Özer, Türk Eğitim Derneği’nin bir etkinliğinde konuştu.

Covid-19 salgınıyla ortaya çıkan gelişmelere değinen Özer, bu süreçten en fazla eğitim sektörünün etkilendiğini ve uzun zamandan beri toplumun ilk defa okulların önemini bu sayede tecrübe ettiğini söyledi.

Özer, konuşmasına şöyle devam etti: “Gerekli önlemleri alarak yedi buçuk aydan beri eğitimi bir gün bile kesintiye uğratmadan bugünlere gelebilmenin büyük mutluluğunu duyuyorum. Milli Eğitim bakanı olarak bugün görevden ayrılsam ve ‘Bu ülkeye ne yaptım’ diye geriye baksam, söyleyeceğim şey, ‘Okulları açık tuttum, toplumdaki eşitsizliklerin derinleşmesine imkan tanımadım, öğrencilerimizin, geleceğimizi inşa edecek gençlerimizin uzun vadede büyük maliyetler ödeyeceği bir sürecin gerçekleşmesine izin vermedim’ derim.”

6 milyon öğrenci derslere katılamadı

Türkiye’de yaklaşık 15 milyonu devlet okullarında olmak üzere 18,2 milyon öğrenci örgün eğitim görüyor. 2020’de başlayan pandemi dönemiyle birlikte yüz yüze eğitime ara verilmesi sonrası öğrenciler, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden derslere devam etmişti.

Ancak 6 milyon öğrenci interneti ya da gerekli cihazları olmadığı için EBA sistemine hiç erişememişti.

Bu durum MEB’in ‘Küresel Salgın Döneminde Uzaktan Eğitim İzleme ve Değerlendirme Raporu‘na da yansımış, öğrencilerin yüzde 7,1’i de internete erişimi olmadığı için canlı derslere katılamamıştı.

Konu hakkında Meclis’e verilen önergelerse AKP ve MHP oylarıyla reddedilmişti.

Başta Türk Tabipleri Birliği (TTB) olmak üzere uzmanlar bu süreçte “Okullar ilk açılan son kapanan yerler olmalıdır” diyerek Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitim kararlarını eleştirmişti.

18 milyondan fazla öğrenci ve 1 milyonun üstünde öğretmen, bir buçuk yıllık aranın ardından 6 Eylül 2021’de okullara dönmüştü.

KAYNAK. DİKEN