Yeniçağ yazarı Batuhan ÇOLAK PKK'nın kaçırdığı ve haber alınamayan Necmettin Öğretmeni yazdı. İşte O Yazı; Necmettin Yılmaz... Hayatının baharında, 23 yaşında daha... Üniversiteyi bitirdikten sonra KPSS'ye giriyor ve Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi Çiftçibaşı köyüne atanıyor. Hayatında hiç görmediği, bilmediği bir bölgeye, oranın çocuklarını eğitebilmek için gidiyor... Kısa zamanda kendini sevdiriyor... Eğitimsizlikten yaşları bile tam bilinmeyen, kimisinin Türkçeyi bile konuşmakta zorlandığı köy çocuklarına hayatını adıyor. 1 yıl boyunca öğrencilerin babası gibi oluyor. Hepsi Necmettin öğretmenlerini çok seviyor, alışıyor. Devlet, ülkesinin en ücra köşesine bile okul yapıp öğretmen gönderirken, birileri aynı şekilde düşünmüyor! Necmettin Öğretmen kısa sürede bölücü örgütün radarına giriyor. Çünkü örgütün sivil toplum kuruluşlarına, sendikasına üye olmuyor, derneklerine de gitmiyor. Bölgede onlara biat etmek yerine, vatanına-milletine-devletine bağlı olarak sadece görevini yapıyor. Tamamladığı eğitim yılının ardından ailesinin yanına Giresun'a gitmek için yola çıkıyor. Onu muhtemelen köyden itibaren takip edenler örgüte haber veriyor. Tunceli-Erzincan yolunda aracının önü kesiliyor. Aracı ateşe veriliyor. Jandarma saatler sonra aracı buluyor. Necmettin Öğretmenin babası aranıyor, 'Oğlunuzun aracını Tunceli-Erzincan yolunun 46.km'sinde yakılmış ve kurşunlanmış olarak bulduk. Kendisinden haber alamıyoruz, husumetinin olduğu birileri var mı' deniyor... Baba, haliyle panikliyor 'Oğlumun kimseyle bir sorunu yoktur, köyünde de çok sevilirdi' cevabı veriyor. Halbuki öğretmenin PKK tarafından kaçırıldığı aleni ve açık. Bazı aklı evveller örgütün propagandası olabilir diye PKK ismini telaffuz etmiyor. Acilen öğretmeni kurtarmak için seferber olması gerekenler de konuyu gündeme getirmiyorlar. Baba ilk arabayla oğlunun aracının yakıldığı noktaya gidiyor. Soruyor, soruşturuyor ama tek bir iz yok. Devletin gerekli organları konuyu kamuoyuna bile açıklamıyor. Bölge milletvekillerinden tek kelam yok! Öğretmeninin PKK tarafından kaçırıldığını bilen bir devlet, susan yetkililer ve oğlunu arayan bir baba... Aradan 4 gün geçiyor, Necmettin öğretmenden hala bir iz yok. Teröristler ellerini kollarını sallayarak kaçırıyorlar ve bunca teknolojik imkana, istihbarata rağmen bir türlü izlerine ulaşılamıyor! Her geçen saat ailenin endişesi artıyor. Bu sırada birileri 'İnsan Hakları Derneği'ne git, yardım iste' diye akıl veriyor! Hükümetin, İçişleri Bakanlığı'nın günler geçmesine rağmen bir açıklama yapmadığı dakikalarda baba çaresiz PKK'ya yakınlığıyla bilinen İHD Tunceli Şubesi'nin yolunu tutuyor, 'Oğlum kaçırıldı, yardım edin. Onun hiçbir günahı, suçu yoktur, Allah rızası için kimler kaçırdıysa serbest bıraksın' diyor. İHD fırsatı kaçırır mı, hemen göz boyayıcı açıklamalarla Örgüte, öğretmeni serbest bırakma çağrısında bulunuyor. Kadir gecesinde PKK'nın sitelerinden şehit edildiği haberi geliyor. Doğruluğu hâlâ teyit edilemedi. Bu yazının yazıldığı saate kadar, hükümetten konuyla ilgili bir açıklama dahi gelmemişti. PKK'ya yakın 14 bin öğretmen için ortalığı ayağa kaldıran Eğitim-Sen ise sosyal medya hesabından tek bir mesaj yayınlamadı. Binali Yıldırım aylar önce 'Terör örgütüyle bir şekilde ilişkiye girmiş öğretmenleri de değiştiriyoruz. Buna karar aldık. 14 bin civarında öğretmeni, maalesef başka yerlere alma mecburiyeti var' demişti. 'Maalesef' sözlerine tepkiler öyle büyüdü ki PKK ile ilişkili olduğu düşünülen öğretmenleri açığa almak zorunda kaldılar. Bu süre zarfında Eğitim-Sen aralık vermeksizin kamuoyu oluşturdu, AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu Milli Eğitim Bakanı ile 2 defa görüşüp 'Görevlerine dönecekler' sözünü aldı, HDP'li vekiller çalmadık kapı bırakmadılar. Kamuoyunun gazı alındı, günler geçtikçe o öğretmenlerin tamamı görevlerine iade edildi! Evet, yanlış okumadınız tamamı görevlerinin başında! Vatanına, milletine bağlı, gencecik bir fidan ise 23 yaşında kaçırılıyor, örgüt onu katlettiğini iddia ediyor. Milliyetçi bilinen o şaşalı sendikalar ise twitter'dan üzüntü paylaşıyor, siyasi partiler zaten ortalarda yok! Bu adalet değildir! Suskunluğumuz, çaresizliğimiz ve hareketsizliğimiz bizleri karanlığa götürüyor. En büyük temennimiz Necmettin Öğretmenin iyi olduğu haberinin gelmesidir. Kaynak: Batuhan ÇOLAK / Yeniçağ Gazetesi