“TÜİK tarafından açıklanan rakamlara göre, Eylül ayında enflasyon (TÜFE) % 4.75 artmıştır. 12 aylık enflasyon ise% 61.53 olmuştur.
Böylelikle yılın ikinci altı aylık döneminde Temmuz-Ağustos ve Eylül ayını kapsayan üç aylık enflasyon% 25 lere yaklaşmıştır. Yılın İkinci altı ayı için kamu çalışanları ve emeklileri için verilen%6’lık artış erimiş, şimdiden yaklaşık%18.04 enflasyon alacağı oluşmuştur.
ENFLASYON KAYIPLARI ALTI AYLIK DÖNEMLER İLE DEĞİL, AYLIK OLARAK KARŞILANMALIDIR
Altı ayda bir alınan artışlar daha ilk aylardan enflasyon altında kalmakta ve sabit gelirlilerin alım gücü düşmektedir. Altı ay sonra verilen enflasyon farkı geçmiş dönemleri kapsamadığından o ana kadar oluşan farklar sabit gelirlilerin cebinden çıkmaktadır. Öncelikle yıllardır oluşan kayıplar karşılanmalı, sonrasında ise aylık olarak enflasyon kayıpları maaşlara yansıtılmalıdır.
ENFLASYON FARKI ZAM OLARAK SUNULAMAZ!
Kamu görevlileri ve emeklilerinin almış oldukları artışlar yıllardır enflasyon altında ezilmiş ve sonradan enflasyon farkı verilmiştir. Ağustos ayında tamamlanan toplu sözleşmede de 2024 Ocak ayı için sadece%15 artış verilmesine rağmen 'Memur ve Emekliye%50 Zam Verilecek' söylemleri ve haberleri yapılmaktadır. Sabit gelirlilerin cebinden çıkan enflasyon farkını altı ay sonra ZAM diye göstermek kabul edilemez!
GELİR VERGİSİ KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN% 15’TE SABİTLENMELİDİR
Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün yüksek olmasıdır. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılmaktadır.
Memurlar özellikle yılın ikinci yarısında alınan zammı zaten görememekte, yılın ikinci yarısına doğru vergi dilimine girilmektedir. Yani verilen zam zaten kepçeyle geri alınmaktadır. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri için%15’te sabitlenmelidir.
MEMUR MAAŞLARI YOKSULLUK SINIRI ÜZERİNE ÇIKARILMALIDIR
TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Eylül ayı sonucuna göre;
Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 13.334,13 TL’ye,
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 43.433,65 TL’ye,
Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 17.336,25 TL’ye yükseldi.
Asgari ücretin 11.402,3 TL, ortalama emekli sandığı aylığının 10.121,7 TL, BAĞKUR emekli aylığının 7.500 TL, SSK emekli aylığının 7.500 TL ve ortalama memur maaşının 20.352 TL olduğu günümüzde sabit gelirliler için günler çok zor geçmektedir.
Ortalama memur maaşı YOKSULLUK SINIRI’nın yarısından bile az duruma gelmiştir. Sabit gelirlilerin artışları her daim enflasyon altında kaldığı için bu duruma gelinmiştir. Göz göre göre 2024 enflasyon beklentisi bile%33 iken, memur ve emeklilerine %15+%10 artış verilmiş ve enflasyon altında kalmaya devam edin denilmiştir.
Şimdiden cebimizden çıkan enflasyon farkları altı ay sonra enflasyon farklı olarak verilmekte, bu bile ZAM olarak sunulmaktadır. Buradan tekrar hatırlatalım ki ENFLASYON kadar yapılan artışlar hiçbir zaman ZAM değildir. Kaldı ki son birkaç ay hariç açıklanan enflasyon rakamları sahadaki rakamlar ile uyuşmuyorsa bu tamamen alım gücünü düşüren geri gidiştir.
Memur maaşları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.