(Bu yazı, öğretmen olmayı düşünen gençler içindir. Zaten öğretmen olanlar dikkate almasın lütfen.)
Öğretmenlerin karşılaştıkları o kadar çok problem var ki…. Hangisini incelemeye kalksanız her biri, ayrı bir kitap olur. Burada alanımızın yetersizliği nedeni ile bu problemleri özet olarak geçmek durumundayız. Sekiz yüz bine yakın çalışanı olan bu mesleğin problemleri de çalışan sayısı kadar büyük.
Öğretmenlik mesleğinin değeri: Öğretmenliğin eski değerinde olmadığını söyleyen, mesleğin itibarsızlaştırıldığı ve yıpratıldığından yakınan birçok meslek taşımız var. Yıpratılma ve itibarsızlaştırmaların kaynağına baktığımızda medya, siyaset, bakanlığın uygulamaları, toplum yapısında meydana gelen hızlı değişimler ve camianın büyüklüğüne paralel olarak, öğretmenlerden kaynaklanan hataların genellenmesi ve tüm camiaya mal edilmesini gösterebiliriz. Eskisi kadar olmasa da öğretmenlerin özellikle kırsalda hala itibarlı bir meslek grubu olduğunu, geçmişten gelen değerini yitirmediğini söyleyebiliriz. Yine de “bu devirde itibarlı meslek kaldı mı?” diyerek kendinizi avutabilirsiniz.
Sık değişen ve yeni karasız durumlar ortaya çıkmasına neden olan yönetmelikler: Öğretmenlik mesleğini tercih edeceklerin yeni durumlara uyum yeteneklerinin son derece yüksek olması, psikolojik problemler yaşamamaları açısından son derece önemlidir. Bir sabah kalktığınızda, okulunuz ilkokul olmuş ve tayin istemek zorunda bırakılmış olabilirsiniz. Haftada iki saat olan dersiniz 1 saate düşürülmüş olabilir. Okula yakın yerden bin bir zorlukla aldığınız evinizden, zorunlu çalışma süresini tamamladığınız için taşınmak zorunda kalabilirsiniz. Daha bu ve benzeri onlarca, mevzuat değişikliğinden kaynaklanan, problemle mücadele etmek durumunda kalabilirsiniz. Buna zihnen ve bedenen hazırlıklı olmak zorundasınız
Değişen öğrenci profili: Teknoloji, bilim, sanat … sürekli bir değişimin içinde. Bu değişimde insanın etkilenmemesi mümkün mü? Eskinin söz dinleyen, uysal, öğretmenden korkan neslinin yerini kendini beğenmiş, ukala, ilgisiz cep telefonu ve tabletinden başını kaldırmayan iletişimi son derece zayıf bir nesil aldı. Görev yapacağınız yere göre değişmekle birlikte kalemsiz, kitapsız eğitime ve yukarıda saydığımız özelliklere haiz nesle göre kendinizi ayarlamanızda yara var.
Mesleğe hazırlama ve yetiştirme koşulları; Öğretmen olarak öğrenmeniz gereken ilk şey, Bakanlıktan, il ve ilçe müdürlüklerinden hiçbir şey beklememeniz olacaktır. Göreve başlayacağınız okulunda size rehberlik edecek birini bırakın, okulunuzun kapısı, penceresi, kullanılabilir halde bir tuvaleti var mı diye kara kara düşünün. Milli Eğitim Bakanlığının bir öğretmen yetiştirme politikası maalesef yok. Kendi kendiniz yetiştireceksiniz bu durumda. Mesleki gelişim açısından hangi kitapları okuyacağınızı, diğer okullarda olan örnek uygulamaları, dünyada uygulanan eğitim modellerini araya araya kendiniz bulacaksınız. Bunları yaparken de, “Ne gereği var, sanki sana daha mı çok maaş verecekler!” diyen meslektaşlarınızdan etkilenmemeyi de öğrenmeniz gerekecek.
Zorunlu bölge hizmeti: Öğretmen olarak atanabilmeniz kadar nereye atandığınızda önemli. Öğretmenlerin zorunlu hizmeti hizmet bölgeleri ve hizmet alanlarına göre 3 ile 7 yıl arasında değişmektedir. Bu süreler kadar o bölgede kalmanız atanacağınız anlamına gelmez. Atanmak istediğiniz yerin normunun buna uygun olması da gerekmektedir. Özellikle 4+4+4‘ten sonra sınıf öğretmenlerinin iller arası ve il merkezlerine atanması mucizeye bağlı. Ödüllendirme sistemi: Her ne kadar konu ile ilgili bir mevzuat bulunsa da kriterleri insan elinde hamura dönen “Başarı Belgesi” gibi ekonomik yönden bir anlam ifade etmeyen, “ Aylıkla Ödüllendirme” gibi kimlere, nasıl verildiği belli olan ödülleri çok çalışırsanız!!! alabilirsiniz.
Şimdi de branşlarına göre öğretmenlik mesleğinin zorluklarına bakalım.
Sınıf Öğretmenliği: Öğretmenler içerisinde en çilekeş olanları. 4+4+4‘ten önce atanması kolay olduğu için tercih ediliyordu. Artık oda mümkün değil. Bir dağ başına, ülkenin en ücra köşelerine yolu, suyu olmayan yerlerine atanırlar. Ne bakanlıkta ne de il/ilçelerde değerleri vardır. Zira Bakanlık sınıf öğretmenlerini hiçbir zaman Bakanlık Müfettişi yapmamış, adeta gizli bir ambargo koymuştur. Ayrca ziraatçıları, ormancıları, fizikçileri ve aklınıza gelmeyecek onlarca bölümden mezun olanları, sınıf öğretmeni yaparak, herkesin yapabileceği öğretmenlik seviyesine indirmiştir. Maalesef Bakanlık temelsiz binanın üstüne kat çıkılamayacağını geç anlamıştır.
Matematik Öğretmenliği: Öğrencilerin en çok zorlandıkları derslerin başında olması sebebi ile, matematikten korkan ve başarısızlığı kabullenmiş büyük bir çoğunlukla uğraşmak zorunda kalacağınız bir branştır. Artısı özel ders verme imkanlarının geniş olması.
Yabancı Dil Öğretmenliği; Dil öğretme konusunda bakanlık gramer ağırlıklı yöntemleri kıramamıştır. Dolayısı ile bu branşın öğretmenleri, dil öğretemedikleri iddiası ile acımasızca eleştirilirler.