Sendikadan sitemize gönderilen açıklamada şöyle denildi: 

Türk Eğitim-Sen Denizli Şubesi yönetim kurulu üyesi İl Milli Eğitim Müdürlüğünde görevli şahıs hakkında aslı astarı olmayan ve sendikamıza itham edilen sosyal medya paylaşımından dolayı adli yönden Cumhuriyet Savcılığına idari yönden Denizli Valiliğine suç duyurusunda bulunduk.

Sahtecilikte sınır tanımayanların gerçekle hiç alakası olmayan ve dijital ortamlarda üretilen, doğru olmadığını kendilerinin de gayet iyi bildiği bir görseli paylaşarak; milyonlarca üyesi olan bir sendikayı şark kurnazlığı ile töhmet altına sokmaya çalışması, bölücü olarak nitelemesi, iftira atması ahlak, edep ve sendikacılık ile bağdaşmamaktadır.

Birçok şubesinde bölücü terör örgütlerini saklayan ve onları tedavi ettiren sözüm ona sendikalara söz söyleyemeyenler, beraber yan yana kol kola gezdikleri partnerlerinin bu ülkenin değerlerine, medeniyetimize, yedi ceddimize ağız dolusu galizlerini duymayanlar; bu gün Türkiye’nin en milli sendikasına, çamur atmaya çalışmaları güneşin balçıkla sıvanamayacağı gerçeğini görememelerdendir. Üzerlerindeki kin ve nefret, iftiranın bulanık suyuyla temizlenmeyeceği gibi iyice üzerlerine sıvanacak ve maskelerinin ardındaki müfteri yüzlerini tüm açıklığı ile ortaya serecektir.

Kaldı ki; milletin milli ve manevi değerleriyle kavgalı, ülkenin geleceği ile sorunu olanlarla Memur-Sen yan yana gelemeyeceği gibi asla onlarla hemhal da olmayacaktır. Oysa bu aklı evvel aynı çatı altında bunlarla nasıl hemhal olduklarını, beraberce açıklama yaptıklarını unutmuş olsa gerek.

Türkiye’nin önünü açacak her eylemde ön safta yer alan Memur-Sen’e karşı arka sokaklarda fikir birliği yapanların, çukur siyasetinden medet umanların,  gün ağardığında ganimet derdine düştüğünü tarih not aldı. Bu gün tarihin kara sayfalarında yer alan o notları birilerine mal etme kaygısıyla, yalan ve iftira ile sağa sola saldırmaları can havliyle düştükleri acı durumun göstergesidir.

Siz tarihi anlarda anı kollarken, biz daha güçlü ve daha demokratik bir Türkiye için ön almanın, ön açmanın, vesayet odaklarına dur demenin derdindeydik. 28 Şubat’ta meydanlarda zulme uğrayan binlerce mazlumun yanındaydık. Türkiye’yi vesayetçi çetelerin güdümüne sokmaya çalışan Cumhuriyet mitinglerinde sus pus olanlardan değil, sesi en gür çıkanlardandık. Gezi çapulcularına destek verenlerinden değil, gezi sevicilerin karşısındaydık. 17-25 Aralık darbe girişiminde tarafını da safını da en net belli edenlerdendik. 16 Nisan referandumunda “Hayırda hayır var” diyenlerden değil, yeniden büyük Türkiye için belde belde, ilçe ilçe, şehir şehir dolaşıp “Evet” diyenlerdendik. 15 Temmuz gecesi evinde sus pus olup havanın pusu bir geçsin duruma göre tavır alırız diyenlerden değil, daha kalkışmanın ilk saatinde ruhunu ve bedenini bu ülke için feda etmenin derdinde, göğsünü namertlere siper etmenin gayretindeydik. Sahi beyler siz neredeydiniz? 15 Temmuz gecesi evinde oturup sonuç bekleyenler, bu söküğü ömür boyu dikmek için yalan, iftira ve kirli siyaset ipine daha çok sarılacaktır. Ama takke düştü kel göründü. Çabaladıkça batıyorsunuz ve daha da batacaksınız.

Bir eğitim sendikasının yöneticisine yakışmayan, temsil ettiği camiayı ve tüm eğitim çalışanlarını yalan ve iftiralarıyla kandırmaya çalışan bu ahlaksız paylaşımı yapan Türk Eğitim-Sen Denizli Şubesi yönetim kurulu üyesi şahıs hakkında suç duyusunda bulunduk.

Refik olamasak ta rakip olmanın da bir ahlakı olmalı.