Efendim: öncelikle sosyal medyada Fidan Öğretmen diye anılan Fidan Atalay’ın güzel ve çekici bir hanımefendi olduğunu belirteyim. Hakkını teslim edelim, kendisi cazibeli, hoş bir kadın. (Kıskanç kişilerden bazıları kusur bulsalar dahi ben bulamadım daha doğrusu aramadım) Tahta başında giydiği elbiseye “dekolte” mi desem ne desem şaşırdım ama kabul etmek gerekir ki mini eteğiyle oldukça seksi duruşu ve iç gıcıklayıcı bir elektriği var. Hani “Allah sahibine bağışlasın” derler ya o cinsten. Kızımız “fidan gibi” hakikaten. Kendisinin de sorduğu gibi “manken olsa” yeridir!..

Dolayısıyla ne kıvrımlı vücut hatlarını ortaya seren dişiliğini sergilemesi, ne giyip giymediği beni normal şartlarda pek fazla ilgilendirmiyor. (Haliyle bu yüzden kendisini kınayacak da değilim) Kendisi gündelik hayatında, evinde, sokakta, vb istediğini giyebilir. Her ne kadar seksiliğini bu kadar öne çıkaran, bilhassa popo odaklı sergileyişleri pek yerinde bulmasam dahi onu da tolere edebilirim. Bence sakıncası yok!..

Modernizmin Bu Kadarı da Fazla!..

Önce şunları belirteyim ki birtakım keskin “Pop – Atatürkçüler”, mangalda kül bırakmayan içi boş “modernist cumhuriyetçiler” ve ipin ucunu kaçırmış, laylaylomcu, teşhirci ruhlu “Hedonistler” koro halinde sizi damgalamasınlar. (Hemen hepsi ağız birliği ederek, sanki çarşaf giysinler, burka giysinler diyormuşsunuz gibi sizi “şeriatçı”“gerici” bile ilan edebilirler!) İlericiliği kıç göstermeye indirgeyen bu gibiler sırf “Anti - AKP” duygularla sosyal alanda her tür abukluğu, aşırılığı destekler oldular. Bir kısmı alenen zırcahil olabilen bu hadsizler kendi ezberlerine uymayan her şeye pençelerini kabartabiliyorlar. Bunlar bütün sosyal adap ve edep kriterlerini yitirmiş birtakım şaşkın kendini bilmezlerdir.

Neyse, bunları düşünmek bile sinirlerimi zıplatıyor. Peki insan her istediği yerde, istediği gibi davranabilir mİ? “Özgürlük var. Keyfimin kâhyası mısın, her istediğimi yaparım”, denilebilir mi? Eğer insan ıssız bir adada tek başına yaşasaydı bu mümkündü. Ne yazık ki öyle değil. Toplumda her şey, her yerde ve ortamda yapılamaz, yapılmamalı. Toplumsal edep ve adap kuralları bunu gerektiriyor. (Örneğin bir sahil kasabasında, plajda bikini yahut tanga ile dolaşabilirsiniz ama şehrin ortasında yapmanız uygun düşmez. ) Tepki görmeniz durumunda kabahati gösterende değil kendinizde aramanız gerekir o zaman. Kızmanız boşunadır!

Zihnim Bloke Olurdu!..

Kaldı ki burada özel bile olsa bir “eğitim kurumu” söz konusu. Yani bazı kural ve davranışlara daha bir dikkat edilmesi gereken bir yer. Tahtada son derece seksi, başta kalçaları olmak üzere erotik vücut hatları meydanda bir “Öğretmen” size ders anlatıyor. Şimdi soruyorum: siz olsanız böylesi bir öğretmenin ders anlattığı bir sınıfta dumur olup kalmaz mısınız? İnsan bildiğini bile unutur. İki kere ikiyi şaşırır. Konu aklına girmez. Girse bile anında uçup gider. Kim bilir o anda ne fanteziler kurar. Ne yalan genç bir öğrencisi olsaydım zihnen bloke olurdum. Geceleri rüyalarıma girerdi. Zavallı çocuklar derste ebelek gübelek oluyorlardır herhalde!..

Öğretmene yumruk atan veli tutuklandı! Öğretmene yumruk atan veli tutuklandı!

Üstelik bilhassa erkek öğrencileri hormonların zirve yaptığı bir çağdalar. Hepsi çok genç ve hormonlarının baskısı altındalar. Dolayısıyla “Fidan Öğretmen” davranışının böylesi bir etki yaratacağını bilmiyor olamaz. (Pekala bir öğretmen önlüğü giyebilirdi) O halde niye böylesi “kendiliğinden kışkırtıcı” davranmaktadır sormak lâzım. Yakıştırmak istemem ama bir tür “teşhircilik” mi yapmaktadır? Bir çeşit “Narsisizm” mi? Buradan bir “Ün” mü kazanma çabasındadır? Bir tür fenomen olma peşinde midir? (Zaten olmuş görünüyor!) Kendi kurumunun reklamını mı yapmaktadır? Sadece soruyorum...

Abartılmış Cinsel İmaj Sağanağı!..

Kendisi belli ki bu tarz giyinmeyi ve pozlar vermeyi seviyor. İnstagramdaki, Tik Tok’taki fotolarına, videolarına baktım. Hemen hepsinde muhtelif yer ve ortamlarda çekilmiş, popo bölgesinin ön planda olduğu Kim Kardashian türü, ya da tam yönetmen Tinto Brass’ın iri kalça konseptine uygun onlarca fotoğrafı mevcut. Ders ortamı hariç hemen hepsi özel ortamlar. Bir şey diyemem. Kendi tercihi sonuçta. Ama topluma yansıdığı andan itibaren eleştirilmeyi de göze almalı elbette.

Dediğim gibi kendisini kınamıyor, ayıpsamıyor hatta suçlamıyorum. Sadece iki şeyi birbirinden ayırmak lâzım geldiğini, bazı şeylerin sınırlarını doğru çizmek gerektiğini düşünüyorum. (Ayrıca sırf Atatürkçülük, laiklik, modernizm, vb adına bazı yanlışların görmezden gelinemeyeceğini söylüyorum!) Hele de resmi okulda olmasa da sonuçta öğretmenlik gibi kutsal sayılan bir mesleğin bir adabı, bir ölçüsü olması gerek herhalde. Ötesi bünyeye zarar!..

Öyle ki zaten bunun “vazifesi” olması gerektiğini, öğrencilerine karşı sorumluluğun bunu gerektirdiğine inanıyorum. Dahası cinsel algının bu derece gözümüze sokulması, onun üzerinden bir çeşit imaj primi yapılmaya çalışılması rahatsız edici bir durum. Son zamanda sosyal medya ortamlarında, muhtelif dozlarda buralara çok yüklenilir oldu. İyice abartılmış bir “cinsel imaj sağanağı” yaşıyoruz. Onunki gene iyi. Daha şaşırmışları var. İşler iyice çığırından çıkıyor gibi.

Müsaade edin de bende bazı şeyleri “yakışıksız” bulayım. Bu da benim özgürlüğüm elbette!..

ATİLLA AKAR

Kaynak: medyaradar.com