Belediyelerde yaşanan sınavsız atamalara çeki düzen vermek için Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'te önemli kriterler getirilmişti. Ancak ne kadar kriter getirilirse getirilsin sürekli olarak açık bırakılan kapı aralığından girilmeye çalışılmaktadır. Bir örnek üzerinde konuyu açıklayarak Sayıştay’ın sınavsız atamalara yaklaşımından bahsedeceğiz. Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü'nün yazısı....

Bakanlıktan istenen görüşler açık kapı arayışını göstermektedir

Daha önceki yazımızda Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik'te yapılan değişiklikleri gündeme getirmiştik. Elbette yönetmelikte önemli değişiklikler getirilerek açık kapılar büyük oranda kapatılmaya çalışılmıştır. Ancak gelinen noktada hala açık kapı aralandığı ve sınavsız atamaların yolunun arandığı görülmektedir. Aşağıda yer verilen görüş yazısı bu durumu göstermektedir.

En az 7 ay başkan yardımcılığı yapan sınavsız şef kadrosuna atanabilir mi?

Bir belediye başkanlığında belediye başkan yardımcısı kadrosunda 7 ay görev yaptıktan sonra şef kadrosuna ataması yapılan personelin durumu hakkında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan görüş talep edilmiştir. Bu görüş talebi dahi sınavsız yükselmelerde kapı aralanmaya çalışıldığını göstermektedir. Bu görüş yazısında şu ifadelere yer verilmiştir.

Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmeliğin ilgili maddelerine yer verilmiş ve sonuç olarak ilgili belediyeye gönderilen yazıda şu ifadelere yer verilmiştir; “…Mezkûr yönetmelik kapsamı dışında bulunan daha üst görevlerde en az altı ay süreyle çalışmış olanlar, alt görevlerde çalışma süresi şartı hariç olmak üzere aranılan diğer şartları taşımaları kaydıyla yönetim hizmetleri grubunda yer alan şef kadrolarına kurumlarının takdiri ile sınavsız olarak genel hükümler çerçevesinde atanması mümkün bulunmaktadır. Şef kadrosuna atanmak için ise az iki yıllık yüksekokul mezunu olma şartı aranmaktadır. Bu itibarla, belediye başkan yardımcısı kadrosunda 7 aydan fazla görev yapan ilgilinin az iki yıllık yüksekokul mezunu olma şartını taşıması halinde sınavsız, genel hükümlere göre şef kadrosuna atanabilmesi hususunun Başkanlığınızın takdirinde bulunduğu değerlendirilmektedir.”

Görüleceği üzere, şef kadrosundan daha alt bir görevde iken belediye başkan yardımcılığına atanarak burada 7 ay süreyle görev yaptıktan sonra sınavsız olarak şef kadrosuna atanmanın mümkün olduğu ifade edilmiştir. Bu durum dahi sınavsız atanma için sürekli arayış içerisinde olunduğunu göstermektedir.

Bir süre sonra da sınavsız müdür kapısı aralanacaktır

Yönetmelikle sınavsız atamalar zorlaştırılmakla birlikte getirilen düzenlemeler sorunu kökten çözememiştir. Nitekim yukarıdaki soru özelinde bir müddet sonra ilgilinin şef kadrosundan sınavsız olarak müdür kadrolarına atanması da gerçekleştirilecektir.

Maalesef belediyeler, personel yönetiminde kurallara en az riayet edilen kurumlardır. Belki de şartlar buna zorlamaktadır.

Atamalara ilişkin Sayıştay raporlarına ve kararlarına yansıyan olumsuzluklar

Daha önceki yazılarımızda Sayıştay raporlarına yansıyan olumsuzlukları ve kararlarda geçen tazmine sebep olan atamaları açıklamıştık. Maalesef kısa süreliğine üst düzey kadrolara atama yapıp daha sonra sınavla atanılan kadrolara sınavsız geçişler eleştirilmiş ve tazmine hükmedilmiştir. Yani memur, VHKİ ya da şef olarak görev yapan bir personelin önce özel kalem müdürlüğüne veya daire başkanlığına atanılarak daha sonra da sınavsız müdür yapılması hukuksuz bulunularak tazmine hükmedilmiştir. Sayıştay’ın bu yaklaşımı ister istemez birçok olumsuzluğa fren olmaya başlamıştır.

Sayıştay raporlarında, eşitlik, liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde atama yapılması gereken şube müdürlüğü kadrolarına, bu ilkeler gözetilmeksizin ve mevzuatında belirlenen şartlar dikkate alınmaksızın atamalar gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ifade edilmiştir.

Bu bağlamda mevzuat hükümlerine göre asıl olan memurun eşitlik ve liyakat esasları doğrultusunda objektif kriterler dahilinde görevinde yükselebilmesi süreci işletilmesi gerekirken buna uyulmadığı görülmektedir. Belediyeler ve üniversitelerdeki müdürlük kadrolarının büyük çoğunluğuna, şube müdürlüğünden daha üst/eşit görev olarak kabul edilen özel kalem müdürlüğü, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterliği görevlerinde bulunanların atandığı görülmektedir. Bu şekilde şube müdürlüğüne atananların tamamı önce yukarıda değinilen ve üst/eşit görev niteliğinde bulunan kadrolara atanmış ve akabinde de kısa süre sonra şube müdürlüğü kadrolarına atamaları eleştirilmiştir.

Böylelikle, kısa süreli atamalarla üst görevlere getirilen kişiler, Yönetmelik’in söz konusu istisna hükmünden yararlanılarak şube müdürlüğü kadrolarına getirilmiş, mevzuatla getirilen eşitlik ve liyakat esası göz ardı edilmiştir.

Bu tür atamalara başta belediyeler olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında sıklıkla karşılaşılmaktadır. Adeta sınavla yükselme istisna sınavsız yükselme asıl haline gelmiştir. Sınavla yapılan yükselmelerde yaşanan sıkıntılar da işin başka bir boyutunu oluşturmaktadır. Yani sözlü sınavda yaşanan sıkıntılar da işin başka bir boyutunu oluşturmaktadır.

Sayıştay’ın, hazırladığı raporlarda ve kararlarda hülle atama olarak adlandırılan görevde yükselme ve unvan değişikliği kapsamındaki kadrolara sınavsız atamaları mercek altına aldığı, bundan sonra da alacağı ve tazmine hükmedeceği anlaşılıyor. İlgililerin sıkıntıya düşmemesi için dikkatli olmaları gerekmektedir.

Mevzuatta sınavsız atamalar için açık kapı olduğu müddetçe bu kapı sürekli olarak zorlanacaktır. Nitekim yönetmelik değişikliğinden sonra da açık kapılar zorlanmaya devam edilmektedir. Şu an mahalli idarelerde sadece bazı görevler için kapıda bekleme süresi artmıştır. Ancak belediyeler dışındaki kurumlarda kapı aralıkları daha fazla olup sınavsız atamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu nedenle kimseyi ayıplamak doğru değildir. Önemli olan kapıları sonuna kadar kilitlemek ve şeffaflığı ön plana çıkarmaktır.

Düşünsenize bir tarafta müdürlük sınavını kazanmak için gece gündüz demeden emek harcayan ve sınav üstüne sınava girenler diğer tarafta ise tanıdık bildik marifetiyle emek harcamadan ve zahmete katlanmadan dolaylı yollarla sınavsız müdür olanlar. Artık vicdanların kaldıramayacağı bir hale dönüşen sınavsız yükselmelerin sona erme zamanı gelmelidir. Sayıştay kararları ışığında konunun tekrar masaya yatırılıp objektifliği öne çıkaran hukuki düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

Bu tür yanlışları ortadan kaldırmanın yolunun kamu kurumlarındaki şeffaf uygulamaları arttırmaktan ve mevzuat boşluğunu doldurmaktan geçtiğini ifade etmek isteriz. Yapacağı bir yanlışın yarın gazetelere manşet olacağını bilen bir idareci, yanlışa tevessül etmez diye düşünüyoruz. En pratik çözüm ise mahalli idareler dahil olmak üzere yönetmelikleri gözden geçirerek Sayıştay kararları ve raporları doğrultusunda hülle uygulama yoluyla sınavsız atamaların önüne geçecek hukuki düzenleme yapmak ve sınavsız atamaların ilgili kurumların internet sayfasında yayınlanmasını zorunlu hale getirmekten geçmektedir.

YENİŞAFAK