Ajanskamu-Özel Haber

Rotary Kulüpleriyle imzalanan protokoller tartışması bir türlü bitmek bilmiyor.
‘’Rotary Kulüplerinin yıllardır Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullar yaptığı ve bu okullara Rotary ismi verildiği biliniyor. Okullara Rotary ismi verilmesi sorun olarak görülmezken, sadece destek amaçlı protokoller yapılmasının ifşa edilmesi art niyetli bir girişimdir. Geçmişi kimse hatırlamak istemiyor, çünkü amaç başka…’’ deniliyor.

Rotary Kulüplerinin, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak Rotary isminin verildiği okullar yaptırdığı inkar edilemez bir gerçek. Bir başka inkar edilemez gerçekte; Rotary Kulüplerinin Milli Eğitim Bakanlığında cirit attığı dönemlerde ne şimdiki siyasi iktidar bu kadar muktedirdi… Ne de Eğitimbirsen Milli Eğitim Bakanlığında yetkili sendikaydı. Geçmişi kimse unutmuyor. Ancak o döneme ilişkin kazanılmış haklar konusunda elden gelen pek bir şey yok. Tıpkı, adı uyuşturucu vb işlerle ile anılan kimi şahısların isminin de bazı kurumlara verilmiş olmasının sonradan fark edilmesi gibi...

Medya bu dönemde yapılan protokolleri eleştirdi, doğru… Çünkü; bugün Milli Eğitim Bürokrasinin çoğu kademesinde artık eğitimbirsenli kadrolar var. Eğitimbirsenli kadroların bir medeniyyet tasavvuru, bir davası, bir ideali, bir iddiası vardı. O yüzden, bu kadrolarda onlar var. Bizim kabullenmekte zorlandığımız konu; bu protokollerin eğitimbirsenli kadrolar eli ile yürütülmesi…

Hallacı Mansur taşlanırken;
“Taşlar... Kan... Kanlar içindeki Mansur... Ses yok. Tebessüm... O esnada bir dost taş yerine bir gül atar. Bir inilti... Bir inilti ki; yürekler titrer ve sorarlar:
- Taş yağmuru altında inlemedin de bir güle karşı ne diye böyle inledin?

Cevap:
- Taş atanlar, halden anlamazlar ki attıkları taşlar bizi incitsin. Ama ya halden anlayanlar, değil taş gül atsalar dahi o gül incitir, inletir.
Bizim kahrımız, isyanımız, itirazımız bunadır…

Linç kültürü ve sessizlik… Halden anlamayana karşı sessizlik de halden anlayanlara karşı inilti, gürültü de bundandır.

10 Kasım Törenlerinde kamuoyunu rahatsız eden görüntülerin çekildiği ikisi imam hatip olmak üzere, 20 okulun tamamının müdürünün de eğitimbirsenli oluşunadır kahrımız...

Bu müdürlerin tamamının mülakatla gelmiş olmasınadır itirazımız.

Her şey çok açık ve net olarak ortada iken, bir dostu koruma iddiasına; davanın, ilkelerin, değerlerin yok sayılıyor görüntüsü verilmesinedir isyanımız…

Ne linçi? Hangi linçten bahsediliyor? Burada da yapılmak istenen; sahaya linç üzerinden korku verilerek, korkunun araçsallaştırılmasından başka bir şey değildir.

Bir siyasi parti genel başkanına; ‘’Amacınızı millet biliyor.’’ denilerek kendinde, millet adına konuşma haddini görmek linç kültürüne girer mi?


‘’Tatile giden üyelerimizi çağırır, size meydanı dar ederiz. Bu cezaevleri daha çok hain barındır.’’ Demek linç kültürüne girer mi?


‘’Biz de sivil itaatsizlik hakkımızı kullanırsak kaçacak cezaevi bile bulamazsınız. Bu milletin sabrını bu kadar zorlamayın.’’ Demek, linç kültürüne girer mi?


Ya da bütün bunlar bir yana; ‘’Rotaryenlerle protokol yapılıyor, okulları rotary derneklerine teslim etmeyin.’’ Demek midir linç kültürü?


Siz söyleyin hangisi… Samimiyet… Her şeyden önce samimiyet…

www.ajanskamu.net