DÜZCE MİLLİ EĞİTİM DEPREMZEDELERİN YANINDA

Dünyada eşine az rastlanır bir şekilde iki büyük depremi artarda yaşadık.  Binalar yıkıldı, ocaklar söndü, enkaz altında kalanlar oldu. İnsanlar korku ve panik içinde ne yapacaklarını bilemez hale geldi.

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu yaşanan son depremlerle daha iyi anladık.

Bütün ülke, dünyada eşine az rastlanır bir şekilde yardım için seferber oldu. “Nasıl yardım edebiliriz”in derdine düştü. Bu ülkenin insanı, imkanları ölçüsünde, elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı.

Şüphe yok ki Türkiye’de deprem gerçeğini en iyi bilen illerden biri de Düzce’dir. Düzce, 1999 yılında aletsel büyüklüğü 7.5 olan bir depremle sarsılmış, 30 saniye süreyle etkili olan depremde 845 canını kaybetmiştir. Yaralı sayısının 4 bin 948 olduğu bu depremde, 3 binin üzerinde bina yıkılmıştır.

Kasım 2022’de yine 6,2 büyüklüğünde bir depremle Düzce yine sarsılmıştır. Neyse ki bu depremde bina yapısının yeni olması, yüksek katlı binaların bulunmaması vb. nedenlerden ciddi bir kayıp yaşanmamıştır.

Haliyle, Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkisini ve depremden etkilenenlerin halet-i ruhiyesini, ihtiyaçlarını en iyi anlayan/bilen illerden biri de Düzce’dir. Bu sebeple depremin ardından Düzce Milli Eğitim Müdürlüğü hemen harekete geçmiştir. Nakdi yardım için Valilik Onayı alarak hesap açmış, 30 tır yardım malzemesini hazırlayarak deprem bölgelerine göndermiştir. Meslek liselerini ve halk eğitim merkezlerini harekete geçirerek soba, uyku tulumu, ekmek üretimine başlamıştır.  Üretilen 1400 uyku tulumunu ilk etapta sevkini tamamlamıştır. Meslek lisesinde üretilen ekmeklerin sevki de devam etmektedir.

Ayrıca kurtarma ve destek amaçlı AKUB ekibini, bakım onarım amaçlı teknik personelini, eğitim öğretim desteği vermek adına da öğretmenlerden oluşan bir grubunu, deprem bölgelerine göndererek destek olmaya çalışmaktadır.

Aslına bakarsanız Türkiye genelinde eğitim müdürlükleri ellerindeki imkanları depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak adına seferber etmiştir. Okulların tek görevinin çocuklara bilgi aktarmak olmadığı daha iyi anlaşılmış oldu. Milli Eğitim Müdürlükleri başlattıkları yardım kampanyaları ile çocuklarımıza ve gençlerimize yardımlaşmanın, dayanışmanın, zor durumda kalanların hayata tutunmasını sağlamanın, dertleri ile dertlenmenin sevinçleri ile sevinmenin büyük bir erdem olduğunu gösterdiler.  

Depremzedeler büyük bir travma geçirdikleri bir gerçek. Eşini, dostunu, çoluğunu çocuğunu, malını, işini kaybeden hayata adeta sıfırdan başlayan bu insanlara maddi, manevi yardımlara devam etmek çok önemli. Türkiye’nin yoğun gündemi içinde bu insanları unutursak bunun vebalini ödeyemeyiz. Bu noktada okullarımız birer uyarıcı görevi görmeli ve Milli Eğitim Müdürlükleri de bu konuda öncü olmalıdır.