Açıklamasında MEB’in yayınladığı “Ek Ders Ücreti” konulu genelgenin ücret konusundaki karmaşayı çözmek bir yana endişeleri daha da artırdığını vurgulayan Geylan, yüzyüze eğitimin koşullarının uzaktan eğitime uygulanamayacağını belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlerin maaş karşılığı ve ek ders ücreti karşılığı olarak düzenlediği ders yükü planlamasını, içerisinde bulunulan uzaktan eğitim sürecine uygun şekilde yeniden düzenlemesi gerektiğini belirten Geylan, “Ülkemiz olağanüstü bir süreci yaşamaktadır. Doğal olarak, olağanüstü dönemleri olağan dönemlerin yorumlarıyla yönetmek mümkün değildir.

Bakanlık çok açık bir şekilde ‘yüz yüze eğitimde olduğu gibi tüm öğretmenlere haftalık ders çizelgesi hazırlanacak ve maaş karşılığı ve ek ders ücretleri bu çizelge üzerinden ödenecek’ şeklinde bir yorumla karmaşayı engellemelidir.

Okullara ve öğretmenlere canlı ders kotası koyar ve arkasından da maaş karşılığını doldurmadınız diyerek ek ders ücretini keserseniz, yanlış olur.

Canlı derse girene ve maaş karşılığını doldurana ek ders ücreti öderim derseniz, yanlış olur. Canlı ders imkanı vermediğiniz okul öncesi öğretmenlerine ek ders ücreti ödemezseniz, yanlış olur. Sınıfları birleştirir ve arkasından canlı derste maaş karşılığını doldurmadınız diyerek (branş öğretmenleri başta olmak üzere) öğretmenlerimize ek ders ücreti ödemezseniz, yanlış olur. 20 saat maaş karşılığı olan meslek lisesi öğretmenlerimizi işletme beceri eğitiminden gelen ek ders ücretlerinden yoksun bırakırsanız, yanlış olur” dedi.

Öğretmene sahip çıkmanın MEB’in öncelikli sorumlulukları arasında olduğunu kaydeden Geylan, “Gerçekten büyük bir gayret ortaya koyan öğretmenlerimizi karmaşanın ve belirsizliğin içerisine mahkum bırakırsanız başarı mümkün değildir. Temmuz ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin 7.334 TL olduğu, emekliliği haketmiş bir öğretmenimizin dahi ek ders ücretiyle bile yoksulluk sınırının altında ücret alabildiği ülkemizde ek ders ücretlerini lütuf ve ulufe gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur.

Kimse merak etmesin; çocuklarımızın eğitim süreciyle ilgili en yüksek kaygıyı taşıyanlar öğretmenlerdir. Ve öğretmenlerimiz, bu süreçte hiçbir destek almadan, tamamen kendi imkan ve gayretleriyle gereğini fazlasıyla yapıyor” dedi. (Haber Merkezi)