Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, iki ayda bir tüm eğitim fakültesi dekanları ile eğitim politikalarını, süreç değerlendirmesini, atılan ve iyileştirme ile ilgili atılacak adımları, kendisinin ve tüm yöneticilerin katılacağı bir toplantıda masaya yatıracaklarını bildirdi.

Bakan Özer, Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Uygulama Oteli'nde düzenlenen "Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi Eğitim Fakültesi Dekanları Değerlendirme Toplantısı"nda, öğretmenlerin mesleki eğitiminde bakanlıklar ve kurumların iş birliği içinde çalışmasının önemine işaret etti.

Eğitim fakültelerinin dekanlarına bu sürece verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Özer, şunları kaydetti:

"Öğretmenlerimizi sizler mezun ettiğiniz için, süreçteki mesleki gelişimlerinde sizlerle birlikte hareket etmek bizim için çok önemli. Öğretmenlik Meslek Kanunu'ndaki adaylığın kaldırılması, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik gibi süreçlerdeki eğitimlerin düzenlenmesinde nasıl katkı verdiyseniz, bundan sonra iki ayda bir, bir araya gelip tüm süreçlerimizi birlikte değerlendireceğiz. İki ayda bir tüm dekanlarımızla birlikte eğitim politikalarımızı, atılan adımları, süreç değerlendirmesi, iyileştirmeyle ilgili atılacak adımları, bizzat ben de geleceğim tüm yöneticilerimizle birlikte masaya yatıracağız."

Özer, 2000'li yıllarda yüzde 11 olan 5 yaşta okullaşma oranlarının yüzde 93'e, ortaöğretimde yüzde 44'ten yüzde 90'lara, yükseköğretimde ise yüzde 14'ten yüzde 40'ların üzerine çıktığını belirtti.

- "1,2 milyon öğretmenimizin yüzde 60'ı kadınlardan oluşuyor"

Bakan Özer, derslik ve öğretmen sayılarında da son yıllarda büyük artış yaşandığının altını çizerek, bugün 1,2 milyon öğretmenin yaklaşık yüzde 60'ının kadınlardan oluştuğuna dikkati çekerek, "Bu, bir taraftan öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azaltmayla ilgili çok önemli bir hamleyken aynı zamanda Türkiye'nin kadın istihdamıyla ilgili de çok önemli bir hamle yaptığını gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.

Eğitime erişimin önündeki tüm antidemokratik uygulamaların da kaldırıldığına dikkati çeken Özer, özellikle yükseköğretime erişim noktasında "başörtüsü yasağı", "katsayı uygulaması" gibi kısıtlamaların artık olmadığını vurguladı.

Özer, eğitimin kitleselleşmesine yönelik birçok sosyal politikanın devreye alındığı, bu noktada öğrencilere burslardan ücretsiz kitaplara, taşımalı eğitimden ücretsiz yemeğe kadar birçok imkan sağlandığını anlattı.

- "Yıl sonunda 4 bine yakın bağımsız anaokulunu eğitim sistemine kazandıracağız"

Okul öncesi eğitimi artırmak için yürüttükleri politikaları anlatan Özer, bu kapsamda bir yıl içinde Türkiye'de 3 bin bağımsız anaokulu, 40 bin ana sınıfı yapmayı hedefi koyduklarını ifade etti.

Okul öncesi eğitimle ilgili başlattıkları çalışmaların üzerinden geçen 10 ay içerisinde 1409 bağımsız anaokulu, 10 bin 200 ana sınıfı yaptıklarını, 10 ay gibi kısa bir sürede yüzde 78 olan okullaşma oranlarını yüzde 93'e çıkardıklarını belirten Özer, "Hedefimiz yıl sonuna 5 yaştaki okullaşma oranını yüzde 100'e çıkartmak. Hedefimiz, 3 yaştaki yüzde 14 olan okullaşma oranını yüzde 50'ye çıkartmak, 4 yaştaki yüzde 35 olan okullaşma oranını yüzde 70'e çıkartmak ve çıkartacağız. Çünkü planlamalarımız başarıyla devam ediyor. Büyük ihtimalle yıl sonunda 3 bin değil 4 bine yakın bağımsız anaokulunu eğitim sistemine kazandıracağız." diye konuştu.

- Meslek liseleri

Bakan Özer, mesleki eğitimde okullar ile sektörün iletişim içinde olduğu bir politika izlediklerini, meslek liselerine artık yüzde 1'lik başarı diliminden öğrencilerin alınmaya başladığını vurguladı.

Meslek liselerinin üretim kapasitesinin de arttığını, buralardaki eğitimin üreterek öğrenme temelli olduğunu ifade eden Özer, bu şekilde özellikle iş gücü piyasasının talep ettiği kalıcı becerilere sahip öğrenciler kazanıldığını belirterek, "Bu attığımız adımlarla mesleki eğitimdeki üretim kapasitesi 1 milyar 162 milyona çıktı." dedi.

Bakan Özer, meslek liselerinde Ar-Ge merkezlerinin de açıldığını, bu yıl 7 bin 500 ürünün tescilini hedeflediklerini, bugün itibarıyla sayının 7 bin 800'e ulaştığını bildirdi.

Mesleki eğitim merkezlerindeki çırak kalfa sayısının 720 bine ulaştığını belirten Özer, yıl sonu hedeflerinin 1 milyon olduğunu hatırlattı.

- "Tüm politikaların anahtar noktası öğretmenlerimiz"

Bakan Özer, meslek liselerinin fikri mülkiyette diğer liselere göre yüksek performans gösterdiğini, diğer liseleri de eğitim sisteminde gerçek fonksiyonlarını icra etme ile ilgili çalışmalara ağırlık vermek gerektiğini söyledi.

"Bakanlık olarak yapmış olduğumuz tüm politikaların anahtar noktası, öğretmenlerimiz." diyen Özer, öğretmenler güçlü kılınmazsa okul öncesi eğitimde de okullar arası imkan farklarını azaltmada da eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmede de başarılı olmanın mümkün olmadığını söyledi.

Sahada öğretmenlerin isteklerine kulak vererek hizmet içi eğitimlerin düzenlendiğini, bütçenin buna göre artırıldığını ifade eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2021 yılındaki bütçe 8,9 milyondu, bu seneki bütçe 292 milyon. 292 milyonun 210 milyonunu okullara gönderdik, bunun 5 milyonu kullanıldı şu ana kadar. Türkiye genelinde okul temelli mesleki gelişim programlarını siz değerli dekanlarımızla birlikte yapmamız lazım. Bütçeleri de hızlı şekilde öğretmenlerimizin mesleki ve kişisel gelişimi için verimli bir şekilde sahaya aktarmamız lazım. Öğretmenlerin mesleki gelişimiyle ilgili her türlü maddi desteği vermeye hazırız. 2023 yılında bütçeyi 500 milyon liraya çıkarmayı hedefliyoruz. Bu, öğretmenlere ne kadar değer verdiğimizin göstergesi." diye konuştu.

Temizlik, kırtasiye, küçük onarım, laboratuvar ve donatım malzemeleri için okullara toplam 3,1 milyar lira bütçe gönderdiklerini söyleyen Bakan Özer, "Bugün itibarıyla okullar 1 milyarını kullanabildi. 2,1 milyar lira okulların hesabında duruyor. Bu, aslında sessiz bir devrim. Okulu ayağa kaldırmayla ilgili, dimdik tutmayla ilgili çok önemli bir adım çünkü biz okulun iklimini sağlıklı bir zemine kavuşturamadığımız müddetçe Milli Eğitim Bakanlığı olarak hangi politikayı ürettiğimizin hiçbir anlamı yok." ifadelerini kullandı.

Öğretmenlik Meslek Kanunu ile adaylığı kaldırılan öğretmenin uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik gibi bir mekanizmaya dahil olduğunu ve daha önceki uygulamadaki kota uygulamasını kaldırıldığını ifade eden Özer, böylece öğretmenlerin kendisiyle rekabet edebildiği, gelişimini desteklediği bir mekanizmayı inşa ettiklerini belirtti. Özer, "Bunu tüm öğretmenlerin özlük hakkını iyileştirmekle ilgili bir düzenleme olarak yaptık. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu da eğitimlerini tamamladı. Biz öğretmenlerin yeterliliklerini ölçmek için bir sınav yapmıyoruz. Tam tersine, almış oldukları eğitimi değerlendiren bir ölçme değerlendirme mekanizması inşa ettik." diye konuştu.

Nihai amaçlarının eğitim sistemindeki öğretmenlerin mümkün olduğu kadar büyük bir oranda yüksek lisans ve doktora yapmasını sağlamak olduğunu kaydeden Özer, öğretmenlerin lisansüstü eğitimi ile mesleki gelişimleri konusunda eğitim fakülteleriyle yapılacak iş birliğinin önemine işaret etti.

Bakan Özer, mesleki gelişim programları kapsamında düzenlenecek eğitim içeriklerinin birlikte düzenlenmesi, veri paylaşımı, öğretmenlerin lisansüstü eğitim kapasitelerinin artırılması ve okul temelli mesleki gelişim programlarının birlikte planlanması olmak üzere 4 alanda eğitim fakülteleriyle iş birliği yapılacağını sözlerine ekledi.

- MEB ve eğitim fakülteleri 4 alanda iş birliği yapacak

Eğitim Fakülteleri Dekanlar Konseyi (EFDEK) Başkanı Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş ise toplantının ardından AA'ya yaptığı açıklamada, bugünkü toplantının öğretmen yetiştirme sürecine kalıcı olumlu sonuçları olacağına inandığını söyledi.

Bakan Özer'in çağrısı üzerine MEB ile EFDEK arasında iş birliğini güçlendirecek bir protokol için çalışmalara başlayacaklarını belirten Öğülmüş, bu kapsamda lisansüstü eğitim yapan öğretmenlerin sayısının artırılması, yeni programların açılması ve mevcut kontenjanların artırılması ile Bakanlığın bu talebini yerine getirmeye çalışabileceklerini ifade etti.

Okul temelli mesleki gelişim programının okulları güçlendirmeyi hedeflediğini dile getiren Öğülmüş, "Bizler de eğitim fakülteleri olarak illerde özellikle okullarımıza akademik ve öğretim üyesi desteği verebiliriz." dedi.

Öğülmüş, öğretmenlerin mesleki gelişim programlarının ve öğretim materyallerinin geliştirilmesi noktasında da Bakanlığın çalışmalarına katkı verebileceklerini belirtti.

Bakanlık ile eğitim fakülteleri arasında veri paylaşımını da çok önemsediğini dile getiren Öğülmüş, Bakan Özer'in bu konuda gerekli kolaylığı sağlayacaklarını söylediğini aktardı.

Kaynak : TRT