Amerika birleşik devletleri’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyarak elçiliğini açması sonucu çıkan olaylarda onlarca Filistinli kardeşlerimiz şehit oldu.Çoluk çocuk ,yaşlı demeden gözünü kırpmadan sivilleri öldürmeyi şiar edinmiş İsrail’in bu şımarıklığına ise dünya üç maymun oyununu oynamaya devam ediyor. İstedikleri kadar körler sağarlar birbirlerini ağırlasın ama İsrail’in başkenti Kudüs değil ancak ve ancak cehennem olur..! Amerika birleşik devletleri’nin bu adımları akıl tutulmasıdır, insanlığa atmış olduğu deli saçmasıdır. Kudüs insanlık tarihinin en eski şehirlerden birisidir ve İslam, Yahudilik ve Hıristiyanlık dinlerinin kutsal mekanı olması yönüyle diğer şehirlerden farklı bir anlam taşır. O yüzden Kudüs sadece Yahudi devleti olan İsrail’in başkenti olamaz ve bu hali ile bu karara sadece İslam aleminin değil Hıristiyanların da karşı çıkması bir zaruriyettir. Çünkü bu hareket sadece İslam aleminin yok sayılması değil Hıristyanları’nın da yok sayılmasıdır. Ayrıca bizler için Kudüs Kabe’den önce ilk kıblemiz ve aynı zamanda İsra suresinin 1. Ayetinde Mescidi Haram’dan Mescidi Aksa’ya Hz. Muhammed’in yürütüldüğü şeklinde ifade buyrulan Kutsal yolculuğun adresi, sonrasında vuku bulduğuna inanılan miraç mucizesinin yaşandığı kutsal mekan ve Allah tarafından mübarek kılınmış bir şehir olduğuna inanılmaktadır. Bu özelliği ile biz Müslümanlar için Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal şehirdir. Yarım asırdır İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulmün asıl sebebi ise yine Kudüs idi yani kutsal şehri başkentleri yaparak büyük hayallerine büyük ölçüde ulaşmış olacaklardı. İsrail’in Filistin’i ilk işgal ettiği zamana bakacak olursak yine gözünün Kudüs’te olduğu anlaşılacaktır. 1967'de İsrail, Kudüs kentinin doğusunu işgal etmiş ve 1980 yılında ise tamamını işgal ederek başkenti ilan etmişti. Günümüzde İsrail’in Anayasası Kudüs’ü İsrail’in “bölünmez başkenti” olarak kabul etmekte ise de ancak Birleşmiş Milletler İsrail’in bu kararını tanımamıştı.Bugüne kadar da Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan hiçbir devlet de olmamıştı.Olmamıştı diyorum çünkü ta ki ABD’nin bu şımarıkça karar ve adımına kadar ki bütün bu olayların fitilini bile bile başlatmış oldu. Aslında, Uluslar arası toplum Kudüs’ü İsrail’in işgali altındaki Arap toprağı olarak kabul etmektedir. Bu sebeple Kudüs’te hiçbir devletin büyükelçiliğini bulunmuyordu. Trump'ın bu kendini bilmez hareketi ilk olmasının yanı sıra bu yönüyle İslam alemi için büyük bir dönüm noktası taşıyor. Zaten Ortadoğu’nun içler acısı hali ortada iken bu kadar hassas konuda dünyanın gözünün içine baka baka kameralar önünde provakatif amaçla elçiliğini açması ve yine herkesin gözü önünde Filistinli onlarca müslümanı öldürmek bilerek ve isteyerek ortadoğu’da yanmakta olan ateşe benzin dökmektir. Siyonizmin sinsi planlarının şımarık bu hareketine alet olup, insanlığın huzurunu ve Müslümanların kutsalını yok sayan ABD’yi ve masum sivilleri gözünü kırpmadan öldüren şımarık yavrusu İsrail’i bu hareketlerinden dolayı kınıyoruz, lanetliyoruz. Son olarak Yahudilerin On Emirden olan “Öldürmeyeceksin.” ve “Hiç kimsenin evine, barkına, karısına, hizmetçisine, öküzüne, eşeğine velhasıl sana ait olmayan bir şeye göz dikmeyeceksin.” emirlerini hatırlatmak istiyorum. Zira İsrail’in de kendisine emredilen bu emirlere karşı gelmektedir. Dolayısıyla Filistinlilerin evlerine barklarına devletine göz dikip gözlerini kırpmadan Filistinlileri katleden İsrail’in başkenti Kudüs değil Cehennem olur.