Anayasa Mahkemesi, sendikanın çağrısı üzerine göreve gitmeyen öğretmene verilen cezayı hak ihlali görmedi!

Anayasa Mahkemesi (AYM), bağlı olduğu sendikanın çağrısına uyarak bir günlüğüne iş bırakan öğretmen Pınar Çankaya Ulaş’ın başvurusunu sonuçlandırdı.

Mahkeme, öğretmenin örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmediğine çünkü katıldığı “Savaşa hayır, barışı savunacağız” başlıklı protesto ve iş bırakmak eyleminin her ne kadar sendika çağrısı ve organizasyonuyla yapılmış da olsa sendikal haklara dair olmadığına hükmetti.

AYM’nin gerekçeli kararında, iş bırakma kararı ve basın açıklamasının, “sendikanın çekirdek faaliyet alanında kalmadığı” ileri sürüldü.

Kararda ayrıca, bu eylem, “sendikaların siyasi otorite karşısında bir baskı grubu olarak yürüttükleri faaliyetler kapsamında aldıkları kararlardan olduğu” ifade edildi.

İdare mahkemesi “zamanaşımından” iptal etti
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 29 Aralık 2015’te sokağa çıkma yasaklarına karşı basın açıklaması yapılmasına karar verdi. KESK’in bağlı olduğu Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) da aynı doğrultuda açıklamaya destek verme adına bir günlük “hizmet vermeme” kararı aldı.

Mersin, Yenişehir’deki bir ortaokulda öğretmen olan Pınar Çankaya Ulaş da üyesi olduğu Eğitim-Sen’in kararına uyarak bir günlüğüne görevine gitmedi.

Hakkında açılan idari soruşturma sonucunda da “mazeretsiz olarak göreve gitmediği” gerekçesiyle, 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verildi.

Pınar Çankaya Ulaş, bu cezaya yaptığı itiraz İl Disiplin Kurulunca reddedilince disiplin cezasının iptali talebiyle Mersin 2. İdare Mahkemesinde dava açtı. Mahkeme cezanın iptaline karar verdi.

İptal gerekçesinde, iş bırakma eyleminden bir ay içinde soruşturmaya başlanmadığından verilen disiplin cezasının zamanaşımına uğradığı ifade edildi.

“Korunması gereken haklar kapsamında değil”
Ancak idarenin de bu karara itirazı sonucu Konya Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurusunun reddine hükmetti. Gerekçeli kararda, cezanın zamanaşımına uğramadığı belirtildi.

İstinaf mahkemesi ayrıca davayı esastan da değerlendirerek, “kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal ve mesleki hak ile menfaatlerinin iyileştirilmesi amacını taşıyan eylemlerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi kapsamında korunması gerekmekle birlikte -sendika kararı bulunsa dahi- bu amaçları gerçekleştirmeye yönelik olmayan eylemlerin korunması gereken haklardan olmadığına” karar verdi.

Mahkeme, öğretmen Pınar Çankaya Ulaş’ın görevine gitmeme nedeninin, sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek olduğunu bunun da “kamu görevlilerinin ekonomik, sosyal ve mesleki hak ile menfaatlerinin, özlük ve parasal haklarının, çalışma koşullarının korunması, iyileştirilmesi, geliştirilmesi amacını taşımayan bir eylem olduğunu” ifade etti.

Bu karar da Danıştay 12. Dairesince onanınca Pınar Çankaya Ulaş AYM’ye bireysel başvuru yaptı.

Başvurusunda, “üyesi olduğu sendika kararı uyarınca iş bırakma eylemine katılması dolayısıyla disiplin cezasıyla cezalandırılarak dernek ve sendika kurma hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, etkili başvuru hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini” ifade etti.

“Siyasi otorite karşısında yürüttükleri faaliyetler”
AYM’nin bugün açıkladığı gerekçeli kararında, Konya Bölge İdare Mahkemesine katıldı ve bu yöndeki Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu Ahmet Parmaksız kararını hatırlattı:

“Sendikaların üyelerinin ekonomik, sosyal hak ve menfaatlerini korumak, geliştirmek için yapılan faaliyetleri dışında siyasi otorite karşısında bir baskı grubu olarak yürüttükleri faaliyetler kapsamında aldıkları kararlar doğrultusunda sendika üyelerinin iş bırakma eylemine katılmaları bireylerin sendikanın çekirdek faaliyet alanında kalmayan eylemleri olarak değerlendirmiştir.”

AYM bu sebeple öğretmen Pınar Çankaya Ulaş’ın başvurusunu kabul edilemez buldu. (AS)


İşte o karar:

Anayasa Mahkemesinin 19/11/2019 Tarihli ve 2015/18467 Başvuru Numaralı Kararı