Manisa Sivil dayanışma Platformu (MASİDAP) İstanbul Sözleşmesine tepki gösterdi.

Manisa’da 54 sivil toplum kuruluşundan oluşan Manisa Sivil Dayanışma Platformu (MASİDAP) adına dönem sözcüsü olarak açıklama yapan Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, "Aileyi dinamitleyen bu kirli anlayış 3 Kasım 1839 tarihinden başlayıp 17 şubat 1926’da İsviçre’nin katolik laik kanunlarını alıp İslam aile hukuku mecelleyi çöpe atarak devam etmiş, 1985’te CEDAW ile başlayan aile yıkım projesi ile zirve yapmıştır, 2011’de imzalanan ve 10 şubat 2012’de Bakanlar Kurulunca onaylanan İstanbul Sözleşmesi ile daha da gelişerek nesilleri yıkım projesine dönüşmüştür" dedi.

Bugün Boğaziçi Üniversitesinde sapkınca eylemler yapan ve kutsallarımızı ayaklar altına alan gençlerin başka ülkelerde yetişmediğini vurgulayan Öner açıklamalarına şu şekilde devam etti:

"Bu gençler İstanbul Sözleşmesinin dayattığı normlara göre, Milli Eğitim Bakanlığının her seviyesinde tavizsiz uygulanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine uygun müfredatı ile büyüdü. Gördüğümüz şey, sözde Eğitim sisteminin fulbright, cedaw, istsöz lanzarote montessori dayatmalarıyla son seviyedeki ürünleridir. Onları yetiştiren bataklığa dönmüş milli olmayan eğitim yapımızı, yasaları acilen yeniden düzenlemek zorundayız. Görüldüğü gibi hem sapkınlıklar teşvik edilerek yayılıyor, hem de namus gibi, din gibi değerlerimizin kökü derinden kazınıyor. Boğaziçi Üniversitesinde tanık olduğumuz, LGBT güzellemesiyle meşhur sapkınlık hareketi ve İslam dinimizin temel kutsalları arasında yer alan Kabe’i Muazzama’ya karşı yapılan ahlaksız ve seviyesiz saldırılar tesadüf değil, küresel şer güçlerin, planlı programlı insanlığa aileye karşı bir operasyonun sonuçlarıdır. İstanbul sözleşmesini imzalayanlar, savunanalar ve halen korumaya devam edenler ve ülkemizin milli güvenlik meselesine karşı büyük bir vebali yüklenmiştir. Dünyada hüsran ve hezimet, ahirette ise kahır ve gazap ile cezalandırmayı gerektiren bu batıl sözleşmelerden ve yasalarımızdaki etkilerinden, eğitim sistemindeki zehirlerinden, acilen arınmamız gerekiyor."

"Kurtuluş ve refah için bindiğimiz gemi batıyor" diyen Öner, "Boğaziçi Üniversitesi su alan yerlerinden sadece birisini ibretle gösteriyor! Yazılı ve görsel medyadan, internetten, kısaca fırsat buldukları her yerden değerlerimize ve nesillerimize saldırmaya devam ediyorlar. Biz Manisa Sivil Dayanışma Platformu (MASİDAP) olarak, etkili ve yetkili makamda olanları acilen tedbirli davranmaya ve bu yarayı sarmaya davet ediyoruz. Çok geç kalınırsa bu yaraların toplumsal yıkıma ve sonsuz etkileri olacak bir zulme dönüşmesinden korkuyoruz. İstanbul sözleşmesinden çekilme konusunda takvim bekliyoruz. Başlatılan çalışmanın kimler tarafından sürdürüldüğünü, çalışmaların hangi merhalede olduğunu ve yol haritalarını bilmek istiyoruz. İstanbul sözleşmesinin sebep olduğu din, mezhep, ahlak, gelenek, tarih, milletimizin alamet-i farikalarına ters olan ve toplumda ciddi çatışma ve sorunlara yol açan uygulamalarına son verilmesi için yasama, yürütme ve yargıyı göreve çağırıyoruz" dedi.