Ulaştırma Memur-Sen Hukuk Birimi, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğü’nde (İstanbul) Destek Hizmetleri Servis Müdürü olarak görev yapmakta iken, üyesinin isteği dışında ve muvafakati alınmadan, gerekçesiz bir şekilde 4. Bölge Müdürlüğü’ne (Sivas) tecrübesi olmayan bir birime Servis Müdürü olarak naklen atanmasına ilişkin işlemin iptalini talep etti.

Yine, Ulaştırma Memur-Sen Hukuk Birimi, Afyonkarahisar’da bulunan TCDD İşletmesi 7. Bölge Müdürlüğü’nde müdür vekili/mühendis olarak görev yapan üyesinin, isteği dışında, Malatya’da bulunan TCDD İşletmesi 5. Bölge Müdürlüğü emrine mühendis olarak naklen atanmasına ilişkin işlemin; hiçbir makul gerekçe ve talebin bulunmadığı, aile bütünlüğünün bozulduğu, hukuka aykırı olduğu iddialarıyla atamanın iptalini istedi.

Ulaştırma Memur-Sen Hukuk Biriminin sunduğu gerekçeleri haklı bulan Malatya 2. İdare Mahkemesi ve Sivas idare Mahkemesi, her iki atama kararını da iptal etti.

Malatya 2. İdare Mahkemesi kararında;

“Personelini atama, görev ve yer değişikliği konusunda idareye takdir yetkisi tanınmışsa da, bu yetkinin keyfi, sınırsız veya mutlak bir yetki olmadığı, idarenin takdir yetkisi kapsamındaki tasarruflarının belli sebepler gösterilerek mümkün olabileceği, dava konusu işlem tesis edilirken hukuken geçerli herhangi bir somut veriye dayandırılmadığı anlaşıldığından, davacının Afyonkarahisar 7. Bölge Müdürlüğü emrinden Malatya 5. Bölge Müdürlüğü emrine naklen atanmasına yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” diyerek atama kararını iptal etti.

Sivas idare Mahkemesi ise;

“Atanan birimler arasındaki farklılık (önceki görevin destek hizmetlerine ilişkin olmasına rağmen atanan görevin satın alma ve stok kontrol bölümü olması) nazarı dikkate alındığında davalı idarenin atama gerekçesini somut bilgi ve belgelerle ortaya koyamadığı gibi işlem ile gerekçenin de çelişki oluşturduğu, ayrıca davalı idarenin …… /2020 havale tarihli dilekçesinde davacının hizmetlerinin memnuniyet verici ve görevinde başarılı olduğu yönünde beyanda bulunduğu, böylelikle davacının görevinde başarısız ve yetersizliği ile görev yerinin değiştirilmesini gerektirecek bir eylemi ve hizmete etkisi olan bir olumsuzluğunun mevcudiyeti yönünde somut bir tespitin de bulunmadığı, dolayısıyla davacının bir başka ile atanmasını gerektirecek hukuken geçerli herhangi somut bir nedenin gösterilmediği anlaşılmış olup, idareye tanınan takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanılmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Öte yandan, Mahkememizce hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin naklen atama işlemine ilişkin olması karsısında, uygulanması halinde davacı açısından telafisi güç zararlar doğabileceğinin de kabulü gerekir.

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden yürütülmesinin durdurulmasına” karar verdi.