Tabletler Rafa

Baştan beri içim ısınmadı şu tablet olayına.

Birkaç yıl önceydi.

Eyfor 2 için Ankara’ya gitmiştik, İbrahim Hakan Karataş bildiri sunacak biz de katılımcı olarak dinleyecektik.

Bulunduğumuz yerde sükûnet olmaz illa bir çıngar çıkarırız, âdetimizdir.

Yine öyle oldu, bazı arkadaşlarımız haddinden fazla aktif oldular.

O esnada sahnede bildirisini sunan, bir bayan profesörün söyledikleri dikkatimi çekmişti:

-Çok değil üç yıl sonra biz yeniden kitaplara döneriz-

Konuşan DPT’den biri olduğu için devleti bilen umur görmüş biri olması hasebiyle dikkatimi çekmişti.

Hocamız çeşitli nedenlerden neşet edecek muhtelif müşkülat nedeniyle hiçbir şeyin defter, kalem ve kitabın yerini alamayacağını vurguluyordu.

Mimlemiştim.

***

Tabletler henüz daha birçok okula ulaşamadı.

Fakat envai çeşit dedikodu ayyuka çıktı, ilgili bazı bürokratların başı ağrıdı, hatta bir önceki Milli Eğitim Bakanı’nın başı da tablet nedeniyle sıkıntıya girdi.

Galiba başı derde girme sırası muallimlerde, şikâyetler başladı bile.

Her ne kadar sorunların kimi özel nitelikler taşısa da tablet bilgisayarların okul müfredatında kullanılmasının iki probleme yol açma ihtimali var.

1-      Derste öğretmenin talebesiyle göz teması çok önemlidir.

Göz teması ve gözler

İnsanlarla olan iletişimde göz ve göz teması çok önemlidir. Sınıfta da aynı şekildedir. Sınıfa ilk girilip ders anlatmaya başlamadan önce göz teması kurulmalıdır. Bu öncelikle uzaktan yakına hafif bir tebessümle insanların öncelikle ilgilerini size çevirmeleri beklenir. Eğer insanlarla göz teması kurmazsanız sıkılıp sizden dersten ve hatta sınıftan uzaklaşır belki evde yapılan yemeği düşünmeye başlarlar. Bu göz temasının bütün bir ders boyunca sürmesi gerekir ayrıca.

Beden dilinde farklı ve çarpıcı bir husus ise her yerinizi kontrol edebilirsiniz ancak göz bebeklerinizi değil. Yalan söyleyen bir insanı, ayrıca bir insanın bir şeyden hoşlanıp hoşlanmadığını da göz bebeklerinden anlayabiliriz. Bir şeyden hoşlanma   durumlarda göz bebeklerinin 4 kat kadar büyüdüğü gözlenmiştir. Bu büyümeler veya küçülmeler özellikle açık renk gözlülerde daha belirginleşirler.

Tabletin olduğu sınıfta öğretmen ile öğrencinin göz teması ister istemez kesilecektir.

Bu da eğitim açısından bir sorun oluşturacaktır.

Hocasının gözünün içine bakmayan bir öğrencinin hocasını da dersten soğutacağı kabul edilmelidir.

 

2-Şu anda bazı öğrencilerimizin elinde öyle güçlü telefonlar var ki bunlara bazı öğretmenlerimiz bile sahip değiller.

Hal böyle iken teknolojisi daha basit olan tabletlere çocuklarımız değer vermeyecektir.

Demem o ki yol yakınken biz bu tabletleri rafa kaldıralım.

Yok, illa bu işe yıllardır şu kadar emek ve para harcadık deniliyorsa, kolayı var.

Dağıtın bütün tabletleri öğrencilere, olsun-bitsin.

Bazen böyle olur; evdeki hesap çarşıya uymayabilir.