Eğitim sektörü için bu testler devlet hastanelerinde ücretsiz, özel hastanelerde ise ücret karşılığında yapılacak. 6 Eylül’den itibaren de uçak ve toplu taşıma aracıyla şehirlerarası yolculukta 48 saat öncesinden PCR testi yaptırılacak. Konser, tiyatro ve sinema gibi faaliyetlere girişte de ‘negatif test sonucu’ şartı aranacak. 

Eğitimciler için istenen PCR testi zorunluluğu tartışma yarattı. Yaklaşık iki yıldır evine ekmek götüremeyen servis ve kantin esnafı okulların açılması için her şeyi yapmaya hazır. Öğretmenlerde de servis ve kantincilerde de aşı oranı ortalamanın üstünde. Sendikalardan yapılan açıklamalar ise zorunlu PCR testinin tekrar değerlendirilmesi yönünde oldu. Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Eğitim İş Sendikası eğitim çalışanlarını ezdirmez. Bedeni hakkında tek karar sahibi insanın kendisidir . Doktorlara, polislere uygulanmayan PCR testinin, eğitim çalışanlarına zoraki uygulanmasına karşıyız” değerlendirmesinde bulundu. Yıldırım'ın açıklamalarına öğretmenler ve vatandaşlar tepki gösterdi. 

Sosyal medyada yapılan bazı yorumlar şöyle:

-Bilimsel eğitimden yana olduğumuzu biliyorum ama bilimin tek çare olarak sunduğu aşıyı reddediyoruz. Bize yakışmadı…

-Vücudum maskeyi istemiyorsa okulda maske de takmayabilir, ellerim yıpranıyor diye yıkamayabilirim yani... Çok popülist bir yaklaşım olmuş ve çok sığı.

-Eğitim alanında iş gören bir sendika devletin bütün önlemleri alarak okulları açması için mücadele etmeli.

-Pandemiyle mücadelede liberalizm tuzağına düşülmemeli.

-Nasıl maske taktık kuraldı, şimdi aşı olduk olmazsan test yapacaksın ve tüm dünyada böyle uygulanıyor.

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ise konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğini kaydederek, alınması gereken tedbirleri sıraladı. Geylan, PCR testi uygulanması kararının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Sağlıkla ilgili hususlarda zorunluluk değil gönüllülük esas alınmalıdır ki, hukuki olan da budur" dedi.

'OKULLARA EK BÜTÇE VERİLMELİ'

Geylan alınması gereken önlemler hakkında şu görüşleri paylaştı:

“Öğrencilerimizin ve eğitim çalışanlarının sağlığı için bütün tedbirler hızlıca alınmalıdır. Sadece eğitim çalışanları değil, servis ve kantin görevlilerinin aşı ve Kovid-19 takipleri de yapılmalıdır. Gerekli hijyen koşullarının sağlanması için yardımcı hizmetli personel eksiği olan tek bir okulumuz dahi bırakılmamalıdır. Salgın koşullarının gerektirdiği tedbirleri almak için okullarımıza ek bütçe tahsis edilmelidir. Teneffüs süreleri uzatılmalı, sınıflar sıklıkla havalandırılmalı, ders süreleri uzaktan eğitimde olduğu gibi 30 dakika olarak ayarlanmalıdır. Salgına karşı şu an tek koruyucu silahımız aşıdır. Okullarımızın açılması sürecinde sadece öğretmenlerin değil, öğrenciyle ilişkili herkesin aşılanması hususunda gayret ortaya konulmalıdır. Ayrıca aşı olanların dahi kovid bulaşına muhatap olduğu bir durumda zorunlu PCR testi uygulaması kararı yeniden değerlendirilmelidir. Sağlıkla ilgili hususlarda zorunluluk değil gönüllülük esas alınmalıdır ki, hukuki olan da budur.”

BİRGÜN