Yüreği güzel insanlar ülkesinde yaşıyoruz. Her sıkıntıyı, her sorunu birlikte aşabilme kabiliyetinin doğuştan kazanıldığı topraklar buralar. Kötülüklere aynı sertlikte çatılan kaşlar; iyilikte aynı sevinci sürüyor yüzlerimize…

“Kunû yâ ibadallahi ihvâna!” dediğinden beri kutlu nebi, nesilden nesile geçen genetik bir hassasiyete dönüştü kardeşliğimiz. “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz!”

Biz bir bütünün her biri çok değerli parçalarıyız aslında. Asırlardır avludan avluya kurduğumuz köprüler evlerimizi, mahallelerimizi ve ülkemizi sevginin ortak paydasında buluşturmaya devam ediyor.

Hiçbir tarihte ve hiçbir coğrafyada bu kadar kardeşlik, bu kadar diğergamlık nasip olmamıştır hiçbir medeniyete. Yermük'te susuzluktan dili damağına yapışmış sahabelere su taşıyan sakaları hayrette bırakan “önce diğerine ver suyu, onun daha çok ihtiyacı var!” davranışı bütün erdemiyle kodlanmıştır kişiliğimize.

Ne darlıkta ne de varlıkta, asla vazgeçmeyiz darda olana el uzatmaktan. Sadece Müslüman’a değil üstelik merhametimiz. Bütün dünyanın mazlumları, fakirleri, açları ilgi alanımızdadır bizim.

Yıllarca birbirimize kırdırmaya çalıştılar bizi.

Sağ-sol kavgasında nice yiğitlerimizi yitirdik. Bir duvarımızı yıktılar ama yıkılmadık, hemen onardık. Başaramadılar…

Dinimize, geleneklerimize, inançlarımıza saldırdılar. Bir kısmımızı bir kısmımıza hasım etmek için gerici-ilerici çatışması çıkarmaya çalıştılar. Komşularımızı, dostlarımızı, akrabalarımızı terk etmedik, selamı kesmedik. Başaramadılar…

Türk-Kürt savaşı için büyük yatırımlar yaptılar. Sürekli körüklediler ayrılığı. Bir yandan evlat acısı öte yandan kuyruk acısı oluşturmaya çalıştılar. Bin yıllık kardeşliğimizi bozmadık, daha çok birleştik, daha çok kenetlendik, 1071 ruhunu dipdiri tutuk… O kadar ki ayrılmak istesek bile ayrılamayacağımızı herkes gördü. Başaramadılar…

Alevi- Sünni ayrımcılığı ile sinsi sinsi planlar yaptılar. Aynı eller evlerimizi fitne işareti ile boyadılar. Gaza gelmedik. Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir, Ali’miz bir, ülkemiz bir, mahallemiz bir dedik, ikiliği reddettik. Başaramadılar…

En büyük planlarını devreye soktular. Kırk yıldır içimizi hain hain yerleştirdikleri ajanları ile evlerimize, evlatlarımıza, malımıza mülkümüze, hatta devletimize kadar her şeyimizi kopyaladılar. Bizim boyamızla boyanıp bizi yok etmek için türlü oyunlar çevirdiler. Ama bizim ferasetimiz onların oyunlarını bozdu. Sahte olan boyaları ilk yağmurda döküldü. Gerçek yüzleri ortaya çıktı. Yüzlerine tükürdük hep birlikte. Başaramadılar…

Eli kanlı, yüreği kanlı, gözlerini kan bürümüş bu ihanet çetesi, bir temmuz gecesi, bizi topluca silmek için son güçlerini de kullanarak büyük bir intihar saldırısına kalkıştılar. Allah bize yardım etti. Dünyanın dört bir köşesinde ne kadar gariban varsa duaya durdular. Ekmeklerini dünya ile paylaşan bizim için dua ettiler. Bu sefer bedenlerimizi ortaya koyduk. Savurduk bu tarihin en büyük ihanet saldırısını. Başaramadılar…

Evet, hiç birinde başaramadılar ama vazgeçmediler. Dünyayı sömürgeleştirmek için kurdukları büyük planın önündeki en büyük engel olan bizi yok etmek için var güçleri ile saldırıyorlar.

Ekonomik saldırılar, intihar saldırıları, provokasyonlar, suikastlar… hepsi birbiri ardınca uygulamaya konuluyor. Toplumun fay hatları ile oynayıp belimizi kırmaya çalışıyorlar.

Bu sefer saldırı çok daha büyük ve çok boyutlu. Şimdiye kadar tek tek denediklerini şimdi bir seferde ve üst üste deniyorlar.

Bütün paraları ile silahları ile ajanları ile yıllardır besleyip büyüttükleri terör örgütleri ile…

Topyekûn bir saldırı altındayız. Bu sefer ana omurgamıza saldırıyorlar. Belimizi kırmaya çalışıyorlar.

Fay hattı, bizim ana omurgamız yani sağduyumuz… Her taraftan saldırarak bizi aptallaştırmak istiyorlar.

Çok ama çok dikkatli olmalıyız. Eğer bu fay kırılırsa, meydana gelecek depremin şiddetini hiç kimse tahmin edemez. Allah korusun belki de taş üstünde taş kalmaz.

Sağcı Solcu, Alevi Sünni, Türk Kürt, dindar veya olmayan, farklı yaşam tarzları… Her biri bizim rengimiz ve güzelliğimiz.

Yüreği güzel insanlar ülkesiyiz. Her sıkıntıyı birlikte aşmaya alışığız. Bunu da aşacağız. Bizi birbirimize düşürerek ülkemizi düşürmeye çalışan şer ittifakına fırsat vermeyelim.

Unutmayalım; kaybedersek kayboluruz. Tarihten, coğrafyadan ve haritadan... Hem biz hem de bütün dünya mazlumları!

Bugün artık her birimiz birer neferiz. Kalemle, bedenle, yürekle, canla başla din ve vatan uğruna; namus ve evlat hesabına nöbetteyiz. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Selametle kalın…