İskenderun Gelişim Hastanesi Nöroloji Hastalıkları Uzmanı Dr. Atilla Kara, korona virüs enfeksiyonunun, beyin damar tıkanıklığına bağlı olarak meydana gelen inmeye yol açabileceğini, bu süreçte beyin damar hastalıklarıyla ve korona virüsle mücadele konusunda risk faktörlerine dikkat etmenin hayati önem taşıdığını belirtti.

‘10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü’ kapsamında, halk arasında felç olarak bilinen inme hastalığı hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Atilla Kara, “İnme; beyinde damar tıkanıklığı veya kanama sonucunda oluşan ve dünya genelinde ölüm nedeni olarak ikinci sırada yer alan bir hastalıktır. İnme ile beraber vücutta aniden gelişen kuvvetsizlik, kısmi felçler, konuşma bozuklukları, görme bozuklukları, görme gibi beyinle ilgili şikayetler oluşmaktadır. Genellikle inme, beyindeki damarın tıkanmasıyla ortaya çıkar” dedi.

“Korona virüs inmeyi tetikleyebilir”

Korona virüsün nörolojik etkilerine dikkat çeken Uzm. Dr. Kara, “İnme hastalığında; hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara, yüksek kolesterol, Covid 19 enfeksiyonu en önemli risk faktörleridir. Yapılan bilimsel çalışmalarda korona virüs geçiren hastaların bir kısmında, beyin damar tıkanıklığına bağlı inme tespit edilmiştir. Bu nedenle korona virüs geçiren hastaların konuşmasında bozukluk, aniden gelişen güçsüzlük görüldüğü durumlarda zaman kaybetmeden uzman hekime başvurulması önemlidir” şeklinde konuştu.

“İnme riskini azaltabilirsiniz”

İnme riskine karşı alınabilecek önlemlerden söz eden Uzm. Dr. Kara, “Tütün ürünlerinden uzak durmak, sigara dumanına maruz kalmamak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, düzenli kontrolleri yaptırmak inme riskini azaltmak için önem arz etmektedir. Ayrıca koronavirüs enfeksiyonuna yakalanmamak için, koruyucu önlemlere uymak gerekmektedir. İnmelerde özellikle ilk 4,5 saat içerisinde yapılan müdahaleler, olayın tamamen normale dönmesini sağlayacaktır. Bu yüzden; ‘düzelir, geçebilir, bekleyelim’ gibi düşünceler doğru olmamakla birlikte, vakit kaybetmeden ilk 4,5 saat içerisinde uzman hekime başvurulmalıdır. Yeni uygulanan pıhtı çözücü tedaviler veya anjiyo grafik girişimler, hastanın felçsiz yaşam sürmesine sağlamaktadır” dedi.