Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberine göre: Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç'in yanı sıra İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri
Prof. Dr. Meriç Albay, Prof. Dr. Devrim Memiş ve Doç. Dr. Özcan Gaygusuz Seymenağa Deresi'nde incelemelerde bulundu. Balık sayısındaki azalmanın önüne geçmenin mümkün olduğunu belirten uzmanlar, akarsuların korunmasının büyük bir adım olacağını belirtti.

Yüzde 55 azalma

Prof. Dr. Meriç Albay, "Göç balıkları denizler ve akarsular arasında uzun mesafeler gider, bazılarının
10 bin km'den fazla gittiği bilinir. Fakat, dünya genelinde balık popülasyonları yüzde 76 oranında azaldı. Son 50 yılda göç eden balıklardan yılan balıkları, somon ve mersin balıkları gibi türler yüzde 55 oranında azaldı, bazıları tamamen yok oldu. Yok oluşlarının ana nedeni, akarsulardaki habitat kayıpları. Sadece Avrupa nehir sularında bir milyondan fazla bariyer ya da engel var. Dünyadaki büyük nehirlerin sadece yüzde 33'ü engelsiz akıyor" dedi.

'Engeller kalkmalı'?

Avrupa'da barajların yıkılmasının ardından göç balıklarının geri geldiğine değinen Prof. Dr. Albay, "Önlem alırsak doğanın çabucak iyileştiğini görürüz. Denizlerimizin, göllerimizin ve akarsularımızın balıkla dolması için göçmen balıkların karşılaştığı engelleri aşmalarına yardımcı olmalıyız. Türkiye'de bilinen 409 tatlı su balık türünün 3'te birinin nesli tehlike altında. 4 tatlı su balık türü ise tamamen yok oldu. Türkiye'nin balık çeşitliliğinin yaklaşık yüzde 50'si endemik türlerden oluşmakta. Biyoçeşitliliği zengin ülkemizde balık türleri yaşam mücadelesi veriyor ama yaşam alanlarındaki bozulmalarla yok olma tehlikesi artıyor" diye konuştu.

Bu yılın teması 'Aşk Akıyor'

Göç balıklarının sorunlarına dikkat çekmek için Hollanda'da 2014 yılında kurulan Dünya Balık Göçü Vakfı, iki yılda bir küresel eylemler düzenliyor. 2018 kutlamalarında 60 ülkeden 70 milyon insana ulaşılmıştı. Eylemler sonucu Hollanda derelerindeki engellerin tümü ortadan kaldırıldı. Bu yıl "Aşk Akıyor" temasıyla kutlanan balık göç gününde yurttaşlardan sorunun değil, çözümün parçası olmaları isteniyor.