Son dönemlerde özel okullar, öğretmenler için ağır, güvencesiz çalışma koşulları ve düşük ücret dayatmasının merkezi haline geldi. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ise kendisine bağlı olan özel okullarda adeta ayyuka çıkan sömürü koşullarına sessiz. Ne bir denetim ne de haksız uygulamalara karşı bir soruşturma var. Öğrencisini müşteri, okulu ticarethane olarak gören özel okul patronları ise öğretmenleri kölelik koşullarında çalıştırıyor. Öğrenci başına yıllık 100 bin TL’lik ödemelerin yapıldığı özel okullarda öğretmenlerin çoğu asgari ücret hatta altında çalışmaya zorlanıyor. İş güvencesi nedeniyle isimlerini tam olarak veremediğimiz öğretmenler, özel okullarda yaşanan ve yaşadıkları sömürü çarkını anlattı. MAAŞ AZ, İŞ YÜKÜ AĞIR Ceren Öğretmen, yıllarca emek verdikleri kurumlarda haklarının her gün yenmesine rağmen işten atılma korkusu nedeniyle seslerini çıkaramadıklarını söylüyor. Maaşlarının az gösterildiğini, maaşın bir bölümünün elden verildiğini anlatan Ceren Öğretmen “Kırtasiye ödeneğimizi ödemiyorlar. Sabahtan akşama kadar ders olsun olmasın okulda bekçi gibi bekletiyorlar. Hafta içi, hafta sonu fark etmeden veli toplantılarına ve sınav görevlerine çağırıyorlar. Asgari ücrete yapılan zamdan sonra maaşlarımız asgari ücrete denk geldi, herhangi bir zam yapmadılar. Devlette çalışan meslektaşlarımızla aynı şartlarda çalışmak istiyoruz” diye konuştu. ÖĞRETMENE SAYGI YOK Pandeminin başında gece gündüz ekran başında olduklarını hatırlatan Elif Öğretmen “O bitti şimdi de hayat pahalılığı vurdu bizleri” dedi. Artan hayat pahalılığını karşılayan bir zam alamadıklarını hatta zam yapmayan okullar olduğunu da belirten Elif Öğretmen “Öğrenci başına 100 bin TL’ye ulaşan ücretlerden bahsedilen özel okullarda bu kaynak öğretmenlere aktarılmadığı gibi öğrencilerin geleceği ve eğitimi için de kullanılmıyor. Öğrencisini müşteri olarak gören ticarethane tadındaki eğitim kurumlarında öğretmenin esamisi okunur mu? Elbette hayır” diye konuştu. Velilerin okullara ödedikleri ücretleri baz alarak öğretmenlerin de çok yüksek maaş aldıklarını düşündüklerini ama durumun tam tersi olduğunu dile getiren Elif Öğretmen “En yüksek ücreti veren özel okulun bile maaşı bir öğretmenin hayatını rahatça sürdürebileceği miktara denk gelmiyor. Öğretmenine saygı duymayan, göstermeyen yönetici, öğretmenin velide saygı uyandırmasını bekliyor. İtilen, hor görülen öğretmenler nasıl saygı uyandırabilir velilerin gözünde? Üstelik veliler, kendi çalışanı gibi görüyor öğretmenleri. Velilerin öğretmenlere karşı saygısız davranışları kurum tarafından göremezden geliniyor” ifadelerini kullanarak sözleşmeli çalıştıkları için sene sonunda yeniden imza atmak için kendilerinin de birçok şeye sessiz kaldığını söyledi. Reklam ÖĞRETMENİN İTİBARI GERİ VERİLMELİ Öğretmenliğin en saygın mesleklerden biri olduğunu Rıfat Ilgaz, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi birçok önemli şair ve yazarın aynı zamanda öğretmenlik yaptığını hatırlatan Elif Öğretmen “Mesleğin saygınlığı da aldığımız maaşlarda yıllar içinde ciddi bir erozyona uğradı, mesleğimiz hırpalandı. Özel okullar eğitimdeki niteliğin düşmesini de istismar ederek büyüdü. Çalışma koşullarımızın değişebilmesi için öğretmenlerin itibarları geri verilmeli. Özel okulda da devlette de çalışsak vicdanen başarılı, güçlü nesiller yetiştirmeye çalışırız. Biz yöneticilerin önünde ceket iliklemesi beklenenler değil, cumhurbaşkanının dahi önünde ceketini iliklememesi gerekenleriz. Öğretmen maaşları hızla artırılmalı, Diyanete aktarılan milyonlar, hızla eğitime aktarılmalı. Özel okul sahiplerinin elbette bu söylediklerimizi yapmasını beklemiyoruz ama bu devran böyle gitmeyecek!” dedi. 3 YILDIR MAAŞLARIMIZ ERİYOR 19 senedir özel okulda çalıştığını anlatan Feyza Öğretmen, ilk öğretmenlik yaptığı okulda maaşın çok düşük olduğunu hatta bir kısmının elden verildiğini söyleyerek “Ama çalışma şartlarım olması gerektiği gibiydi. Dersimin olduğu saatte okula gidiyor, bittiğinde de çıkıyordum. Sonra sabah sekiz akşam beş sistemi yaptılar ama maaş yine çok düşüktü. Kabul etmedim, şu an çalıştığım okula geçtim” dedi. Şu anda da en büyük sıkıntısının okul sahibinin eğitimden anlamaması ama öğretmenin, idarecinin ve eğitimcinin işine karışması olduğunu dile getiren Feyza Öğretmen “Aldığımız maaşlar da ilk başlarda iyiyken son üç senede ciddi biçimde eridi. Yaşanılan ekonomik krizden sonra maaşlarımızda herhangi bir iyileştirme olmadı” dedi. PATRONLAR KAFASINA GÖRE, DENETLEYEN YOK “MEB’e bağlı olduğumuz söylense de bizleri okul sahipleri dışında denetleyen bir merci yok” diye konuşan Feyza Öğretmen, dolayısıyla okulun sahibi kimse onun kurallarının uygulandığını söyledi. Çalıştığı kurumun sahibinin bir sabah okula gelip ‘Öğretmen servislerini bundan sonra öğretmenlerin çocukları kullanmayacak’ dediğini belirten Feyza Öğretmen “Bu karardan çok sayıda öğretmen mağdur oldu ve ama patron asla kararından dönmedi. Geçen yıl da onuncu senenin sonunda öğretmen çocuklarının yüzde 99 olan bursu okulların açılmasına iki gün kala yüzde 95’e düşürdü. Kendi kafasına göre uygulanan bir sistemi bir anda değiştirip çalışanlarını ve öğretmenlerini mağdur edebiliyorlar” dedi. Eskiden devlet okulunda çalışan öğretmenlerden 2-3 bin TL fazla alırken şimdi 1-2 bin TL daha az aldıklarını anlatan Feyza Öğretmen “Pandemiyle birlikte ekonomik kriz bahane edilerek çok fazla branş öğretmeni işten çıkartıldı. Çok fazla kat görevlisi, yemekhane çalışanı işten çıkartıldı, veliye yüzde 20 zam yapılırken öğretmene, çalışana yüzde 5 zam yapıldı.Bizim kurumun sahibi beş yıllık süreçte Bodrum’da beş yıldızlı otel, Kocaeli’de 10-15 tane villa yaptırdı. Aslında herhangi bir ekonomik kriz yaşamıyor ama bunu bizlere çok fazla bahane ediyor” dedi. Sinan DEDELİ / Evrensel