“Devletimizi kuranlar üzerinden yürütülen böylesine üzücü bir tartışmayla gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur” diyen Genel Başkan Kahveci, “Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u Türk milletiyle Ayasofya’yı da İslam ile kucaklaştıran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise İstanbul’u ve Ayasofya’yı İngiliz postalları altında çiğnenmekten kurtaran iki büyük komutan ve devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmet, çağ açıp kapayan; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihin akışını değiştiren iki büyük kahramandır” dedi.

Genel Başkan Önder Kahveci;

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her şeyden önce ömrü savaş meydanlarında geçmiş, defalarca çatışmalarda yaralanarak gazilik mertebesine ulaşmış şerefli bir Türk askeridir. 27 yaşında 31 Mart Vakasını bastırmış, 29 yaşında Trablus’ta, 31 yaşında Balkanlarda, 34 yaşında Çanakkale’de, 35 yaşında Kafkaslar’da, 36 yaşında Suriye ve Filistin’de, 39 yaşında ise Kurtuluş Savaşı’nda canını ortaya koyarak sıcak bir döşek, yumuşak bir yastık yüzü dahi görmeden hayatını vatanına, milletine ve devletine feda etmiş büyük bir şahsiyettir.  

600 yıllık görkemli Osmanlı İmparatorluğu’nun 5 milyon 200 bin kilometre kare olan topraklarının parça parça elimizden çıkarılıp, nihayetinde Sevr paçavrasıyla işgal edilerek, 300 bin kilometre kareye sıkıştırılan Türk milletine biçilen kefeni parçalayıp, üzerinde güven içinde yaşadığımız, hür ve bağımsız devletimizi bizlere hediye eden devletimizin kurucusu, başkomutan ve ilk cumhurbaşkanımızdır.

Bugün dört bir yanımız yangın yeri iken, çevre ülkeler acımasız diktatörler elinde inim inim inleyip büyük bir kıyıma ve yıkıma maruz kalırken, masum çocukların oluk oluk kanı akarken bizler 784 bin kilometrekare olan devletimizin sınırları içinde ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde huzur içinde uyuyabiliyorsak, bunu 100 yıl önce çıplak ayakla yollara düşen, yedi düveli karşısına alıp imkansızlıklardan mucizeler doğuran, başta Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı uğruna can veren, kan döken bütün şehit ve gazilerimize borçluyuz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi bu topraklar üzerinde aldığımız her nefeste bu toprağın altında yatan kahramanlarımızın hakkı vardır.    

Bütün tarihi olaylar kendi zaman dilimi içinde ve kendi şartlarında değerlendirilmek zorundadır. Bundan yüzlerce yıl önce yaşanmış olayları, alınmış kararları bugünün değerleri üzerinden ve bugünün şartlarına göre değerlendirmek tarihi şahsiyetlere yapılacak en büyük haksızlık olacaktır.

Bütün yaşananları, işgali, verilen mücadeleyi ve emeği yok sayıp dünyaya dar ve bağnaz bir çerçeveden bakanlar, Devletimizin kurucularına kem söz söyleyip içimize nifak tohumları ekenler hiç kuşkusuz ki birliğimize en büyük darbeyi vuruyor, vatan uğruna can veren şehitlerimizin de kemiklerini sızlatıyorlar. Kaldı ki içinden geçmekte olduğumuz şu kritik dönemde kurucu değerlerimizi tartışmaya açmanın, Devletimizi kuranları hakir göstermeye çalışmanın hangi karanlık emellerin değirmenine su taşıdığını görmek de zor olmasa gerektir.

Dünyanın en eski mabetlerinden ve mimari harikalarından biri olan Ayasofya Camii’nin yıllar sonra yeniden secdeyle buluşmasının sevincini ve gururunu, Devletimizi kuranlar üzerinden yürütülen böylesine üzücü bir tartışmayla gölgelemeye kimsenin hakkı yoktur.  Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u Türk milletiyle Ayasofya’yı da İslam ile kucaklaştıran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise İstanbul’u ve Ayasofya’yı İngiliz postalları altında çiğnenmekten kurtaran iki büyük komutan ve devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmet, çağ açıp kapayan; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihin akışını değiştiren iki büyük kahramandır. 

Biz her iki Devlet adamımızla da gurur duyuyor, her ikisine de minnet besliyoruz. Tarihi şahsiyetleri birbirleriyle kıyaslamanın kimseye bir fayda getirmeyeceği gibi ülkemizi derin bir fikrî ayrışmanın içine sürükleyeceği düşüncesindeyiz. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Akdeniz’de, Azerbaycan’da büyük bir var oluş mücadelesine girdiğimiz tam da Kurtuluş Savaşımızın 100. yıllarına denk gelen şu dönemde   Kurtuluş mücadelemizi yürütenlerin ve Devletimizi kuranların tartışmaya açılmasını manidar bulmaktayız.

Bu cihetle, tarihi kahramanlarımız üzerinden bizleri ayrıştırmaya çalışanların, haksızlığa, işgale ve sömürüye karşı mücadele azmimizi kırmayı hedefleyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Türkiye Kamu-Sen olarak, Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’dan başlayıp, bu millet için hizmet eden tüm devlet büyüklerimize, Asya’dan Avrupa’ya, Arap Yarımadası’ndan Afrika’ya kadar kanlarıyla bu toprakları vatan yapan kahramanlara, yok olmak üzereyken bu millete iman ve inanç yükleyerek adeta küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize minnettarız.  Tarihimizle ve tüm tarihi şahsiyetlerimizle gurur duyuyoruz.