Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, RTÜK’e çağrısıyla ilgili şunları söyledi:
“Özellikle son günlerde yaşadığımız bazı olaylar, toplumu din konusunda aydınlatma görevli ve Anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ne kadar önemli bir kurum olduğunu bir kez daha bizlere göstermiştir.

Milli kültürümüzün, sosyal medya üzerinden, özellikle de bazı televizyon yayınlarıyla nasıl erozyona uğratılmak istendiğine her gün şahit oluyoruz.  Televizyon, radyo ve sosyal medyanın insanlarımızın, özellikle de çocuklarımızın gelişiminde ne kadar etkili olduğu tartışılmaz bir gerçektir.

Ülkemizde; ulusal ve yerel televizyon kanallarının sayısı her gün artmaktadır. Dolayısıyla yayınlara her yaşta izleyici, her yerde kolayca ulaşabilmektedir. Yapılan bu yayınlar, milli ve manevi değerlerimize aykırı veya bozucu bir hal aldığında faydadan çok zarar vermeye başlar. Geleceğimiz çocuklarımız başta olmak üzere, milletimizin ve Devletimizin yarınları açısından da sıkıntılara yol açabilir.

Özellikle de, bazı art niyetli kişi veya grupların kişisel ve maddi çıkar sağlamak, taraftar toplamak ve güç elde etmek için vatandaşlarımızın samimi din duygularını kullandıklarına şahit olmaktayız. 

Televizyon ve radyolarda yayınlanan özellikle dini içerikli yayınların, Diyanet İşleri Başkanlığı ile daha çok işbirliği yapılarak denetlenmesi önem arz etmektedir. Bu yolla, art niyetlilerin yüce dinimiz İslam, Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed’in (sav) Sünnetine aykırı, (sözde) dini içerikli yayınlarına dur denilmiş olacaktır. Kur’an ve Sünnete uygun yayınların yapılmasına destek olunabilecektir.

Böylelikle, insanlarımızın temiz dini duygularını, habis çıkarlarına alet edenlerin önüne geçilebilecektir. 

Milletçe birlik ve beraberliğe daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, milli ve manevi değerleri aşağılayıcı, aileyi yok edici, her türlü suç unsurunu övücü yayınlara geçit verilmemelidir. Özellikle, milli kültürümüz, manevi değerlerimiz, tarihimiz ve geleceğimize yönelik doğru yayınların yapılması teşvik edilmelidir.

Bunun için, ayrım yapılmadan bütün televizyon kanallarının özellikle de dini içerikli programlarının Diyanet İşleri Başkanlığı’nca işbirliği yapılarak takibi, denetlenmesi ve zararlı ve gerçek dışı olan yayınlarla ilgili gerekli yasal işlemlerin yapılması için RTÜK’e yazılı başvuruda bulunduk.”