“ AŞIRI NÜFUSA KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER” başlığı altında yer alan konuyu tanıtıcı paragrafta “Gelişen tedavi yöntemleri sayesinde ölüm oranları giderek düşmektedir. Ölüm oranlarının düşmesiyle artan nüfus, dünya için bir tehdit oluşturmaktadır. Nüfus artışı; tüketim artışı, doğal kaynakların yetersizliği, işsizlik oranlarına artış gibi çeşitli sorunlara neden olmaktadır. Ekonomik ve Sosyal Komite, nüfus artışına karşı alınabilecek önlemleri tartışacak ve bir çalışma raporu hazırlayacaktır.” Denilmektedir.

Hükümetimizin nüfus artışı ile ilgili politikası bilinmekte midir? Yoksa MEB bilinenin aksine bir politika değişikliğine mi gitmiştir?

Bu paragraf oldukça genelleyici, yanlış çıkarımlara öğrenciyi yönlendirici bir içeriğe sahiptir.

Dünyada tüketim artışı ve işsizlik oranlarının artışı hususları sadece nüfus artışı ile izah edilemez, israf, kaynakların adil bir şekilde pay edilmemesi, batının yüzyıllardır acımasızca doğal kaynakları tekeline alması, sömürgecilik v.b hususlar dikkate alınmamıştır.

Konu tek taraflı, ön kabullü bir biçimde tartışmaya açılmıştır. Tartışmaların içeriği “ Nüfus artışının olumlu ve olumsuz yansımaları” şeklinde düzenlenebilirdi. Gelişim çağındaki öğrencilerin ( gelecekte Türkiye yönetiminde söz sahibi olacağı düşünülürse) bu yanlış ön kabulle büyümesinin olumsuz yansımaları olacağı aşikârdır.

Paragrafta geçen “aşırı nüfus artışı argümanının” Türkiye nüfus yapısı açısından geçerli olmadığı TUİK istatistiklerinin doğru okunması ile yapılabilir.

Nüfus Artış Hızı 2007 de Binde 13.1 den 2021 de Binde 12.7 ye düştüğü ve yine aynı yıllar içinde doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak yaşlı nüfusun arttığı ortanca yaşın 27.7 den 31.1 e yükseldiği görülmektedir.

1965 yılından itibaren Türkiye nüfusunun yıllara sair giderek yaşlandığını ve ölüm yaşının 78.6 ya çıktığı görülmektedir. Yine 2021 TUİK istatistiklerinde doğurganlık hızının 1.76 çocuk olduğu, oysa 2001 yılında bu oranın 2.38 çocuk olduğu görülmektedir. Nüfusun yenilenme düzeyi olan 2.10 çocuk sayısının epeyce altında kaldığı ve nüfusun hızla yaşlandığı aşikârdır.

Batı günümüzde nüfusunu artırmak için teşvik programlarını devreye sokarken, Türkiye Cumhuriyeti devletinde böyle bir konunun öğrenciler tarafından gündeme getirilmesi ve tartışılması oldukça manidardır.

Milleti millet yapan kodlarımızda da nüfusun önemine dair anekdot, hatıra, yaşanmışlıklar vardır. Hz. Âişe" den nakledildiğine göre, Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:

 Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim…”(İM1846 İbn Mâce, Nikâh, 1)

Tüm bu gerçekler ışığında 2008 sonrası doğum yanlısı politika Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından defaatle dile getirilmiş ve 2015 yılında “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı Eylem Planı” açıklanmıştır.

Lise ders kitaplarında çok doğru olarak Millî Güç Unsurları başlığı altında Ekonomik güç, Askeri güç, sosyopolitik güç, jeopolitik güç sayılırken bunun yanında nüfus gücüne de yer verilmiştir. Bu ifade yukarda belirtilen konferans konusu ile bariz bir şekilde çelişkiye neden olmaktadır.

EK:EKRAN GÖRÜNTÜSÜ ( ONAY YAZISI EKİNDE YER ALMAKTADIR)

MEB ORTAÖĞRETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ONAY YAZISI

Kaynak: Kamuajans