Varlığı, dünyayı, insanlığı, ülkesini, kendini, olup bitenleri anlamak için bilgili olmak gerekir. Sağlam ve doğru bilgi ve kültür temeli üzerine kurulmamış anlamaların kıymeti yoktur. Onlar anlama değildir, anlamamadır.

İnsan on iki yıl süren ilköğretimden ve liseden sonra ya bilgili olur, ya olmaz.

Dünyada on küsur ayrı medeniyet vardır. Batı medeniyeti tek medeniyet değildir. Hele, hak medeniyet hiç değildir.

Müslüman, İslam iyi bilmek, doğru anlamak için güçlü bir islamî eğitim almış olmalıdır.

Bu eğitim, vasıflı ve etkili İslam mekteplerinde alınabilir.

İslamî eğitimin, İslam mekteplerinin olmadığı bir ülkenin Müslümanları cahilleşir, yabancılaşır.

Anadili Türkçe olan bir Müslüman’ın güçlü ve vasıflı olabilmesi, zengin edebî Türkçeyi bilmekle mümkün olur. Üç yüz kelimelik sokak çarşı pazar iletişim, günlük konuşma yarenlik merhabalaşma Türkçesiyle; olgun, bilgili, yüksek, hizmetkâr Müslümanlar yetiştirilemez.

Vasıflı Müslüman, din âlimi ve fakih olmamakla birlikte akaid, fıkıh, siyer, usul-i fıkıh, usul-i tefsir, usul-i hadis kültürüne sahip olmalıdır.

Liseden, felsefe, psikoloji, mantık, ahlak, estetik, metafizik kültürünü edinmiş olarak mezun olmalıdır.

Tarih, beşerî ve iktisadî coğrafya bilmelidir. Sanat, mimarlık, şehircilik, dekorasyon, giyim kuşam kültürüne malik olmalıdır.

Yüksek ahlak ve karakter terbiyesi sahibi olmalıdır.

Görgülü olmalıdır.

Hukuk uzmanı olmalı demiyorum ama mutlaka hukuk kültürüne sahip olmalıdır.

Arkadaşlarından topladığı mezuniyet albümü paralarını zimmetine geçiren ite lise diploması verilirse, o ülke çok sarsıntı geçirir.

Mantık kültürüne sahip olmayanlara lise diploması verilirse, işler doğru dürüst yürümez.

Cahilliğin türleri vardır. En hafifi, okula gitmemiş, okuma yazma bilmeyen bir yıldızlı cahillerdir.

Kötü bir eğitim okur yazar cahiller yetiştirir.

Okur yazar cahiller, devletlerinin halklarının ülkelerinin başına bela olur.

Doğru bilgi ve kültürün yanında ahlak ve karakter olmazsa, işler yine iyi yürümez.

Özel işlerde kullanılmaması gereken resmî aracı kendi işleri için kullanan bürokrat Oxford mezunu, doktora sahibi olsa da yine alçak ve sefildir.

Gerçekten okumuş insan, mesken, otomobil , cep telefonu gibi şeyleri statü haline getirmez.

Bileğine birkaç yüz bin liralık saat takıp bununla öğünen kişi adam değildir.

Okullarda mutlaka okutulması gereken derslerden biri hikmettir, bilgeliktir.

Öğrencileri içinde hoppa, züppe, şımarık çürük elmalar bulunan okullar, bunları ıslah edemezlerse, mikrop yuvası olurlar.

Ahlak ve karakter sahibi faziletli insanlar ehil ve layık olmadıkları işlere, makamlara, başkanlıklara, memuriyetlere talip olmazlar.

Matlup (istenen) olsalar bile, kabul etmezler.

İşin başı ve temeli iyi, vasıflı, güçlü Türkiyeliler yetiştirmektir.

Bu yetiştirme işini başarıyla yapacak eğitim sistemine, okullara sahip olmaktır.

Bu yoksa, bir ülke parayla, zenginlikle, yollarla, köprülerle, fabrikalarla, hava alanlarıyla, limanlarla, gökdelenlerle, AVM’lerle, stadyumlarla, opera binalarıyla, lüks otomobillerle ayakta durmaz.

Türkiye ’nin kendi medeniyetine, kendi kimliğine, kendi kültürüne uygun bir eğitim sistemi ve okulları olmalıdır.

Bu okullarda çok kaliteli, çok faziletli, sayısız meziyete sahip; güçlü, vasıflı, üstün Türkiyeliler yetiştirilmelidir.

Bugünkü eğitim sistemiyle, bugünkü okullarla böyle elemanlar yetiştirilemez, güçlü kadrolar kurulamaz.

İşin başı fen ilimleri, cebir geometri, fizik kimya değildir. Edebiyattır, tarihtir, sanat kültürüdür, mantıktır, felsefe grubu derslerdir.

Millî okullarda tahsil gören bütün gençlerin küçük beyefendiler, kızların küçük hanımefendiler olarak yetiştirilmesi şarttır, zarurettir.

Türkiye eğitim ve okullar bakımından dünya birincisi olmalıdır.

İkinciliği bile kabul etmememiz gerekir.

On beş senedir ülkemizde büyük bir din, fikir hürriyeti var. Müslüman kesimin bu hürriyeti ganimet bilerek vasıflı okullar açması gerekirdi.

Bu işi yapacak para var ama kültür ve birikim yok.

En akıllı kabiliyetli istidatlı zeki gençlerimizin eğitime yönlendirilmesi gerekir.

Eğitim ve okullar konusunda dört başı mamur planlarımız, programlarımız, projelerimiz, çare ve çözümlerimiz olmalıdır.

Bu işler ve hizmetler cemaat , tarikat, hizip, fırka, sekt, klik zihniyeti ile yapılamaz.

Müslüman çoğunluk içinde Harvard, Yale, Oxford, Cambrige, Sorbonne, Heidelberg ve benzeri büyük üniversitelerde okumuş, dünya çapında büyük eğitimcilerimiz olması şarttır.

Eğitim ve okul, güçlü ve vasıflı Müslüman yetiştirme işlerimizi yoluna koyuncaya kadar, basit ve ucuz camilerde namaz kılabiliriz.

İslam mükemmel dindir, ona ancak kemal sahibi kimseler hizmet edebilir.

Netice: İlle de, vasıflı, güçlü, hikmetli, üstün Müslümanlar yetiştiren İslam eğitimi, İslam okulları…

Başka şansımız yok.

MEHMED ŞEVKET EYGİ / Milli Gazete