İKTİDAR OLMAK

Abone Ol

              

 

            İktidar yani gücü kullanmak genel olarak yönetim için kullanılan bir terim. Arapça kudret kökünden türemiş bir kelime. Siyasi hayatta ise devlet yönetiminde olmak anlamında kullanılır.

            Eğer iktidar kullanma gücü tek adam elinde ise buna dikta rejimi deriz. Yine eğer bu gücü kullanma , yani iktidar halk eli ile bir siyasi partiye verilirse buna da cumhuriyet deriz.

            Yazımızın asıl konusu ise iktidar olmanın yanında MUKTEDİR olmak . yani imza yetkisinin tek başına bir yeterliliği yok anlayacağınız. İlk kezi ktidarız ama muktedir değiliz sözü koalisyon ortaklarından birinin bakanı tarafından terennüm edilmişti. Bizde de şaşkınlığa sebep olmuştu. Bir parti halkın oyu ile gelecek ama muktedir olamayacak. Garaip bir durum gözü ile bakmıştık.

            Sonra bu muktedir olamamak sözü VESAYET sözü ile perçinlendi. Öyle ya siz iktidarsınız  ama muktedir değilsiniz,  kim muktedir iktidar olmadığı halde  ? Geçmiş dönemlerde vesayet değişikti oligarşik bürokrasi, askeri bürokrasi, ideolojik bürokrasi vesayeti paylaşır ve iktidarın muktedir olma gücünü kullanırlardı. Vesayeti kırmak için ilk girişim 367 safsatasının ardından erken seçim kararı ile Ak Parti iktidarı ile geldi. Halk bastırdı ve iktidara, vesayeti ortadan kaldırma gücünü verdi. Vesayeti ortadan kaldırmak öyle kalabalık parti gurubunun yeteceği bir iş değildi. Tüm halkın o yapar diyeceği bir lidere ihtiyaç duyulacaktı.

            İktidarın vesayeti ortadan kaldırmak için başladığı ikinci dönemi hukuk bürokrasisinin Parti kapatma girişimi ile sallandı. Ama lider olunur sözünün kanıtı olacak Recep Tayyip ERDOĞAN dik durdu. Partinin kapatılmayacağını açıklayan AYM başkanı vesayetin ortadan kaldırılması için bir başlama vuruşu yaptı sanki.

            2008 yılında Ümraniye de ortaya çıkan el bombalarının soruşturulması ile ortaya çıkarılan ERGENEKON yapılanması , askeri, sivil her türlü derin yapıyı ortadan kaldırmaya yönelik bir dava sürecini başlattı.

            Vesayet son koz olarak tüm kuvvet komutanlıklarının istifa kararı ile son atımlık barutunu da harcayarak köşesine çekildi. Ve en önemli ve büyük VESAYET olan Askeri VESAYET sona erdirildi.

            367 garabeti sonrası hukuk VESAYETİ (Jüristokrasi) oluşmaya başlamış bunun da önünün alınması için 2010 yılı 12 Eylül referandumu gerekli idi. Her şey güllük gülistanlık derken gezi olayları patlak verdi. Ve ardından DOSTmodern darbe girişimi olan 17 ve 25 aralık darbe girişimleri geldi.

            Tek başına iktidar olmanın ama muktedir olamamanın getirdiği eksiklik 2011 seçimlerine kadar sürdü. Bunu 2013 yılı gezi olaylarının suhuletle bastırılması, ardından Dostmodern darbenin alınan idari kararlar sonrası savuşturulmasından anladık. Bu  30 mart seçimleri iktidarın bu denli yolsuzluk iddialarının ardından bile önceki yerel seçimlere göre yüzde beş oy artışı ile perçinlendi. Hele hele 10 ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri başçalan olarak lanse ettikleri Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ezici bir zaferle her iki kişiden birinden  biraz daha fazlasının oyunu alarak ilk turda seçilmesi ile tüm vesayetler yerle bir oldu.

            İktidar olmak aynı zamanda halka hesap vermek anlamına gelir demokrasilerde. Eğer iktadar iseniz ama muktedir değilseniz halk muktedir olacağına inandıklarını işbaşına getirir.

            Her girdiği seçimde yükselen bir grafik sergileyen iktidar ise muktedir olamadım deme lüksüne saip değildir. Tüm vesayet odaklarına hadleri bildirilmeli ve tüm kurumları ile halkın iktidarının gerekleri yerine getirilmelidir.

            Halk şimdilerde ise Paralel Adını verdikleri VESAYET ile mücadelesinde iktidara tam destek ve yetki vermiştir. Masum samimi kardeşlerin zarar görmesine müsaade etmeden devletin gücünü halkın iktidarını devirmek için kullanan tüm paralel yapıların  devlet kadrolarından en ince ayrıntılarına kadar temizlenmesi de halka verilen bir iktidar vaadidir.

Halk verilen bu sözün sonuna kadar arkasındadır ve takipçisidir.  

Vesselam