Davacı tarafından, DSİ Aydın 21. Bölge Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak DSİ Ankara 5. Bölge Müdür Yardımcılığı görevine atanmasına ilişkin işleme karşı dava açılmıştır.

Bu işlem mülga Orman ve Su İşleri Bakanlığının 25/08/2011 tarih ve 1724 sayılı "Rotasyon" konulu genelgesi ile yapılmıştır.

ADVERTISING

İlk derece mahkemesi, düzenlemenin Genelge olarak isimlendirilen tasarrufla yapılamayacağı gerekçesi ile bu işlemi iptal etmiştir.

Davalı idareler ise, 657 sayılı Kanun'un 72 ve 76. maddesi hükümleri uyarınca rotasyona tabi personelin kurum içerisinde aynı veya başka yerlerdeki kadrolara naklen atanabilmesi hususunda idareye takdir yetkisinin tanındığı öne sürerek kararı temyiz etmiştir.


İDDK ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır.

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2019/989

Karar No: 2020/588

Karar tarihi: 04.03.2020


İSTEMİN KONUSU:

Danıştay İkinci Dairesinin 16/01/2019 tarih ve E:2016/733, K:2019/245 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

DAVA KONUSU İSTEM:

Davacı tarafından, DSİ Aydın 21. Bölge Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak DSİ Ankara 5. Bölge Müdür Yardımcılığı görevine atanmasına ilişkin 03/01/2012 tarih ve P-90153 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan mülga Orman ve Su İşleri Bakanlığının 25/08/2011 tarih ve 1724 sayılı "Rotasyon" konulu Genelgesi'nin iptali istenilmiştir.

DAİRE KARARININ ÖZETİ:

Danıştay İkinci Dairesinin 16/01/2019 tarih ve E:2016/733, K:2019/245 sayılı kararıyla;

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 124. maddesine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Yer değiştirme suretiyle atanma" başlıklı 72. maddesine, 657 sayılı Kanun'un 2 ve 72. maddelerine dayanılarak hazırlanan ve 25/06/1983 tarih ve 18088 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik"in "Kapsam" başlıklı 2 ve "Özel Yönetmelikler" başlıklı 28. maddesine yer verildikten sonra,

Bir hiyerarşik normlar sistemi olan hukuk düzeninde alt düzeydeki normların, yürürlüklerini üst düzeydeki normlardan aldığı, normlar hiyerarşisinin en üstünde evrensel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğu, kanunların yürürlüğünü Anayasa'dan, tüzüklerin yürürlüğünü kanunlardan, yönetmeliklerin ise yürürlüğünü kanun ve tüzüklerden aldığı, dolayısıyla, bir normun, kendisinden daha üst konumda bulunan ve dayanağını oluşturan bir norma aykırı veya bunu değiştirici nitelikte bir hüküm getirmesinin mümkün olamayacağı, kanunlar ve yönetmelikler açısından yukarıda belirtilen bu durumun, daha alt düzeyde yer alan diğer hukuksal metinler ve idari işlemler açısından da geçerli olduğu,

Uyuşmazlıkta, mülga Orman ve Su İşleri Bakanlığının 25/08/2011 tarih ve 1724 sayılı "Rotasyon" konulu Genelgesi'nin düzenlendiği tarihte 24/06/2004 tarih ve 25502 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Çevre ve Orman Bakanlığı Personelinin Yer Değiştirme Suretiyle Atamalarına İlişkin Yönetmeliğin "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, anılan Bakanlığa bağlı kuruluşlarda görev yapan personelin sayılmadığı,


04/07/2011 tarih ve 27984 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 645 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile mülga Çevre ve Orman Bakanlığının ayrılarak Orman ve Su İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Orman ve Su İşleri Bakanlığının kurulduğu, anılan Bakanlık memurlarının yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin ise dava konusu Genelge'nin çıkarılmasından sonra hazırlanarak 17/04/2012 tarih ve 28267 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, bu Yönetmelik'te de bağlı kuruluşlarda görev yapan personele yer verilmediği, ayrıca Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü personelinin yer değiştirme suretiyle atanmalarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen bir yönetmeliğin de bulunmadığı,

İdarenin üstlendiği kamu hizmetini yerine getirmesi sırasında, değişen koşulları dikkate alarak önceki düzenlemelerle yaratılmış olan objektif hukuki durumları değiştirme veya yeniden düzenleme yetkisine sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamakla birlikte, personelinin atama ve nakillerini düzenleyen özel bir yönetmeliği bulunmayan idarenin, üst hukuk normu niteliğinde olan yönetmelikle düzenlenmeyen bir konuda taşra teşkilatının yönetim kadrosunu oluşturan bölge müdürleri ve bölge müdür yardımcılarının rotasyona tabi tutulmalarına olanak tanıyan ve "en son atandıkları veya görevlendirildikleri bölgelerde göreve başlama tarihi itibariyle 5 yılını tamamlamış bölge müdürlerinin ve 7 yılını tamamlamış bölge müdür yardımcılarının; bölgelerin sektörel faaliyetlerindeki farklılıkların bölgelerin coğrafik, sosyo ekonomik özellikleri, hizmetin ülkemizin her yerine götürülmesi ve diğer hizmet gerekleri de göz önünde bulundurularak rotasyon uygulanılmasına başlanılacağı" yönünde süre sınırlaması getirilmesine ilişkin düzenlemenin Genelge olarak isimlendirilen tasarrufla yapılamayacağı sonucuna varılarak,

Dava konusu 25/08/2011 tarih ve 1724 sayılı "Rotasyon" konulu Genelge'nin ve bu Genelge'ye dayalı olarak tesis edilen 03/01/2012 tarih ve P-90153 sayılı atama işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

Davalı idareler tarafından, 657 sayılı Kanun'un 72 ve 76. maddesi hükümleri uyarınca rotasyona tabi personelin kurum içerisinde aynı veya başka yerlerdeki kadrolara naklen atanabilmesi hususunda idareye takdir yetkisinin tanındığı, dava konusu bireysel işlemin bu yetki kapsamında tesis edildiği, anılan Kanun'un idarelerine verdiği takdir yetkisi çerçevesinde tesis edilen dava konusu Genelge'de de kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, davacının atamasının, iş durumu ve tecrübesi dikkate alınarak tesis edildiği, rotasyon uygulamasının 7 yılını dolduran bütün bölge müdür yardımcılarına ayrım yapılmaksızın uygulandığı ileri sürülmektedir


KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ K1'İN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Tarım ve Orman Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,

2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 16/01/2019 tarih ve E:2016/733, K:2019/245 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 04/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.