Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir, ve içinde ne olduğunu sorar.Juan “Yanlızca kum”diye cevap verir. Polis “Aç bakalım çantaları”der.Juan çantaları açar,polis didik,didik kontrol etmesine rağmen, kumdan başka bir şey bulamaz. Bununla yetinmeyen polis ,gece yarısına kadar kumu her türlü tahlilden geçirmesine rağmen saf kumdan başka bir şey bulamaz.Polis, çantalarını Juan’a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir .Ertesi gün Juan motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan’ı gene durdurur. Didik, didik arar. Çantadaki kumların tahlilini yapar. Bir şey bulamaz sınırdan geçmesine müsaade etmek zorunda kalır.
Bu olay sınırdaki polis şefi emekli olana dek, yıllarca devam eder. Birgün emekli polis şefi Meksika’daki bir cafede otururken Juan’ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır. Senin yıllardır o sınırdan birşeyler kaçırdığından eminim. Ama bir şey bulamadım. Çıldıracağım, geceleri senin yüzünden uyku uyuyamıyordum. Lütfen anlat bana, artık emekliyim. İnan kimseye söylemem. Aramızda kalacağından emin olabilirsin. Juan gülümseyerek cevap verir.”Motosiklet” kaçırdım .
Şimdi bu yaşanmış olan olaydan hepimiz için çıkarılacak çok dersler var. Yaşadığımız hayatta dünya kadar detayla uğraşırken,çoğu zaman işin özünü kaçırıyoruz. Bu olay aslında Türkiye’de senelerdir yaşanan gelişmelerle çok benzerlikler arzediyor. Hangi birinden anlatmaya başlasam bilemiyorum. Şu güzel ülkemizin siyasi tarihinde öyle ilginç olaylar yaşandı ki insanımız öyle saçma sapan, şeylerle yıllarca aldatıldı ki inanın insan anlatmakta zorluk çekiyor. Türk Milleti bu kadar zulmü ve bu kadar haksızlıklığı asla hak etmedi.
Bakın Türkiye de Abdülhamit Hanla başlayıp bugünlere kadar yapılan tüm darbeler işte 1960, 1980 , 28 Şubat son olarak da yani bundan 4 sene evvelki 15 Temmuz 1916’da Fetö terör örgütü tarafından düzenlenen başarısız darbe girişimi akılları sıra bu darbeler hep ülkemizin kötü gidişatını düzeltmek için yapıldı. Peki düzeldimi. Hayır. Düzelmez çünkü sizlerin yaptığı bu darbelerin hiç birinin içinde halk yoktu. Halkı yanına alamadığınız hiçbir hareketin başarılı olma şansı yoktur.
Çünkü yukarıda anlattığım olaydaki gibi hep halkımızı kandırarak onlara merak etmeyin bizler şu an Ülkemizi kötü yöneten siyasilerden sizi kurtarıp çok daha güzel bir yönetim göstereceğiz dediniz. Tabiri caizse hep halka sağ gösterip sol vurdunuz. Cunta üyeleri olarak gencecik çocukları asıp canlarına kıydınız. Bankalardaki paraları aranızda pay edip malı götürdünüz. Laikliği tam din düşmanlığı gibi uygulayıp yok irticadı , yok gericilikti deyip üniversitelerde senelerce başörtüsü zulümleri yapıp gencecik beyinleri okullardan uzaklaştırdınız.
Bu zulümleri yaparken de halkımızın gözünün içine baka baka biz bunları memleketi düzeltmek ve ülkemizi geri bırakmaya çalışan gericilerden kurtarmak için yapıyoruz yalanını söyleyerek yaptınız. Bu zulümleri sadece darbeci cuntalar mı yaptı hayır. Sözüm ona kendilerini halkımıza ilerici gibi lanse eden sol partiler de senelerce bu zulmü sürdürdü. Arkadan Fetö denen bir hain gelip halkımızın dini duygularını sömürüp yandaşlarını da birer katil haline getirerek kendi halkına silah sıkacak kadar terörist bir insan haline getirdi. Ama bir şeyin farkında değillerdi. Oda ülkemizin başında bulunan R.Tayyip Erdoğan gibi bir liderin olmasıydı. Çünkü R.Tayyip Erdoğan’ın bir işaretiyle milyonları sokağa dökeceğini hesap edemediler. Aslında Türk halkı AK Parti iktidarıyla kendine geldi. Tabiri caizse halkımız R.Tayip Erdoğan la ve AK Partide kendini buldu.
Yani anlaşılan halkımız yukarıda anlattığım Meksika sınırda yaşanan olaydaki gibi AK Parti ile birlikte senelerce sınırdan kaçırılan motosikleti farketti. Çünkü AK Parti iktidarına kadar halkımız o kadar çok kandırıldı ki. Onun için 19 yıldır millet AK Partinin ve Cumhurbaşkanı ve Başkomutan R.Tayyip Erdoğan’ın peşini bırakmıyor. Nasıl bıraksın düşünsenize bundan 4 sene evvel bugün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde eğer Ülkemizin başında halkımızı bir sözüyle sizleri meydanlara davet ediyorum deyip Türkiye’deki sağ duyulu demokrasi aşığı milyonları arkasından sürükleyen R.Tayyip Erdoğan gibi bir lider olmasaydı ne olurdu bu ülkenin hali bir düşünün bakalım.
Niye sağ duyulu milyonları diyorum çünkü sol duyulu insanlarımızın bir kısmı ile liderleri darbe girişiminin başarılı olmasını beklemek için bir Belediye Başkanının evinde kahvesini yudumluyorlardı da ondan diyorum. Onun için son olarak diyorum ‘ki halkın desteğini almayan hiçbir hareketin hiçbir darbenin başarılı olma şansı yoktur. Zaten bundan sonra halkımız bu olanları gördükten sonra düşünce haznesinde darbe diye bir kelime olmaz bunu iyi bilin hain darbe şakşakçıları . Herkese iyi pazarlar.
Özgür Kocaeli - İbrahim Elgin