Sabah'tan Ömer ÇELİK'in haberi... Etkin pişmanlıktan yararlanan öğretim görevlilerinin ifadelerinde örgütün zulmünden kaçışın olmadığı ve adeta köle gibi davrandıkları bir kez daha gözler önüne serildi. Örgüt, hangi üniversiteye kimin öğretim görevlisi olacağını, kiminle evleneceklerine kadar karar verdikleri hatta doğacak çocuk sayısını bile kendilerinin belirlediği ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2011-2013 yılları arasında yapılan Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS), Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES), Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (YDS) ve Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nda (ÜDS) soruların usulsüz alınarak örgüt mensuplarına dağıtılmasına ilişkin soruşturmanın kapsamı genişliyor. Ankara İl Emniyet müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 81 kente dağılarak öğretim üyesi olarak görev yapan örgüt mensuplarına yönelik 1'inci dalga operasyonnda 49 şüpheliyi gözaltına aldı. Bunlardan 19 şüpheli etkin pişmanlıktan faydalanarak mahrem yapılanmadaki 106 kişinin ismini verdi. Ekipler, Ankara merkezli 16 ilde 2'inci dalga operasyonu düzenleyerek 22 kişiyi yakaladı. FETÖ KARARGAHINDA SORU KİTAPÇIKLARI DAĞILDI FETÖ'nün akademisyen yapılanmasında yer alan 1000'in üzerindeki bazısı aktif görevde olan kripto öğretim görevlisinin isimleri tek tek tespit edildi. Örgütün İzmir'deki Zafer Öğrenci Yurdu'nu üs olarak seçtiği ortaya çıktı. Yurtta bir araya gelen üst düzey örgüt yöneticilerinin sınav sorularını kitapçık haline getirerek örgüt mensuplarına dağıttıkları tespit edildi. KAZANDIĞINI ÖĞRENDİLER PEŞİNİ BIRAKMADILAR Etkin pişmanlık hükümlerinden yaralanan öğretim üyesi A.Y., FETÖ'nün akademik yapılanmasını deşifre etti. A.Y. verdiği ifadede, "Örgüte ait evde yaklaşık 3 ay kaldım. Sınava sonuçlarının açıklanmasından sonra puanın yüksek olduğu için örgüt mensuplarından gizli üniversitelerin akademik kadro ilanlarına başvuru yaptım. Örgüt içerisinde yer alan T.Ö., İzmir'de kalmamı istedi. ÖYP'ye başvurdum ve Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümünü kazandım. T.Ö., Gümüşhane'den görevlendirme alarak İzmir'e gelmemi istedi. Onların isteklerine uymayarak 2021 yılında Kütahya Üniversitesine başvurarak İşletme bölümünü kazandım" şeklinde beyanda bulundu. "İŞTEN ATTIRIRIZ" TEHDİDİ FETÖ'nün peşini asla bırakmadığını anlatan A.Y., "Kütahya'yı kazanmamın ardından T.Ö. beni orada Y.E. ile tanıştırdı. Bu kişi Kütahya'da öğretim üyesiydi. Üniversiteden sorumlu örgütün üst düzey mensuplarından biriydi. Daha sonra beni E.Y. isimli örgütün mensubunun evine yerleştirdiler. Üniversitede sen ve benden başka kimse olmadığını düşünüp ona göre hareket edecek diyerek ben işten attırmak ile tehdit ediyordu. Okulda baskı ve mobbing yaparız diyerek isteklerini yapmamı istediler. İzmir'de bulunan tez hocam İzmir'e davet etti. Bunu öğrenen örgüt üyeleri 'bir yere gidemezsin, işini bozarız' yönünde tehdit ettiler. Ben de korkumdan Kütahya'dan ayrılamadım" dedi. KAÇ ÇOCUK OLACAĞINA ONLAR KARAR VERİYORMUŞ Öğretim görevlisi A.A., örgütün neler yapabileceğini gözler önüne serdi. A.A., beyanında "Yaklaşık bir ay önce evde kaldığım dönemde bizden sorumlu olan Y.E. isimli abi ile evlilik konusunda sıkıntı yaşadım. Sonra beni başka eve gönderdiler. Orada da ev sorumlusu E.T., beni başka bir odaya çekerek evlilik konusunu tekrar açtı. Bana, 'kendilerinin uygun gördüğü eş adayı ile evlilik yapmak zorunda olduğumu hatta doğacak çocuk sayısını bile kendilerinin belirleyeceğini' beyan etti. Bunları yapmam durumumda hiçbir devlet kurumuma yerleşemeyeceğimi, bu olay ömür boyu karşısına çıkacağını anlattı. Bende bana ne vaat ederseniz edin kız arkadaşımdan vazgeçmeyeceğini anlattım" şeklinde ifade verdi. KUR'AN-I KERİM'E EL BASILARAK SORU DAĞITTILAR Etkin pişmanlık ifadelerinde; S.K., E.Y., Y.E., E.M., F.Ç., ifadelerinde; her ay belirli miktarda himmet adı altında para verdiklerini, genellikle maaşımın yüzde 10'u kadar elden parayı verdiklerini beyan etti. Örgüte ait olan evlere çağırıldıklarını ve sınavdan bir iki gün kadar önce sınav sorularını Kuran-ı Kerimin üzerine el basarak yemin ettikten sonra sorumlu abilerinden aldıklarını itiraf ettiler. Örgüt mensubu A.B.'nin ifadesinde; kendisinin Ankara Gazi Üniversitesinde çalışan araştırma görevlilerinden sorumlu olduğunu, kendisine bylock isimli programdan örgüte üye olan araştırma görevlileri ile ilgili bilgilerin geldiğini ve bu bilgileri bir üst abisine ilettiğini anlattı. Kaynak : Sabah Gazetesi