Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci; Sağlık-Sen Başkanı Semih Durmuş’un Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları için “şehitler ile aynı haklara sahiptirler” açıklamasını yalanladı.
Hatırlanacağı gibi Semih Durmuş katıldığı televizyon programında canlı yayında “covide bağlı sebeplerden dolayı hayatını kaybetmiş olan sağlık çalışanlarımız vazife malulluğu statüsünde sayılıp şehitlerin sahip olmuş olduğu hakların hepsine sahiptirler” demişti.


Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise yaptığı açıklamada “Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının Vazife malulü oldukları ifade edilerek şehitler ile aynı haklara sahip oldukları dile getirilmiştir. Sağlık çalışanlarının vazife malulü bile sayılmaz iken harp malulünün karşılığı olan şehitlikle bir tutuldukları söylemi yanlıştır” dedi.
Kahveci, açıklamasında; 

Kahveci açıklamasında; Son günlerde kamuoyunda Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının Vazife malulü oldukları ifade edilerek şehitler ile aynı haklara sahip oldukları dile getirilmiştir. "Vazife malullüğü, kamu görevlilerinin görevlerini yapmakta iken gerek görevlerinin çeşitli sebep ve tesiri ile gerekse işyerlerinde meydana gelen kazalar nedeniyle yürüttükleri görevleri yerine getiremeyecek derecede malul olmaları veya hayatlarını kaybetmeleri halinde ilgililer hakkında uygulanacak hükümlerin belirlendiği bir statü olarak tanımlanmaktadır.

Vazife malullerinde bir takım hakları vardır (bir yakınının istihdam, faizsiz kredi, 30 yıl çalışmış gibi ikramiye v.b. ) Bir kamu çalışanın vazife malulü olabilmesi için iş kazası veya meslek hastalığına maruz kalması gerekmektedir.

Oysaki Covid -19, SGK’nın 7 Mayıs 2020 tarihli Genelgesiyle İş kazası değil hastalık olarak görülmektedir.

Şehitlik

İkinci bir yanlış ise şehitlik kavramına hukuksal bakıştadır. Kanunlarda şehitlik ile ilgili net bir tanım yoktur. Şunlara şehit denir ve şu haklardan yararlanır diye bir düzenleme yer almamaktadır. Fakat malullük yasalarda iki şekilde geçmektedir. Bunlardan birincisi vazife ikincisi ise harp malullüğüdür.

Toplumun anladığı şehitlik kavramını tanımlayan harp malullüğüdür.

Harp malullüğüde

TSK mensuplarının vazife malulü olunca girdikleri statünün adıdır. Bu kapsamda hayatını kaybedenlerin ailesine şehitlik tazminatı, maaş, 2 istihdam v.b. geniş haklar tanınmaktadır. TSK mensupları dışında kamu görevlileri için Terörle Mücadele kanununun 21. Maddesinde yer alan “ Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, engelli hâle gelen, ölen veya öldürülenler hakkında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır” düzenlemesi ile bu kişilere de harp malulü gibi haklar tanınmıştır.

Bu nedenle sağlık çalışanlarının vazife malulü bile sayılmaz iken harp malulünün karşılığı olan şehitlikle bir tutuldukları söylemi yanlıştır.

Sağlık Çalışanları İçin Neler Yapılabilir

Vazife malulü sayılmaları için Covid-19 mesleki hastalık veya iş kazası olarak tanımlanmalıdır. Bu konuda SGK bir düzenleme yapmalıdır. Hali hazırda iş sağlığı ve güvenliği kanuna göre bildirim yapılması da sorunu çözmemektedir. (bu bildirme de izin verilmemektedir) 5510 sayılı kanunda bununla ilgili bir düzenleme yapılmalıdır.

Şehitlik için ise mutlaka covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları için 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanması gerekmektedir.

Söz konusu Kanun’un 2. Maddesinde kapsamı şöyle belirtilmiştir. İçgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki veya trafik ve yol güvenliğini sağlamak konularında görevlendirilen:

(3) 1. (Değişik: 7/6/1990 - 3658/1 md.) Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelini,

2.Silahlı Kuvvetler mensuplarını,

3. Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarını,

4. Çarşı, mahalle ve kır bekçilerini,

5. (Değişik: 7/6/1990 - 3658/1 md.) Orman memurları ve personeli ile Gümrük Muhafaza memurlarını,

b) Güven ve asayişi ihlal eden eylemlere ve kaçakçılığa ilişkin olayların soruşturma ve kovuşturma işlemlerini yürüten adli ve askeri hâkimleri, Cumhuriyet savcı ve yardımcılarıyla askeri savcı ve yardımcılarını;

c) (Değişik: 4/7/2012-6353/73 md.) Güven ve asayişi ihlal eden eylemler ile kaçakçılığa ilişkin eylemlerin önlenmesine yönelik görev yapan mülki idare amirlerini;

d) Tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri ile ceza ve tutukevlerinin iç ve dış güvenliğini sağlamakla görevli bulunan personeli; (1)

e) Güven ve asayişin korunmasında hizmetlerinden yararlanılması zorunlu olan ve yetkililerce kendilerine bu amaca yönelik görev verilen kamu görevlileri ve sivilleri;

f) (Ek: 7/6/1990 - 3658/1 md.) İç güvenlik ve asayişin korunmasında veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki ile ilgili olarak güvenlik kuvvetlerine kendiliklerinden yardımcı olmuş ve faydalı oldukları yetkililerce tevsik edilmiş şahısları;

g) (Ek: 7/6/1990 - 3658/1 md.) Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik olarak yapılan saldırılara maruz kalan kamu görevlilerini;

h) (Ek: 12/7/2013-6495/79 md.) Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan ve 24/2/2000 tarihli ve 4536 sayılı Denizlerde ve Yurt Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara İlişkin Kanunda tanımlanan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenleri;

(2) ı) (Ek: 7/6/1990 - 3658/1 md.) Yukarıdaki bentlerde sayılanların yaptıkları görevler veya yardımlar sebebiyle saldırıya maruz kalan eş, füru, ana, baba ve kardeşlerini; (2) kapsar.

Bu maddeye “Salgın, doğal afet veya felaketlerde görevleri veya Salgın hastalıklarla mücadeledeki görevleri nedeniyle hayatını kaybeden kamu görevlilerini” şeklinde bir ekleme yapılarak sağlık çalışanlarının şehitlik statüsünün haklarından yararlanmaları sağlanabilir.

Bu konu sendikamız tarafından zaman zaman gündeme getirilmiş, çeşitli kurum ve kuruluşlara başvurular yapılmıştır. Son olarakta 06 Nisan 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na bu konuda yazılı başvuru ile gerekli düzenlemelerin yapılması için çalışmalar gerçekleştirilmesi istenmiştir.

Kamuoyuna saygıyla sunulur.

Önder KAHVECİ Genel Başkan 06 Nisan 2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na Gönderilen Yazı;