Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Birbiçer uzaktan eğitim sürecinde yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Büyük ölçüde MEB’in neden olduğu bir karmaşanın yaşandığını dile getiren Birbiçer; ” MEB’i akla ziyan yanlışların önlenmesi için, sahadan gelen uyarıları dikkate almaya, zaman kaybetmeden konuyla ilgili uzmanlarla, ilgili sendikalarla bir araya gelip istişare etmeye ve ne yapılması kadar nasıl yapılması gerektiğine dair net kararlar almaya davet ediyoruz. “, dedi.

Kovid-19 salgını nedeniyle okulların kapatıldığı mart ayından itibaren özel okullar ve MEB uzaktan eğitim sürecini başlattı. MEB’in daha önce bu konuya dair herhangi bir altyapı çalışması olmamasından dolayı uzaktan eğitim büyük aksaklıklarla başladı ve aradan geçen yedi aya rağmen yaşanmakta olan karmaşa ve kafa karışıklığında pek bir değişim yaşanmadı. İlk ve orta kademelerde 1 milyon öğretmen her gün dijital yollarla 18 milyon öğrenciye ulaşmaya ve eğitim-öğretim yapmaya çalışıyor. Ancak öğrencilerin büyük kısmı gerekli imkânlara sahip olmadığı için bu derslere erişim sağlayamıyor. Bu da Türkiye’de zaten sıkıntılı olan eğitimde fırsat eşitliğini geniş bir öğrenci kitlesi için imkânsız hale getiriyor.

Genel anlamda hal böyle iken yapılabilen derslerin de ne kadar verimli olduğu tartışılır bir hal arz ediyor. Uzaktan eğitimle ilgili herhangi bir ön eğitim almayan öğrenci ve öğretmenin el yordamıyla öğrenerek kotarmaya çalıştığı canlı derslerin, MEB’in müfredat ve içeriği yüz yüze eğitim yoğunluğuyla vermeye çalışması ve öğrenci ile öğretmen arasında etkileşimin çok sınırlı olması nedeniyle, beklenen faydayı sağlamaktan oldukça uzak olduğunu görüyoruz.

Altyapı sorunlarını ve öğrencilerin büyük kısmının yaşadığı erişim problemini aşamayan MEB’in, canlı ders uygulamasının koordinasyonunda da büyük bir organizasyon beceriksizliği içerisinde olduğunu görüyoruz. Ülkenin dört bir yanında yapılan farklı uygulamalar tamamen okul yönetimlerine bırakılıyor, bu da ciddi bir karmaşaya neden oluyor. Bir ilde uzaktan eğitimde dersler birleştirilerek yapılırken başka bir ilde ayrı ayrı yapılıyor, bazı okullarda canlı ders için sadece EBA kullanılırken pek çok okulda idareciler tarafından, Zoom, Meet, Teams gibi farklı uygulamalar üzerinden ders tanımlaması yapılıyor.

Aynı il veya ilçe içinde bile farklı uygulamalar yaşanırken MEB, üstesinden gelemediği organizasyonun bedelini öğretmene ödetmeyi tercih ediyor. Şöyle ki;
EBA’nın ders saati kısıtlamasından ve sistemin kaldırmamasından dolayı Ortaöğretim kurumlarında EBA’dan hariç Zoom veya diğer platformlardan öğretmenlerin ders yapması isteniyor. Ders saatleri programlanıp öğretmenlere Whatsapp üzerinden bildirilerek öğrencilerle iletişim kurulması ve derslerin bu programa uygun yapılması isteniyor. Zoom ve benzeri programların güvenilirliği ile ilgili olarak dünyada da tartışmalar devam ederken milyonlarca öğrenci ve öğretmeni bu platformları kullanmaya zorlamak ne kadar sağlıklıdır. Ayrıca MEB, öğretmen ve öğrencilere eba.gov.tr ve EBA mobil uygulamasında kullanılması için her ay aylık 8 GB ücretsiz internet hakkı sunarken aynı hakkı Zoom ve muadilleri için sunmuyor. Dolayısıyla bu programların dayatıldığı okullarda öğretmenler de öğrenciler de maddi olarak mağdur ediliyor. Sanıyoruz MEB, Türkiye’nin genelini Çankaya veya Beşiktaş gibi varlıklı ilçeleri baz alarak organize ediyor.

Bunların yanı sıra, bazen aynı saatte hem EBA hem de Zoom üzerinden tanımlanan dersler çakışırken bazı okullarda da öğretmene hem EBA’dan hem de Zoom’dan ayrı ayrı ders tanımlandığı görülüyor. Günün farklı saatlerine yayılan dersler öğretmenin günlük yaşamını felce uğratıyor. Sabah 8.30’da başlayan dersler gün içine rastgele dağıtılıyor ve akşam 20.00’de bitiyor. Hafta içi ve cumartesi günlerine bu şekilde dağıtılan dersler kişisel yaşamı göz ardı edilen öğretmenin ne kendisine ne de ailesine zaman ayırabilmesine imkân tanıyor. Yüz yüze eğitime geçen sınıflarda devam zorunluluğu olmadığından, derslere okulda katılmayan öğrencilere uzaktan eğitimle ulaşılması isteniyor ki bu durum, tespiti ve planlamasıyla yeni bir karmaşa anlamına geliyor.

Bir başka sorun Zoom, Meet veya Teams gibi programlar üzerinden yapılan dersler için öğretmene ek ders ödemesi yapılıp yapılmayacağına dair bir netliğin söz konusu olmaması. Bu konuda sorun yaşamak istemeyen okul yöneticileri, öğretmenleri haftanın belli günlerinde okula çağırıp ders defterlerini ve çizelgelerini doldurtarak kendilerini garantiye almayı tercih ediyor. Bazı okullarda yüz yüze eğitime devam etmek istemeyen aynı sınıf öğrencilerine uzaktan eğitim programı yapılıp uygulanacağı bunun için de ek ücret ödenmeyeceği söyleniyor. Aynı işin iki defa yapılıp ücret ödenmemesi angaryadan başka ne olabilir? İşin ironik yönü de tüm gün öğretmenler canlı yayınlarla sınırlı da olsa öğrencisine ulaşmaya çalışırken, MEB aynı anda EBA TV üzerinden sistemli ve düzenli bir şekilde ders yayını yapıyor. Bu kadar karmaşaya yol açmak yerine öğretmenleri ve okul idarelerini, öğrencileri EBA TV imkânını düzenli şekilde kullanmaya yönlendirmek üzere görevlendirseydi çok daha faydalı bir iş yapılmış olurdu. Zira şu an yarım yamalak yapılabilen canlı dersler nedeniyle EBA TV için harcanan onca emek heba ediliyor.

Türkiye’de eğitim, bütçeden ayrılan paydan tutun öğretmene verilen değere kadar “leyleğin yuvadan attığı yavru” muamelesi görüyor. Milli eğitim sistemi hantallaşmış gövdesiyle kımıldamaya çalışırken pandemi süreciyle birlikte ağır gövdesini sürüklemekten bile aciz bir konuma düştü. Karmaşa ve kaosun hâkim olduğu sistem tam anlamıyla bir kilitlenme hali yaşıyor. Özgür Eğitim-Sen olarak diyoruz ki; ön görüldüğü üzere pandemi süreci uzunca bir süre devam edecek ve eğitim, bu haliyle yarardan çok zararı olan uzaktan eğitim yöntemiyle sürecek. Öğrencilerin yarısından çoğunu dışarıda bırakan ve kafa karışıklığı içinde yalan yanlış uygulanan uzaktan eğitim, bu haliyle hızla giderilmesi gereken altyapı, koordinasyon ve organizasyon eksiklikleriyle verimsiz ve faydasız olduğu kadar hem zaman hem de emek israfına yol açıyor. MEB’i yukarıda belirttiğimiz akla ziyan yanlışların önlenmesi için, sahadan gelen uyarıları dikkate almaya, zaman kaybetmeden konuyla ilgili uzmanlarla, ilgili sendikalarla bir araya gelip istişare etmeye ve ne yapılması kadar nasıl yapılması gerektiğine dair net kararlar almaya davet ediyoruz.

Bekir Birbiçer / Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi