elma olarak görüp kendilerini de elmanın sahibi ve varisi olarak gördüler. 
Ölümsüzlüğe ulaşmak için genetik tıpta ilerlediler. Kıyametten sonra yaşayabilmek için uzayda başka bir dünya aradılar. İlahi emir ve buyruklara isyan eden, kutsal kitapları yok etmeye çalışan, peygamberleri dahi öldürmekten korkmayanlar şeytanın şövalyeleridir.

Dünyayı ışığıyla aydınlatan İslam nurudur. Bugün dünyada yaşanan savaş, Hristiyanlık, Yahudilik ve İslam arasındaki savaş değildir. Hakiki savaş, kendilerine Hristiyan ve Yahudi deyip dünyada dinler icat etmeye kalkışarak kendilerini tanrı ilan etmeye çalışanların, "Allah c.c. katındaki tek din İslam’dır" emrine karşı gelip yeryüzünden İslam’ı silmek uğruna  İslam’a karşı açtığı savaştır.