Felsefe Eğitimi ve Felsefe Grubu Öğretmenlerinin Çağrısı

~~Eğitim sistemimiz içindeki pek çok sorundan birinin de felsefe öğretimi alanında yaşandığını söyleyebiliriz. Özellikle ortaöğretimdeki felsefe derslerinin amacına ne kadar uygun olduğu bir problem ve tartışma alanıdır. Liselerde okutulan Felsefe derslerinin genelde en az ilgi duyulan derslerden biri durumuna geldiği görülmektedir. Bunun temel nedenlerinden biri, toplumun sosyo-kültürel koşulları, ikincisi ise eğitim sisteminin yapısından kaynaklanan koşullardır (Akdağ, 2002).

Akdağ (2002), insanı özgürlük bilincine ulaştırabilecek bir felsefe eğitiminin, yaşamın diğer boyutlarını açmada bir anahtar olduğunu, öğrencilere özgüven kazandıracak bir "düşünme eğitimi”nin insanın yaşamı boyunca kullanabileceği deneyimler sağladığını ifade etmiş;  felsefe öğretimine dayanan bir deneyimin boyutlarını da şöyle belirtmiştir;

a-Temel kavramları sorgulamak,
b-Öngörü ve anlama yeteneği kazanmak,
c-Kişisel deneyim ve özgüven

Akdağ (2002) tarafından yapılan bir araştırmada, lise son sınıf öğrencilerine, etkili bir felsefe eğitimi ve öğretimini belirten sorular sorulmuş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır;

- Kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre felsefe derslerinin etkililiği konusunda daha olumlu düşünmektedirler.
- Fen Bilimi alanında okuyan öğrenciler Felsefe dersini diğer alanlarda okuyan öğrencilere göre daha az etkili olarak algılamaktadırlar.
- Özel Lise öğrencilerinin Felsefe derslerine yönelik ilgisinin daha az olduğu görülmektedir.
- Sınıf mevcudu “30’dan az” ve “50’den fazla” olanlar, sınıf mevcudu “30-40 arası” ve 40-50 arası” olanlara göre felsefe derslerinin etkililiği konusunda genel anlamda daha olumlu görüş bildirmişlerdir.
- “İlgi alanları” değişkenine bağlı olarak “Yöntem, etkili öğrenme ve işeyararlık” boyutunda Psikolojiye ilgi duyan öğrenciler , diğer ilgi gruplarına göre, felsefe derslerinin “yöntemi, öğrenme etkililiği ve işlevselliği” bakımından daha etkili olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
- Ders kitabı dışında hiç felsefe kitabı okumayan öğrenciler, genel olarak, felsefe derslerinin etkililiği konusunda, kitap okuyanlara göre daha olumsuz düşünmektedirler.

Akdağ (2002) bu sonuçlar ışığında şu önerileri yapmış;

1. Araştırma, sporla ilgilenen öğrencilerin azımsanmayacak ölçüde çok olduğunuortaya çıkarmıştır. Buna benzer şekilde, felsefe dersleri ve felsefe alanına ilgiyi artırarak düşünmeyi ve sorgulamayı öğrenen bir öğrenci tipi oluşturmak için, genel olarak Lise öğretimin  üniversite sınavlarına hazırlanma yılları olmaktan kurtarılması, özel olarak da felsefe dersi öğretim programının yeniden düzenlenmesi ve ders saatlerinin artırılması önerilebilir.
2. Fen Bilimleri alanında okuyan öğrencilerin felsefe derslerine ilgisini artıracak önlemler alınması gerektiği de düşünülmelidir. Varolan koşullarda bu, Üniversiteye geçiş sınavında felsefe dersinin ağırlığının artırılmasıyla sağlanabilir.
3. Lise türleri arasındaki eşitsiz dağılımın nedeni sayılabilecek olanak farklılıklarını gidermek ve sınıf mevcutlarını uygun ölçülere indirmek felsefe öğretiminin etkililiğini artırmada bir yol olarak önerilebilir.
4. Ders kitabı dışında felsefe metni okuma ve genel anlamda okuma alışkanlığını kazandıracak kültürel okul iklimini oluşturmak bir örgütsel değişim önerisi olarak sunulabilir.
5. Felsefe derslerinin Lise öğretiminin tüm sınıf düzeylerinde programa konulması genel olarak tüm öğrencilerin ilgisini artırma yönünde uygun olabilir.
6. Toplumumuzun varolan bilim anlayışını ve ülkemizdeki bilimsel etkinliğin gelişmesini de sağlayacağını varsayarak, felsefe derslerinin bir “düşünme eğitimi” dersi şeklinde ele alınıp, ilköğretimden itibaren okutulması önerilebilir.

Felsefe eğitimi konusunda ortaya çıkan bu sonuç ve önerilerden sonra alanın en önemli unsurları olan felsefe öğretmenlerinin çağrısına kulak vermek gerekiyor;

“Felsefe eğitimi, bütün temel insan haklarının yaşama geçirilmesinin gerekli koşuludur. Çağdaş bir eğitim vermek ve özgür düşünen bireyler yetiştirmek istiyorsak felsefeyi özel bir ilgi alanı olmaktan çıkarmak, eğitimin genelinin bir parçası haline getirmek zorundayız. Felsefe yapabilme olanaklarını genişletmek ve özgür düşünme alışkanlığını edinmenin altyapısını oluşturmak için felsefe eğitimi, ilköğretimden başlayarak, ortaöğretimin sonuna kadar sürdürülmelidir. Bunun içinde “Felsefe Grubu Olarak”  dört temel çağrımız var:

1. Ortaokulda seçmeli olarak okutulan Düşünme Eğitimi ve Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi dersi zorunlu hale getirilip Felsefe Grubu Öğretmenleri tarafından verilmelidir.

2.Sosyoloji, Mantık ve Psikoloji LYS(Lisans Yerleştirme Sınavı)’de çıkmasına rağmen ve sınava giren öğrenciler zorunlu olarak çözmesi gerekirken hala seçmeli ders statüsünde bulunmaktadır. Bu derslerin zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.

3.İnsanın değerini ve haklarını anlatabilmek için Demokrasi ve İnsan Hakları Dersi ortaöğretim 9 sınıfda  zorunlu ders statüsüne getirilmelidir.

4. Sosyal Bilimler Liseleri gerçek işlevlerini yerine getirebilmeleri için Eğitim Psikolojisi, Eğitim Sosyolojisi, Sosyal Bilimlere Giriş, Sosyal Bilimler ve Sosyal Bilim Çalışmaları dersleri zorunlu hale getirilmelidir.


Kaynaklar

Akdağ, B. (2002) Ortaöğretimdeki Felsefe Derslerinin Etkililiğinin Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi Yıl: 2002, Sayı 15, Sayfa : 11-28

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri