Siz daha kurulan bu tuzakları anlamadınız mı?

Bir köşe yazarı çıkıp bu devletin hayrına iki cümleyi yan yana getirmeden, sadece fitne çıkarmak için kendisini paralıyorsa…

Bu zamana kadar yapılmış olan icraatlere bakmadan eski yıllara dönüş için can atıyorsa,

Devletler dört koldan bu hükümete saldırıyı emir telakki edip, her başarısını itibarsızlaştırmak istiyorsa, bu olayın gerçek yüzünü okumamız lazım.

Bu ülke için canından vazgeçecek olan siyasilerin derlendiklerine bakarken, birilerinin maşası olanları iyi tespit etmek lazım.

Hükümetler değişse de, başbakanlar değişse de, ulvi ve kalvi olanın devlet çıkarları olduğunu düşünen gözlerle yaklaşmak lazım…

Çıkar odaklı taşeronlara, devletin içine girmeye çalışan maşalara, ve hükümetin attığı her adımı itibarsızlaştırmak için tetikçi olanlara hadlerini bildirmek lazım…

2002 Yılından beri Ak Partinin bu ülke için attığı adımları, bugünlerde  farklı alanlara sürükleyen, ihanetleri gündem maddesi olarak sunan, çıkar odaklarının ekmeğine yağ çalan her türlü düşünceyi ve bu düşünce mensuplarını lanetliyorum.

Gözümüzün  önünde büyük Türkiye hayalleri olan bir lider var. Bu lider canından vazgeçecek kadar kendisini bu yola vakfetmiş biri. Ülke çıkarları noktasında tek başına da kalsa, taviz vermeyeceği kuralları var…

Bugün bu liderin karşısına dikilenlerin beslendikleri kaynakları iyi görmemiz gerekiyor. Sokağın dilini iyi okumamız gerekiyor. Oturdukları koltuklarda emir erleri olanları iyi ayrıştırmamız gerekiyor.

Oturduğu koltukta ABD’ye İngiltere’ye İsrail’e maşa olanların Türkiye’deki uzantılarını tek tek bitirmemiz gerekiyor. Bunun sağlanması içinde bir olmamız, birlik olmamız, sokağı ile, köyü ile, ili ve ilçesi ile liderimizin arkasında dimdik durmamız gerekiyor…

Bu ülke menfaatleri için yapılan güzel işlere destek olmak yerine, atılan her iyi adımı baltalamak isteyenleri ayrıştırmamız gerekiyor.

İnanç bağlamında dini vecibelerle sınırlandırılmayacak bir düşünceyle bütün devletlerle, iş adamlarıyla yapılan anlaşmalarda devlet menfaatlerini öncelik olarak görüp, içki satılan dükkandan alış veriş yapılmaz mantığını da akılda tutmamız gerekiyor.

ABD, İngiltere ve İsrail’in son planına göre Erdoğan’ın devrilip tesis edilecek yeni bir iktidar eliyle Türkiye’nin bölünmek istenmesi karşısında taarruz politikamızı iyi belirlememiz gerekiyor.

Bugün kardeş kardeşe hainlik yapmaktan imtina etmeyecekse, o kardeş devletin çıkarları noktasında Osmanlı kurallarına göre olan sonu ne  denli açık ve net ise, bugün aynı yolda yürüyen insanların akıbeti de öyle olmalıdır, olmaktadır, olacaktır.

Fakat olmayanları oldu göstererek, günahsız insanların günahına giren insanların, mahşer-i meydanda ki hesabı çetin olacaktır.

Son olarak devlet kademelerinin her çeşidinde görev yapmış bir bireyin oturduğu koltuğu güç abidesi olarak göstermesi gaflet, oturduğu koltukları milletine hizmet yolunda bir binek olarak görmesi ise erdemdir.

Bizler erdemli bir yolculuğun hadimleri olarak, Yeniden Büyük Türkiye yolunda atılan adımlarda Liderine itaati düstur görenler olarak hak için haksızlığa karşı durmaktan vazgeçmeyeceğiz.

Selam ve dua ile…