Her ile bir üniversite açmak için kullanılan '81 ilde 81 üniversite' parolası on  yılın sonunda gerçeğe dönüştü. Marketler zinciri gibi her yerde açılan üniversiteler ekonomik olarak kurulduğu illerde canlanma sağlarken, mezunların iş bulamaması ise büyük bir handikap olarak duruyor. AB ülkeleri gibi ülkemizde kişisel gelişim ve kariyer için okunmadığı gerçeği göz önüne alındığında okumaların diplomalı işsiz sayısını artırdığı piyasanın talebini karşılamadığı ve sosyo-ekonomik açıdan  tam bir çıkmaz sokak olarak görülüyor.

Türkiye'de 2013 ‘te ilk kez üniversite mezunu işsiz sayısı 600 bin kişiye ulaştı. Buna göre, her 5 işsizden birini üniversite mezunları oluştururken, diplomalı işsizler ordusunun 241 binini erkekler, 346 binini ise kadınlar oluşturuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Hane halkı İşgücü İstatistiklerinden yapılan değerlendirmeye göre, üniversite mezunu işsiz sayısı ülke tarihinin en yüksek seviyelerine ulaştı. İşsiz sayısının 2 milyon 541 kişiyle yüzde 9.1 olarak gerçekleştiği 2012 yılı Ekim ayında diplomalı işsiz sayısı da yüzde 11.1 ile 587 bin kişi oldu. Çalışmaya göre üniversite mezunlarının oluşturduğu işgücü rakamının 5 milyon 284 bin kişiye ulaştı. Bu kişilerden yalnızca 4 milyon 698 bini istihdam edilebildi. Üniversite mezunları arasında işsizlik oranı ise yüzde 11.1 seviyesinde gerçekleşti.

Öte yandan, işgücüne katılan okur-yazar olmayan nüfusta işsiz sayısının yalnızca 40 bin kişi olduğu belirlenirken, bu rakamın lise altı eğitimlilerde 1 milyon 278 bin, lise mezunlarında 360 bin oldu. Avrupa'nın içinde bulunduğu borç krizinin en çok genç işsizleri vurdu. İspanya'ya yüzde 50 civarında olan genç işsiz sayısının Avrupa Birliği ortalaması yüzde 10. AB genelinde işsizlik yüzde 10 civarında dolaşırken yaşlı nüfusa sahip olan kıtada genç işsizlik ortalaması ise yüzde 23. bu yüksek orandan dolayı Atina ve Madrid sokaklarında gördüğümüz sokak çatışmalarına en çok genç işsizler katılıyor.

YÖK'ün açıkladığı üniversite kontenjan sayısına göre 2012 yılında ilk kez üniversite kontenjanları liselerden mezun olacak öğrenci sayısını geçti. 2012 yazında sınava giren adaylar için YÖK 937 bin kişilik kontenjan açarken 547 bin kişilik kontenjan ise sadece 4 yıllık lisans eğitimi için ayrıldı. Geçen yıl liselerden toplam 537 bin öğrenci mezun oldu. Öte yandan 2002'de 1 milyon 798 bin 623 öğrenci üniversitede öğrenim görürken 2012'de bu rakam 4 milyon 112 bin 687 kişi seviyesine çıktı.

İş çevresi büyük küçük işletmelerde ara elaman sıkıntısını yaşarken herkesin hizmetler sektörüne yönelmesi beyaz yakalı olmak istemesi arz talep dengesini altüst ediyor. Hâlbuki mavi yakların çalışmasıyla ülke büyüyecek ve gelir dağılımı daha adil olabilecektir. Son yıllarda “meslek lisesi, memleket meselesi” diyenlerin sayısının artışı sözünü ettiğimiz sıkıntının dışa yansımasıdır.

Ülkemizde üniversiteler diploma dağıtan kurumlara dönüştü. Diplomaların çoğu çevreletilip evin baş köşesine asılmaktan başka bir işe yaramıyor. Atanamayan öğretmenlerden tutunda sayıları 400 bine ulaşan ziraat mühendisleri ve diğer mesleklere baktığımızda çok büyük insan kaynağı israfı görülüyor. Yetkililerin üniversitelere el atıp mutlaka istihdam alanına göre kontenjanları yeniden düzenlemesi ve piyasa ihtiyaç analizleri doğrultusunda alanların açılması gerekiyor. Aksi takdirde sosyal patlama olma ihtimali çok yüksek. Bizden hatırlatması, gerisi etkili ve yetkililerin işi…([email protected])