Savaş’ın tüm yurdu etkisi altına aldığı bu günlerde vatan topraklarımız Fransızlar, İtalyanlar, İngilizler, yunanlılar tarafından paylaşılmaya başlanmıştır. Bunun üzerine Ulu önder, ülkeyi kurtarmak için Anadolu’ya geçmeye karar vermiş ve 16 Mayıs günü Samsun’a doğru yola çıkmıştır. Bu adım ve ardından gerçekleştirilen adımlar ülkemiz adına büyük önem taşır. 19 Mayıs ile başlayan bu dönemi genelgeler ve kongreler izlemiş,”ya istiklal, ya ölüm!”ilkesi ile ülke düşmandan temizlenene kadar savaşmaya karar verilmiştir. ”Kurtuluş Savaşı” bu milli mücadele destanın adı olurken Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki TBMM ise bu destanı yaşatan milletin kalbi olmuştur.

19 Mayıs 1919’da samsun’dan yakılan bağımsızlık meşalesi, TBMM’nin açılması ile birlikte kısa bir süre içerisinde dalga dalga tüm yurda dağılmıştır. bu günkü varlığımız ve özgürlüğümüzü o günlere hiç kuşkusuz ki o günlere borçluyuz. Temelleri yine o dönemlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan”milli egemenlik” kavramı ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanmış, tek çarenin ancak millette olduğu tam manasıyla tescillenmiştir.

Bugün gelinen noktada millet iradesi en büyük güç kaynağımız olmuştur. Bunun yaşatılması için hepimiz bil hassa Atatürk’ün 19 Mayıs’ı armağan ettiği Türk gençliğine büyük görevler düşünmektedir. İşte Atatürk, doğum günüm dediği 19 Mayıs’ı en büyük eserim dediği ve halk eğemezliğine yani milli irade gibi sağlam bir temel üzerine oturttuğu Türkiye cumhuriyet’ini, Türk geçliğine armağan etmek suretiyle bizlere duyduğu güveni en güzel şekilde ifade etmiştir.

Bu nedenle bizlere Türk gençliği olarak bu güvene layık olduğumuzu gayret ve çabalarımızla göstermeliyiz ki Türkiye Cumhuriyet’i Atatürk´ün dediği gibi ilelebet payidar kalsın. Ne Mutlu Türk´üm diye!…

Yazan: Meral Nur YÜCEL, Şht. Alb. İbrahim Karaoğlanoğlu İ.Ö.O, 6/D Sınıfı Öğrencisi – 2012

***************

19 Mayıs 1919  milletimizin, büyük bir onur mücadelesiyle Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde tarih sahnesinde bir kez daha şahlanışının destanıdır. Bütün umutların tükenmeye başladığı bir zamanda içinde Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk Milleti için “ Bu millet esir yaşamaktansa ölse daha iyidir” diyerek Samsun'a çıkması ve bağımsızlık hareketimizin de fitilini ateşleyen bir meşale olmuştur. Bu tarih ile birlikte Türk Milleti, kendi makûs kaderini tersine döndürmeye başlayarak, esaret altında yaşayamayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal altında bulunamayacağını tüm dünyaya adeta haykırmıştır.

“Kurtuluş Savaşı” bu milli mücadele destanının adı olurken Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi ise bu destanı yaşatan milletin kalbi olmuştur. 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yakılan bağımsızlık meşalesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması ile birlikte kısa bir süre içerisinde dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bugünkü varlığımızı ve özgürlüğümüzü o günlere hiç kuşkusuz ki o günlere borçluyuz. Temelleri yine o dönemlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan "Milli Egemenlik" kavr

amı ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanmış, tek çarenin ancak millette olduğu tam manasıyla tescillenmiştir. Bugün gelinen noktada millet iradesi en büyük güç kaynağımız olmuştur. Bunun yaşatılması için hepimize ve bilhassa Atatürk'ün 19 Mayıs'ı armağan ettiği Türk gençlerine büyük görevler düşmektedir.

Binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluklar içinde, büyük özveriler neticesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti biz gençlere emanet edilmiştir. Bu sebeledir ki bu değerli emaneti yaşatmak ve sonsuza kadar korumak ve gelecek nesiilere en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğumuz olmalıdır. İleride ülke yönetiminde söz sahibi olacak olan biz Türk gençleri, Türkiye Cumhuriyeti'ni omuzlarınızda yükseltecek dimağlar olarak ne denli büyük bir sorumluluk üstlenmiş olduğumuzun bilinç ve idrakindeyiz. Bu inaçtan aldığımız azim ve kararlılıkla ülkemizi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün rehberliğinde çağdaş medeniyet seviyesine taşımaka adına elimizden geleni yapacağız.


 
Bütün bu anlatılanlar çerçevesinde birlik ve beraberliğimize yönelik her türlü saldırı veya tehdit karşısında ise bir birimize daha da fazla kenetlenerek hiç kimsenin, ne amaçla ve ne şekilde olursa olsun, huzur ve güvenliğimizi bozmasına fırsat vermeyeceğiz. Unutmamak gerekir ki ay yıldızlı bayrağımızın altında hepimizin bir ve bütün olarak yaşamasına imkân sağlayan unsur Atatürk’ün önderliğindeki milli mücadele sonucunda kurulan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetidir. Tüm kurum ve kuruluşlarıyla dimdik ayakta duran devletimiz, dıştan ve içten gelen her türlü saldırılara karşı Cumhuriyetin temel değerlerini korumaya sonuna kadar kararlıdır.

İşte Atatürk, doğum günüm dediği 19 Mayıs’ı en büyük eserim dediği ve halk egemenliğine yani milli arade gibi sağlam bir temel üzerine oturttuğu Türkiye Cumhuriyetini, Türk gençliğine armağan etmek suretiye bizlere duyduğu güveni en güzel şekilde ifade etmiştir. Bu nedenle bizler Türk geçliği olarak bu güvene layık olduğumuzu gayret ve çabalarımızla göstermeliyiz ki Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün de dediği gibi ilelebet paidar kalsın. Ne mutlu Türk’üm diye!..

19 Mayıs 1919, Birinci Dünya Savaşı’nın topraklarımızı en çok etkilediği günlerde Mustafa Kemal Atatürk’ün çözüm arayışı içinde Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıktığı tarihtir. Savaşın tüm yurdu etkisi altına aldığı bugünlerde vatan topraklarımız Fransızlar, İtalyanlar, İngilizler, Yunanlılar tarafından paylaşılmaya başlanmıştır, ulu önder ülkeyi kurtarmak için Anadolu’ya geçmeye karar vermiş ve 16 Mayıs günü Samsun’a doğru yola çıkmıştır. Bu adım ve ardından gerçekleştirilen adımlar ülkemiz adına büyük önem taşır. 19 Mayıs ile başlayan bu dönemi genelgeler ve kongreler izlemiş, “Ya istiklal, ya ölüm!” ilkesi ile ülke düşmandan temizlenene kadar savaşmaya karar verilmiştir.


19 Mayıs tarihi Kurtuluş Savaşımızın başlangıç günüdür, Atatürk kurtuluş günümüzü Gençlik ve Spor Bayramı olarak tüm Türk milletine, özellikle gençlere armağan etmiştir. Ülkeyi şekillendirecek kişilerin çocuklar ve gençler olduğundan yola çıkan ileri görüşlü Mustafa Kemal bugünü bayram ilan ederek gençlere, spora, sağlıklı yaşama ne kadar önem verdiğini göstermiştir. Bugünün ayrıca Atatürk’ü anma günü olarak kutlanmasının nedeni doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Mustafa Kemal’in doğum günü sorulduğunda ülkemiz için dönüm noktası olan bu tarihi yani 19 Mayıs’ı söylemesidir.


1919 yılından itibaren her yıl 19 Mayıs günü Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanır, spor faaliyetlerinden oluşan gösteriler yapılır, günün önemiyle ilgili şiir ve yazılar okunur, çeşitli gösteriler düzenlenir, Atatürk ve bu ülke için Kurtuluş Savaşı’nda emeği geçen her birey saygıyla anılır.

Sema Özbek 

****************

19 Mayıs 1919 günü Türk Milleti için önemli bir gündür. Özgürlüğe, bağımsızlığa ilk adım o gün atılmıştır. Bu savaş Mustafa Kemal paşa’nın 19 Mayıs 1919 günü samsuna ayak basmasıyla başlamıştır. Ülkesini içinde bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtarmak isterdi. Milletinin bağımsızlığı için yine milletin azmi ve kararlığına inandı. Mustafa Kemal Samsun’a çıkışıyla tüm ülkeyi aydınlatacak bir hareketi başlatmıştır. Anadolu insanın tek yumruk olmasını sağlamıştır. Atatürk, Türk milleti için giriştiği bu savaşta tüm gücünü millete olan inancından ve güveninden almıştır. Milletinin daima şerefli bir millet olarak yaşamasını isteyen Atatürk, bu sebeple girişilen savaşta tam bağımsızlığı esas almıştır.

19 Mayıs ülkenin mutlu geleceği için atılan ilk adımdır. 19 Mayısı doğum günü olarak kabul etmesi,19 Mayıs’ın tarihimizdeki yerini ve önemini en iyi biçimde yansıtmaktadır. Kurtuluş Savaşı, hazırlık savaşlarından büyük zafere kadar her yönüyle çok iyi tasarlanmış, umutların ve özlemlerin çığ gibi büyüyerek coşkuya ve zafere dönüştüğü kahramanlık destanımızdır.

Kurtuluş savaşı başarıyla sonuçlandıktan son

ra 29 Ekim 1923 ‘te cumhuriyet ilan edilmiştir. Atatürk Cumhuriyeti Türk gençliğine armağan etmiştir.

Biz de Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olan 19 Mayıs gününü ‘’Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ‘’olarak kutluyoruz. Bu kahramanlık destanını, o yollarda yaşayan büyük sıkıntıları ve çileleri unutmamaya, yeni nesillere de unutturmamaya çalışıyoruz. ‘’NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’’

Yazan: Abdülkadir KOCA, Şht. Alb. İbrahim Karaoğlanoğlu İ.Ö.O, 6/D Sınıfı Öğrencisi – 2012

********************

19 Mayıs Türk Milleti ve Türk Gençliği için tarihimizin en önemli günüdür. I. Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı İmparatorluğu yenilmiş,yurdumuz işgal altına alınmıştır. Bütün ordumuz terhis edilmiş,silahlarımız toplanmış,bütün haberleşme kaynaklarımız düşmanlar tarafından el konulmuştur. Bütün umutların tükenmeye başladığı bu dönemde Mustafa Kemal üçıkmış bağımsızlık ve özgürlük mücadelemiz başlamıştır.Özgürlük ve bağımsızlık için M. Kemal ATATÜRK türk milleti ile yok olma tehlikesini göze alarak kendi canını tehlikeye atmıştır.Bu yüzden M. Kemal ATATÜRK ile ne kadar gurur duysak azdır.O türk milleti için kendi canını tehlikeye atmıştır.

19 Mayıs 1919 tarihi milletimizin M.Kemal ATATÜRK önderliğinde tarih sahnesine çıkısının destanıdır. Atalarımız kendi kanlarını,canlarını hiçe sayarak bu yurdu biz gençlere bırakmıştır. Bu mücadele ile Türk milleti, başka bir millete bağımlı yaşayamayacağını bütün dünyaya isbatlamıştır.

M.Kemal ATATÜRK, 19 Mayıs gününü türk gençliğine armağan etmiştir. ''Sağlam kafa,sağlam vücutta bulunur.''sözü ile başaraılı olabilmenin bir koşulunu da sağlıklı olmak olduğunu vurgulamıştır.B

izde türk gençliği olarak Atatürk'ün ve atalarımızın bize emanet ettiği bu vatanı ilelebet korumalı ve 19 Mayıs gününü coşkuyla kutlamalıyız.

Yazan: Meral Nur YÜCEL, Şht. Alb. İbrahim Karaoğlanoğlu İ.Ö.O, 6/D Sınıfı Öğrencisi – 2012

************

Savaş'ın tüm yurdu etkisi altına aldığı bu günlerde vatan topraklarımız Fransızlar, İtalyanlar, İngilizler, yunanlılar tarafından paylaşılmaya başlanmıştır. Bunun üzerine Ulu önder, ülkeyi kurtarmak için Anadolu'ya geçmeye karar vermiş ve 16 Mayıs günü Samsun'a doğru yola çıkmıştır. Bu adım ve ardından gerçekleştirilen adımlar ülkemiz adına büyük önem taşır. 19 Mayıs ile başlayan bu dönemi genelgeler ve kongreler izlemiş,''ya istiklal, ya ölüm!''ilkesi ile ülke düşmandan temizlenene kadar savaşmaya karar verilmiştir. ''Kurtuluş Savaşı'' bu milli mücadele destanın adı olurken Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki TBMM ise bu destanı yaşatan milletin kalbi olmuştur.

19 Mayıs 1919'da samsun'dan yakılan bağımsızlık meşalesi, TBMM’nin açılması ile birlikte kısa bir süre içerisinde dalga dalga tüm yurda dağılmıştır. bu günkü varlığımız ve özgürlüğümüzü o günlere hiç kuşkusuz ki o günlere borçluyuz. Temelleri yine o dönemlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan''milli egemenlik'' kavramı ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanmış, tek çarenin ancak millette olduğu tam manasıyla tescillenmiştir.

Bugün gelinen noktada millet iradesi en büyük güç kaynağımız olmuştur. Bunun yaşatılması için hepimiz bil hassa Atatürk'ün 19 Mayıs'ı armağan ettiği Türk gençliğine büyük görevler düşünmektedir. İşte Atatürk, doğum günüm dediği 19 Mayıs'ı en büyük eserim dediği ve halk eğemezliğine yani milli irade gibi sağlam bir temel üzerine oturttuğu Türkiye cumhuriyet’ini, Türk geçliğine armağan etmek suretiyle bizlere duyduğu güveni en güzel şekilde ifade etmiştir.

Bu nedenle bizlere Türk gençliği olarak bu güvene layık olduğumuzu gayret ve çabalarımızla göstermeliyiz ki Türkiye Cumhuriyet'i Atatürk´ün dediği gibi ilelebet payidar kalsın. Ne Mutlu Türk´üm diye!...

Yazan: Meral Nur YÜCEL, Şht. Alb. İbrahim Karaoğlanoğlu İ.Ö.O, 6/D Sınıfı Öğrencisi – 2012

***************

19 Mayıs, ülkemizin tarihi açısından büyük önem arz eder. Çünkü 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal paşa ülkemizin kötü giden kaderini değiştirmek için samsuna ayak basmıştır.

Osmanlı devletinin dağılma dönemine girmesiyle birlikte bir çok ülke Anadolu üzerinde hakimiyet kurmak için işgallerde bulunmuştur. Osmanlı devletinin gücü kalmadığı için de işgal devletlerine boyun eğmiştir. Ancak Mustafa Kemal bunu kabullenmemiş ve ülkenin işgalci devletlerden kurtulması için ilk adım olarak da 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a ayak basmıştır. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk samsuna giderek millete birlik ve beraberlik çağrısı yapmış ve yumruk olmak için çaba göstermiştir. Bu açıdan atamızın 19 Mayıs günü samsun şehrine gitmesi ve Türk milletini işgallere karşı ayaklandırması sayesinde ülkemizin bu günlere gelmiştir. Bu sebeple de ülkemiz ve milletimiz açısından çok büyük önem arz eden bir gündür.

Milletimizin bu güne gelmesinde atılan ilk adım olan 19 mayıs, kurtuluş savaşının başlangıcı olmuştur. Ve bu sebeple de her yıl 19 Mayıs günü “Mustafa Kemal Atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramı” olarak kutlamaktayız.

***********

19 Mayıs Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu dönüm noktasının en önemli aktörlerinden birisi olan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk sadece iyi bir komutan değil aynı zamanda iyi bir eğitimci, iyi bir insandır. O çocuklara ve gençlere çok önem vermiş ve geleceğimizi onlara emanet etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan’ı çocuklara 19 Mayıs’ı da gençlere armağan etmiştir.

Ulu Önderimiz 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkmış ve kurtuluş mücadelemizi buradan başlatmış ve amacına da Allah’ın izni ile ulaşmıştır. Mustafa Kemal Türk gençliğine çok güvenmiş ve onlara cumhuriyete , demokrasiye sahip çıkmaları gerektiğini vasiyet etmiştir. Çünkü bir ülke eğitimli, bilgili gençler sayesinde kalkınır ve ilerler.

Ülkemizde de her yıl 19 Mayıs’ta çeşitli etkinlikler ve spor gösterileri yapılarak gençler eğlenir ve mutlu olur. Yapılan etkinliklere halk da katılır ve böylece çok güzel bir gün geçirilmiş olur ve kurtuluşumuzun, bağımsızlığımızın, birlik ve bütünlüğümüzün tadı çıkarılır. Bize bu günü armağan eden Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk inşallah nurlar içinde uyursun ve Rabbim sana cennetin en güzel köşelerini nasip eder.

Türk istikbalinin evladı olarak bizlere düşen görev vatanımıza, milletimize, bayrağımıza ve inançlarımıza sahip çıkarak düşmanların bu değerlerimize saldırmasına mani olmaktır.

*************

19 Mayıs 1919 tarihi; Milletimizin,bütün onur ve asaletiyle Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün rehberliğinde tarih sahnesinde bir defa daha şaha kalkışının başlangıcıdır.

Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir’ diyerek Samsun’a çıkması, bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin de başlangıcı olmuştur.

Bu tarih ile birlikte Türk Milleti, kendi makus talihini tersine döndürmeye başlayarak, esaret altında var olunamayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya haykırmıştır.

Kurtuluş Savaşı bu destanın adı, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu destanı yaşatan milletin kalbidir.

19 Mayıs 1919’da Samsun’dan yakılan özgürlük ateşi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte kısa sürede dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bugünkü mevcudiyetimizi ve özgürlüğümüzü o günlere borçluyuz.

Temelleri yine o günlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan “Milli Egemenlik” ilkesi ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanarak, çarenin ancak millette olduğu tescillenmiştir.

Bugün de vazgeçilmez güç kaynağımız millet iradesidir. Bunun yaşatılması için hepimize ve özellikle de Atatürk’ün 19 Mayıs’ı armağan ettiği gençlere büyük görevler düşmektedir.

Binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluklar içinde, büyük özverilerle kurulan Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak ve sonsuza kadar korumak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğunuzdur.

Yakın bir gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni omuzlarınızda yükselteceksiniz. Ülkemizi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine sizler taşıyacaksınız.

Sevgi, saygı, hoşgörü ve uzlaşma ortamı içinde üstesinden gelinemeyecek bir sorunun bulunmadığını unutmamamız gerekir. Birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü saldırı veya tehdit karşısında daha fazla kenetlenerek hiç bir kimsenin, hangi amaçla ve ne şekilde olursa olsun, huzur ve güvenliğimizi bozmasına fırsat vermemeliyiz.

Ay yıldızlı bayrağımızın altında hepimizin bir ve bütün olarak yaşamasına imkan sağlayan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetidir. Tüm kurumlarıyla dimdik ayakta olan devletimiz, gelen saldırılara karşı Cumhuriyetin temel değerlerini korumaya sonuna kadar kararlıdır. Bu durumun sonsuza kadar devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

*******