Sevgili Dostlarım;

Hepimizin malumu olduğu gibi önceki gün 24 Kasım Öğretmenler Günü idi.

Bu müstesna gün yurt genelinde tertiplenen türlü etkinliklerle kutlanıp, geleceğimizin mimarları emektar öğretmenlerimiz hamasi nutuklarla anıldı.

Öğretmenlerimizin geleceğimiz için önemine, gündelik yaşam içindeki yerlerine kalın çizgiler çekilerek dikkat çekildi.

Ve bitti!

Yine her şey dünde kaldı.

Ben fakir de daha önce de türlü vesilelerle dile getirdiğim gibi bir kez daha masaya yatırıp öğretmenlerimizin buharlaşıp giden itibarını iade maksadı ile konuya neşter atmak niyetindeyim…

Geleceğimize yöne veren,

Göz aydınlığımız,

Yarınlarımızın teminatı çocuklarımızı eğiten

Öğretmenlerimizin içine düşürüldüğü sıkıntılı süreci bir kez daha gözler önüne sermeyi kendime bir borç biliyorum.

Zira yaklaşık 17 yılık eğitim hayatım süresince bu eli öpülesi insanlardan faydalanmış ve bugün üç yavrusu aynı yoldan giden bir insan olarak ulvi bir görev yaptığıma inanıyorum.

Dostlarım;

Kanaatimce eğitim ve öğretim metotları bilgi kadar önemlidir.

Ben fakire göre öğretmenlik bilgi aktarma sanatı değildir.

Gerçek manada öğretmenlik bilgiyi çocuğun anlayabileceği seviyede sunabilme becerisidir…

Çocuğun seviyesine inemeyen öğretmen,

Yeteri kadar faydalı olamaz yarenlerim…

Yine ben fakire göre sınıfın hâkimi – efendisi öğretmendir.

Eğitimin kalitesi öğretmenin bilgi, beceri ve hünerine bağlıdır.

Öğretmenlik;

Öğrencinin gönlüne girme, zekâlarını geliştirme sanatıdır.

Öğretmenin en büyük sermayesi ise

Bilgisi,

Bilgeliği,

Sevgisi,

Şefkati,

Ve dahi merhametidir.

Öğretmen;

Okur,

Araştırır,

Yeni bilgiler edinir,

Farklı proje üretir,

Kendini geliştirir ise öğrencilerine de bu yetkinlik ve yeterliliği kazandırabilir…

Öğretmen sevemediği, sempati beslemediği öğrenciyi eğitemez…

Şayet öğrencilerini sever ise onların gönlüne de daha kolay girer diye düşünmekteyim erenler…

Öğretmen öğrencileri için fedakârlık yapmayı göze alır ve uygularsa,

Buna şahitlik eden öğrenciler de öğrenmek için fedakârlık yapmaya başlar.

Anlatılanları dikkatle dinler, not alır, ödev yapar, evde ders çalışır, sınavlara hazırlanır.

Dolayısı ile sınıftaki öğrenme atmosferi öğretmene bağlıdır.

Sınıfları gönlüyle ısıtacak,

Öğrenme atmosferi oluşturacak,

Öğrencileri teşvik edecek,

Yeri geldiğinde uyaracak, yönetecek ve yönlendirecek olan sınıfların tek hâkimi öğretmenlerdir…

İşte bütün bu nedenlerdendir ki yarenlerim;

Öğretmenler el üstünde tutulmalı,

Onlara hak ettikleri değer vermeli,

Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı onların eğitip, hayata hazırladıkları asla akıldan çıkartılmamalıdır…

Diğer yandan öğretmenlerimizde saygı ve hürmeti hak edecek çalışmaları ile her daim göz doldurmalıdır…

Her öğretmen bir rehber olup öğrencisine yol göstermeli,

Verimli ders çalışma,

Etkili öğrenme prensiplerini anlatma ve yöntemlerini öğretme,

Öğrencilerini öğrenmeye motive etme,

Öğrencilere bilgi aktarmanın yanı sıra,

Ömür boyu takip etmesi gereken doğru bir yol haritası çizebilme,

Öğrencilere bilgece rehberlik etme,

Öğrencinin okul bitince ulaşmak istediği hedefi belirleme,

Bu hedefe nasıl ulaşabileceğini planlamasına yardımcı olma gibi hususlarda öğretmenlerimiz her daim mahir olmalıdır.

Kanımca istisnalar hariç bütün öğretmenlerimiz

Layıkıyla bu hususları yerine getiriyordur…

Dostlarım;

Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz!

Ülkemizin şartları belli…

Her ne kadar son yıllarda eğitim alanında çok büyük gelişmeler kaydedilmiş olsa da

Henüz istenen ve özlenen seviyede değiliz…

Bu gerçeğe rağmen öğretmenlerimizden koşulların üstünde beklentilerimiz var…

Sürekli güncellenen eğitim sistemi,

Yönetmenlik ve tüzüklerle

Eğitim de işleyiş arapsaçına dönüşürken

Bu hengâme içinde öğrencilerine geleceğe hazırlamak adına insanüstü çaba sarf eden eğitim neferlerimiz kaderine terk edilmekte…

Kendi çocuğumuza bile tahammülde zorlandığımız günümüz şartlarında

Her şeyin suçlusu olarak öğretmenleri ve okulu görüp kendimizi aklıyoruz…

Bütün bunlar yetmezmiş gibi bakanlık yeni hayata geçirdiği bir uygulama ile öğretmenlere performans değerlendirme sistemi getirdi…

Hem de ölçümü veliler ve öğrenciler not vererek gerçekleştirecekler…

Bir defa okula gitmemiş,

Öğretmenle yüz yüze görüşmemiş veli

Öğretmenin performansını değerlendirecek…

Bu karar abesle iştigal değil de nedir erenler?

Farkında değiliz fakat öğretmenlerimizi itibarsızlaştırarak kendi bindiğimiz dalı kesmekteyiz…

Gerek özlük haklarındaki yetersizlikler,

Gerek eğitim sistemindeki karmaşa

Her geçen gün ‘ÖĞRETMEN’ olgusunun içini boşaltmaktan başka işe yaramıyor yarenlerim…

Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan en önemli kişiler öğretmenlerdir.

Onlara değer vermeli,

Değer verdiğimizi hissettirmeliyiz.

Öğretmenler Günü geçmiş olsa da

24 Kasım tarihi ve sonrasındaki her gün öğretmenlerimize değerli olduklarını hissettirmenin tam mevsimidir erenler…

İşte bu vesile ile başta bana emeği geçmiş kendi öğretmenlerim olmak üzere eli öpülesi bütün öğretmenlerimizi kucak dolusu sevgiler gönderip,

“İyi ki varsınız, emeğinize sağlık; Yüce Yaradan sizlerden razı olsun” diyorum…

CEYHUN ÜSTEN